Gazeteci Adem Yavuz Arslan, “Soykırım sürecinin 7’nci aşaması imha, 8’inci aşaması inkârdır. AKP, yarın şartlar değiştiğinde sebep olduğu insan hakları ihlallerini inkâr edecek.” dedi.
BOLD- Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta’nın “İnsan hakkı ihlallerine yönelik somut bir-iki örnek bile gösteremiyorlar.” sözleri infiale sebep oldu.
İnsan hakları mücadelesi veren çevreler, siyasetçiler ve gazeteciler, Türkiye’nin Freedom House tarafından hazırlanan “özgürlükler” endeksinde Kuzey Kore ve İran’ın da yer aldığı “özgür olmayan ülkeler” ligine düşürüldüğüne dikkat çekerek, 28 Şubat post-modern darbesinin mağduru olduğu halde Usta’nın insan haklarını ihlallerini hafife almasını “ibretlik” diye niteledi.
“İKTİDAR BÖYLEDİR, ZEHİRLER”
BOLD’da Fatih Akalan’ın soruların cevaplandıran gazeteci Adem Yavuz Arslan, “İktidar böyle bir şeydir. İktidarı ele geçirip bütün denge denetim mekanizmalarını yok ederseniz iktidar sizi de zehirliyor. Şu an AKP’nin yaşadığı da bu. Acı olan Leyla Hanım’ın 28 Şubat mağduru olması.” dedi.
Usta’nın 28 Şubat’ta yaşanan insan hakkı ihlallerinin bizzat mağduru olduğunu dile getiren Arslan, şöyle devam etti: “Mağdur birinin insan hakkı ihlallerine daha duyarlı olmasını beklersiniz. Bu işin birinci boyutu. İkinci boyutu da Erdoğan her kürsüye çıktığında ‘Biz insan hakları konusunda çok iyiyiz’, ‘Türkiye bir hukuk devleti’, ‘Cezaevinde gazeteci yok’ diyor.
Şimdi bunların hepsini insanlar ‘Bu yüzsüzlük, vurdumduymazlık’ şeklinde değerlendiriyor ki yanlış değerlendiriyorlar. Bunların hepsi politik bir stratejinin parçası. Cumhurbaşkanı Erdoğan, stratejik ve politik olarak gerçekten çok bilinçli hareket ediyor.”
SOYKIRIMIN 8 AŞAMASI VARDIR
Soykırımın Birleşmiş Milletler’in literatürüne girmiş 8 aşamalı bir insanlık suçu olduğuna işaret eden Arslan, “Bunun 7’nci aşaması imhadır, yani bütün muhalifleri imha edersiniz değişik şekillerde, sosyal ölümler… 8’inci aşaması inkârdır. Yaptığınız her şeyi inkâr edersiniz.” değerlendirmesinde bulundu.
Arslan, soykırım suçunu işleyen kişi ya da kurumların şartlar değiştiğinde ilk iş olarak geçmişte yaptıklarını inkâr yoluna gittiklerini belirtti.
Arslan şöyle devam etti: “Bunun dünyada çok örneği var. AKP de yarın şartlar değiştiğinde, Türkiye’de belli bir süre geçtiğinde bu dönem yaşanan her şeyi inkâr edecek. Ne doğumhane kapısında alınan insanlar, ne Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) atılan yüz binlerce insan, tutuklanan 17 bin kadın, bebekler, cezaevinde işkenceyle ölen öğretmenler, ilaçları verilmediği için hayatını kaybeden Halime Gülsu gibi öğretmenler, biz gazetecilerin yaşadıkları, el konulan gazeteler, mağdur edilen, cezaevlerinde çürütülen aydınlar… Bütün bunlar olmamış gibi davranacak. ‘Yok, bunlar yaşanmadı’ diyecekler.”
AKP ÖNCE GAZETE VE TELEVİZYONLARI SUSTURDU
AKP’nin insan hakları ihlallerini haber yapan gazete, televizyon veya internet sitesi kalmadığını, AKP’nin buradan aldığı cesaretle suç işlemeye devam ettiğini kaydeden Arslan, “Medyanın tamamı şu anda iktidarın kontrolünde.” dedi.
Arslan, “Kendini sol ya da yerel tanımlayan Sözcü ve Cumhuriyet gibi bazı gazeteler de aslında söylem olarak iktidardan farklı değil. Yani bir terör örgütü sakızı çiğneyip devam ediyorlar. İnsan hakkı ihlalleri olduğu zaman bizden ya da onlar olarak ayrımında devam ediyorlar.” ifadelerini kullandı.
2018’de baskı sonucu ölen ya da öldürülen Hizmet Hareketi gönüllüleri