“Topraktaki oyukta bir Hobbit yaşardı…” Dünya 1937’de bu cümleyi okudu ve bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
MODERN MİTOLOJİ ORTA DÜNYA
“Yüzüklerin Efendisi” söz konusu olduğunda insanlar ikiye ayrılır denir: Okuyanlar ve okuyacak olanlar.
Üçleme 1955’te tamamlandığında böyle bir fenomene dönüşeceğini yazarı ön görmüş müydü acaba? Dahası kimdir bu Tolkien ve nasıl yazabilmiştir koca Orta Dünya mitosunu?
İYİ YÖNLENDİRİLMİŞ YETENEKLİ BİR ÇOCUK
John Ronald Reuel Tolkien, 3 Ocak 1892 tarihinde bugün Güney Afrika’da bulunan Bloemfontein kentinde dünyaya geldi. Daha çocukluğunda ona masallar ve destanlar okuyan ve üç ayrı dil öğreten annesi, günün birinde dünya çapında başarıya ulaşacak ve tüm zamanların en ünlü yazarlarından biri olacak oğlunun başarısını ne yazık ki göremedi.
Tolkien henüz on iki yaşındayken annesi öldü. Ama geride özellikle dile ve söylencelere meraklı bir çocuk bırakmıştı.
SHİRE VE SAREHOLE HİLL
John ve küçük erkek kardeşi Hilary, İngiltere’nin Birmingham kentinin bir banliyösünde büyüdü. Tolkien’in büyüdüğü Sarehole Hill yemyeşil, el değmemiş bir kırsaldı. Yazar ileriki yaşantısında yazacağı romanlarda Hobbitleri aynen buna benzer bir yer olan Shire’de yaşatmayı seçecekti.
DİL MERAKI
King Edward’s School’da eğitim görmeye başlayan John Ronald Reuel Tolkien’in dil üzerine büyük bir yeteneği ve merakı vardı. Aynı zamanda İngiliz mitolojisine de ilgi duyan Tolkien birkaç arkadaşıyla birlikte edebiyat ve şiir tartıştıkları bir dernek kurdu.
Bu esnada şiir de yazmaya başlayan genç Tolkien, Galce’ye merak sarmadan önce Oxford’taki Exeter College’da Latince ve Yunanca okudu.
İlerleyen zamanda Yunanca, Orta İngilizce, Eski İngilizce, Eski Norveççe, Gotça, modern ve Orta Çağ Galcesi, Fince, İspanyolca ve İtalyanca öğrendi. Ayrıca Rusça, İsveççe, Danca, Norveççe, Hollandaca ve Lombardiyacayı da fena sayılmayacak kadar biliyordu.
KENDİ DİLLERİNİ YAZDI
Tolkien, var olan dillerden bir süre sonra sıkılmaya başlayınca yeni diller kurguladı. Evet, Tolkien tam tamına alfabeleriyle birlikte on dört dil uydurdu!
Elfçe’yi kurgulamaya başladığında henüz öğrenciydi Hatta bu işi abartıp kendi uydurduğu dilleri kullanarak günlükler bile tuttu.

SAVAŞ YILLARI
1914’te 1. Dünya Savaşı patlak verdiğinde, Oxford’da üniversite son sınıftaydı ve ertesi yıl İngiliz Dili ve Edebiyatı’nı birincilikle bitirip teğmen olarak orduya katıldı.
1916 Haziran’ında Fransa’ya gemiyle gönderilmeden önce, ileride birlikte dört çocuk sahibi olacakları çocukluk aşkı Edith Bratt ile evlendi. En yakın üç arkadaşından ikisinin öldüğü Somme Savaşı’na katıldı.
Yılın sonlarına doğru hastalandı ve İngiltere’ye geri gönderildi. Bu kısa savaş ve ölüm deneyimi eserlerindeki savaş sahnelerinde ve ölümle ilgili metinlerde kendini gösterdi.
AKADEMİK HAYAT, İLK KİTAP VE ELEŞTİRİLER
Savaşın ardından Oxford’da Anglo-Sakson Profesörlüğü yaparak çalışmalarını akademisyen olarak sürdürdü. Anglo-Sakson (1925-45), İngiliz (1945-59) Dil ve Edebiyat dersleri verdi.
Zamanla dünyanın en önemli dil bilimcileri haline gelecekti. Ana ilgisi İngiltere’nin Ortabatı topraklarının yazım ve dilbilgisi geleneği üzerineydi.
Edebiyat tarihiyle ilgili araştırmalar arasında, E. V. Gordon ile birlikte yazdığı Sir Gawain and the Gren Knight (1925) ve Beawulf; The Monsters and the Critics (1936) sayılabilir.

HOBBİT ŞÜPHEYLE KARŞILANDI
Hobbit 1937’de ilk kez basıldığında saygın bir İngiliz Dili ve Edebiyatı profesörünün masal olarak değerlendirilen bir eser yazmış olması küçümsendi ve bir çeşit eğlence kabul edilerek pek önemsenmedi. Ancak Yüzüklerin Efendisi 1954’te çıkınca Tolkien’in projesinin ciddi olduğu anlaşıldı. Sonrasında da hakkında hep tartışmalar oldu. Acaba Yüzüklerin Efendisi popüler bir edebiyat ürünü müydü yoksa edebi bir eser miydi?
Aradan geçen yaklaşık yetmiş yıldan sonra üçlemenin dünyanın en bilinen eserlerinden biri olması sanırız bu sorunun cevabını veriyor. Yazımı yaklaşık 35 yıl süren Yüzüklerin Efendisi üçlemesi bugüne dek dünyada yüz milyondan fazla sattı. Kitap tüm zamanların en çok satan kurgu eseri oldu.
BEREN VE LUTHİEN YAN YANA YATIYOR
Emekliye ayrıldıktan sonra Edith ile birlikte Bounermouuth’a yerleşti, ama karısının 1971’deki ölümünden ardından Oxford’a döndü. Tolkien geçirdiği bir hastalık sonrasında 1973’te öldü. Yan yana defnedilen Tolkien ve Edith’in mezar taşlarında yazarın Orta Dünya için yarattığı kurgusal aşıklar Beren ve Luthien isimleri yer almaktadır.
Yarım kalmış eserleri, notları ve defterleri oğlu Christopher Tolkien tarafından yayıma hazırlanarak basıldı.
BEN BİR HOBBİT’İM
Hayranlarından birine, “Ben aslında boyutlarım hariç bir Hobbit’im” diyen Tolkien, kendisini şu sözlerle tanımlamıştı:
“Bahçeleri, ağaçları ve traktörlerle sürülmemiş tarlaları severim. Pipo içer, iyi, basit ve dondurulmamış yiyecekleri severim ama Fransız yemeklerinden nefret ederim. Şu yavan çağda süslü yelekler giymeyi sever, hatta göze alırım. Tarladan toplanmış mantara bayılırım. Beni beğenen eleştirmenlerimin bile bezdirici bulduğu çok basit bir espri anlayışım vardır. Mümkün olduğunca geç yatar, geç kalkarım. Fazla seyahat etmem.”