Gündem
Müjdat Gezen’den Erdoğan’a: Sen de haddini bileceksin


Halk TV’de yayınlanan “Halk Arenası” programında yaptığı açıklamalar nedeniyle cumhurbaşkanına hakaretle suçlanan tiyatro sanatçısı Müjdat Gezen, DW Türkçe’de yayınlanan “Nevşin Mengü ile Bire Bir” programında, Erdoğan ile polemiğe girmekten ve onun tarafından hedef alınmaktan korkup korkmadığı sorusuna şu cevabı verdi:
“Hiç korkmuyorum. Korkutmak çok tehlikelidir. Ben bunların feriştahını yaşadım. Kenan Evren zamanında ayağımıza zincir vurdular… 12 Eylül’de, 12 Mart’ta çekmediğimiz kalmadı. Onların korkuları dağları aşmış belli ki. O kadar korkuyorlar ki… Hele İstanbul, Ankara, İzmir’i verirlerse, o korku artık ayyuka çıkacak. Diyor ki cumhurbaşkanı ‘Kadıköy’de oturanlar kaymak tabakası… Türkiye yıkılsa bunların kılı kıpırdayamaz’. Ben de dedim ki ben sana böyle bir izin vermiyorum. Yani benim vatanseverliğimi yargılama hakkını sen nasıl kendinde buluyorsun, haddini bil. Herkese haddini bil diyorsun. Haddini bil… Haddini bil… Bütün dünyaya parmak sallayıp haddini bil… O zaman sen de haddini bileceksin. Haddini bil sözcüğü suçsa eğer Sayın Cumhurbaşkanı her gün 200 kere suç işliyor.”
Gezen, “Keşke bu kadar sert konuşmasaydım dediğiniz oldu mu?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Hiçbir sertlik yapmadım (programda) ben onu her akşam oyunumda söylüyorum. Çünkü hakaret eden Erdoğan’ın kendisi. Ben hakaret etmedim ki… En son işte bunlar imansızdır demiş. Benim imanımı Allah yargılayabilir… Sonra bu nasıl bir demokrasi anlayışı. Yasalar önünde herkes eşittir. Bir cumhurbaşkanı düşünün herkesi aşağılayacak, herkese hakaret edecek ama onu hiç kimse eleştiremeyecek. Böyle bir demokrasi yok, böyle bir dünya yok. Yani dilimi kesseler, işaret dili öğrenirim yine gereken eleştiriyi yaparım. Çünkü eleştirimde ne bir saygısızlık, ne bir terbiyesizlik, ne bir küfür var. Bize ‘ulan’ dedi. Ben değil cumhurbaşkanı sokaktaki çocuğa da demem onu.”
Müjdat Gezen’in avukatı Celal Ülgen de aynı programda, müvekkili hakkında yapılan suçlamaları değerlendirdi. Ülgen, gözaltı sürecine ilişkin, ”Savcıya bu bir gözaltı işlemi mi diye sorduğumuzda bunun bir gözaltı olmadığını söyledi. Polislerin neden gittiğini sorduğumuzda ise gülerek, ‘refakat etsinler istedik’ dedi” diye konuştu.
“TAK DİYE EMİR VERİLDİ ŞAK DİYE UYGULANDI”
Ülgen, soruşturmayla ilgili, “Tak diye emir verilince şak diye emir uygulandı. Türkiye’de yargıçlar, savcılar kendilerini bağımsız hissetmedikleri için panik içindeler. Acaba bir hata yapar mıyım telaşı içindeler. Yedi kocalı Hürmüz gibi bunların ağzından çıkan laflara bakıyor. Cumhurbaşkanı eğer haddini bildirin demişse kim tutabilir hakim savcıları… Bu yapılan çok ciddi bir usulsüzlük. Bu uygulamayı yapan savcılar hakkında HSK’ya şikayette bulunacağız” diye konuştu.
Bunlar da ilgini çekebilir
-
Türkiye, Ukrayna ile stratejik ortaklığı daha da tahkim etti
-
Halka silahlanma çağrısı yapıp kaçan Sedat Peker kimdir?
-
İtalya Başbakanı Draghi’den ‘diktatör Erdoğan’ ile iş birliği açıklaması!
-
Boynukalın bırakmak istemedi istifasını Erdoğan istedi
-
İslami Megabank: Milletin parasını sıfırladı sırada ümmetin parası var
-
Erdoğan fırlattıkça Çaykur’a zarar yazdı: 547 milyon TL


Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Ahmet Altan’ın açtığı davada kararını açıkladı. Mahkeme, Altan’ın hükumeti devirmek istediğine dair hiçbir kanıt bulunmadığına hükmetti.
BOLD – Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Ahmet Altan’ın suçlanması ve mahkum edilmesine temel oluşturan ifade ve yazıların makul şüphe oluşturamayacağı sonucuna vardı. DW’den Kayhan Karaca’nın aktardığına göre mahkeme, Altan’ın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmış, “emniyet ve güvenlik”, “adil yargılanma” ve “ifade özgürlüğü” haklarının ihlal edildiğine hükmetti. Mahkeme buna karşılık, Altan’ın siyasi bir nedenle yargılanıp mahkum edildiği tezini kabul etmedi. Ankara Altan’a manevi tazminat olarak 16 bin euro ödeyecek.


Geçen hafta TBMM’de tartışmalı bir şekilde geçen kamuya girecek kişilerden güvenlik soruşturması talep edilmesi kanunu daha uygulamaya girmeden Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından uygulanmaya başlandı. İşe alınacak 3 engelli işçiden güvenlik soruşturması istendi.
BOLD – Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üç engelli işçi alımı için ilan verdi. İşçilerden adli sicil kaydı isteyen HSK, ayrıca adaylardan fotoğraflı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Formu doldurmalarını talep etti.
MALVARLIKLARINI SAKLAYANLAR DA BAŞVURAMIYOR
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliği, İŞKUR aracılığıyla temizlik görevlisi olarak üç engelli sürekli işçi alımı için ilan verdi. Şartları tutan adayların, 16 Nisan’a kadar başvurularını İŞKUR Ankara İl Müdürlüğüne yapmaları istendi. İşçilerde 18 yaşını tamamlamış olmaları ve 36 yaşından gün almamış olmaları, Türk vatandaşı olmaları, kamu haklarından mahrum bulunmamaları, TCK 53. maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamaları şartları aranacak.
ENGELLİLERDEN ASKERLİK BELGESİ TALEP EDİLDİ
İlanda ayrıca engelli bireylerden askerlikle ilişkileri olmadığına dair belge talep edildi. Görevini devamlı yapmasına engel olabilecek akıl hastalığı bulunmaması istenen ilanda ayrıca adayların herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik, yaşlılık veya malullük aylığı almamış olmaları gerektiği vurgulandı. Adayların en az ilköğretim, en fazla ortaöğretim mezunu olması istendi. Önlisans ve daha üst öğrenime sahip başvurucuların başvuruları kabul edilmeyecek.
İKİ AY DENENECEKLER, YAPAMAYANLAR TAZMİNATSIZ ATILACAK
Adaylar kura çekimi ile belirlenecek. Kura sonucu isimleri belirlenen asıl adaylar sözlü sınava alınacak. Sözlü sınav, adayların başvurdukları hizmet alanına ilişkin meslekî bilgi ve becerilerden, yürütmekle yükümlü olacakları vazifelerdeki yetkinliklerini ölçmeye yönelik ve eğitim düzeylerine uygun olarak yapılacak. Sözlü sınava girmeye hak kazandığı halde ilan edilen sınav tarihlerinde sınava katılmayan adaylar, sınav hakkını kaybetmiş sayılacak. Ataması yapılan kadro ve pozisyonlar için iki aylık deneme süresi uygulanacak. İş sözleşmesi Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekterliği tarafından deneme süresi içinde bildirim süresine gerek olmaksızın ve tazminatsız feshedilebilecek. Atanma hakkı kazanan işçilere işe başlatılması planlanan 2021 yılı için günlük ücret temizlik görevlisi pozisyonunda istihdam edileceklere brüt 124,02 TL olarak ödenecek.
ATANACAKLARDAN GÜVENLİK SORUŞTURMASI BELGESİ İSTENİYOR
Atamaya hak kazananlardan öğrenim belgesi, nüfus cüzdanı fotokopisi, adli sicil kaydı, askerlik durum belgesi, Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Formu, Sağlık Bakanlığına bağlı tam teşekküllü devlet hastanelerinden alınacak engellilik durumunu belirtir ve işçi olarak çalışmasına engel bir durumunun olmadığına dair sağlık kurulu raporu istenecek.


Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü, canlı yayınlarda kullanılmak üzere kamera ve 30 ayrı malzeme için bu ay başında 897 bin lira harcadı. Sahur ve iftar programları için Ankara’dan İstanbul’a ekip gönderen Diyanet, bunların otel, yol, yemek gibi masraflar için 500 bin TL harcayacak.
BOLD – Diyanet İşleri Başkanlığı’nın pandemi sürecinde gerçekleştirdiği yüksek harcamalara bir yenisi daha eklendi. Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü, kamera ve 30 ayrı malzeme satın alımı için 897 bin TL parayı gözden çıkardı. Diyanet ayrıca sahur ve iftarları Ankara yerine İstanbul’da yaparak 500 bin lira fazladan harcama yapacak.
SALGIN BAHANESİYLE İHALE PAZARLIKLA YAPILDI
BirGün’den Mustafa M. Bildircin’in haberine göre Kovid-19 salgınında giderek derinleşen ekonomik darboğaz nedeniyle bazı kamu idareleri acil olmayan ihtiyaçlarını ertelerken Diyanet’in, “İvedi” diyerek kamera ve canlı yayın malzemesi satın aldığı öğrenildi. Edinilen bilgiye göre idare, 27 Kasım 2020 tarihinde Radyo ve Televizyon Daire Başkanlığı hizmetlerinin yürütülmesi kapsamında acil ihtiyaç duyulan malzemeler için ihale açtı. İhale ise salgın gerekçe gösterilip, Kamu İhale Kanunu’nun, “Öngörülemeyen olaylarda” kullanılmasına izin verilen pazarlık yöntemiyle yapıldı.
İSTANBUL’DAKİ PROGRAMLARA ANKARA’DAN EKİP
İhaleye iki şirket teklif verdi. Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü, ihaleye verilen iki teklifi 1 Nisan’da karara bağladı. İhale, Teratek isimli şirketin üzerine bırakıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı ile şirket arasında 897 bin 670 TL’lik sözleşme imzalandı. İstanbul’da gerçekleştirilen iftar ve sahur programının canlı yayınları için Ankara’dan götürülen ekip ve ekipmanlar için ise geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 500 bin liranın üzerinde para harcanacak.


Türkiye orucunu İsrail hurmasıyla açıyor


AİHM’den Ahmet Altan kararı: Hükumeti devirmek istediğine dair hiçbir kanıt yok


1 ayda 470 bin aile fakirleşti: #MilletDeğilZilletAç
Popular
-
Dünya18 saat önce
Yunanistan’dan tatilcilere karantina uyarısı
-
Gündem2 gün önce
AKP’li belediyenin Almanya’ya gönderdiği 43 genç geri dönmedi
-
Gündem15 saat önce
Cumhuriyet savcısı kendisini muayene etmeyen doktoru gözaltına aldırdı
-
Videohaber2 gün önce
Putin’den Erdoğan’a Montrö ayarı
-
Ekonomi2 gün önce
Vatandaşa soğan patates, Erdoğan’a 5 milyonluk 2. Mercedes
-
Gündem2 gün önce
Borçlarını ödeyemeyen çiftçi kendini astı
-
Ekonomi2 gün önce
10. büyük ekonomi hayalinden domatesi taneyle satış dönemine
-
Dünya2 gün önce
Çinlilerden aşı itirafı: Koruyuculuk seviyeleri düşük