17/25 Aralık Büyük Yolsuzluk Operasyonları’na imza atan polislerin eşlerine, kardeşlerine ve çocuklarına 6 yıl 3’er ay hapis cezası verilmesi hukukçuların gündeminde.
Polis eşleri; Esra Filiz Saygılı, Neslihan Sönmez, Fatmagül Durmuş, Sümeyye Aksoy, Huri Yılmaz, Rabia Ataç, Zeliha Özlem Açıkgöz, Ayşe Arıkanoğlu, Selda Özdemir, Hatice Gök,Nurcan Kunt’un “kocalarından dolayı” tutukluluk hallerinin de devamına karar verildi. Ayrıca Ömer Köse’nin oğlu Faruk Serdar Köse’de babasından dolayı ceza alan isimler arasında yer aldı.
Çoğu ev hanımı olan polis eşlerine verilen cezaların, yaklaşık 5 yıldır hapiste olan 17/25 Yolsuzluk operasyonlarına imza atan polislere yönelik sürdürülen intikam operasyonunun bir parçası olduğu belirtiliyor.
Açıklanan ceza sonrası, kendisi de eski bir emniyet müdürü olan akademisyen Selçuk Atak, duruma tepki gösterdi:
“Hangi hukuka göre, kişinin ailesine ve yakınına ceza veriyorsunuz? Maddi hukuka göre mi, siyasal islamcı olduğunuz için şeri hukuka göre mi? Nerede yazıyor bu cezalandırma hükmü?”
Atar’ın bu tepkisini yorumlayan hukukçu Ramazan Faruk Güzel ise şunları dile getirdi:
“TC Anayasasının 38. Maddesinde: ‘Ceza sorumluluğu şahsidir’ der. Ama Siyasal İslamcılar ‘Anayasayı tanımadıklarını’ ilan etmişlerdi, referansları Kuran-ı Kerim ise, orada da:
‘Hiç kimse başkasının günahını çekmez’ denilmektedir.Referansları başka hangi kitap, kanun vb acaba?
Çağdaş maddi ceza hukukunun en önemli ilkelerinden birisidir ‘suç ve cezanın şahsiliği’. Bu kural gereğince, kişi ancak kendisinin işlediği fiiller nedeniyle sorumlu tutulabilir, başkasının işlediği fillere iştirak etmedikçe sorumlu tutulamaz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ‘Ceza Sorumluluğunun Esasları’ başlıklı ikinci kısmında yer alan 20. maddedeki ‘Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.’ hükümle de Anayasa 38. m tekrarlanmış, esas alınmıştır.
Enteresandır, Hukuk Fakültelerinde Ceza Genel Hukuku derslerinde ‘Başkasının fiilinden sorumluluk’ bahsini işlerken buna en çarpıcı örnek olarak ‘kocasının işlemiş olduğu suçtan dolayı karısını cezalandırmak’ ibaresi gösterilir, biraz da tebessüm ile! Uç/ saçma bir örnek diye sunulan bu durum şu an Erdoğan Türkiyesi’nde hemen her gün yaşanıyor! Son örneği de polis eşlerine yağdırılan cezalar!”
TARİH BUGÜNLERİ YAZARKEN
Akademisyen Mehmet Efe Çanman ise şunları dile getirdi:
” Çoğu en kadını olan, yani devlette ya da özel sektörde çalışmayan, bu kadınlar, salt eşleri eşek arısı kovanına çomak soktu diye hapse atılmışlardır. İbret olsun, bir daha kimse onlarla uğraşmaya cesaret edemesin, rahatlıkla üçkâğıt ve abrakadabra ilişkilerini devam ettirebilsinler diye, bir tür mostralık oluşturdu ‘devlet’. Biliyorum, bu dehşetengiz uygulamanın yanına devlet ibaresini koymak olanaksız. Fakat bu yaşanan vodvil, bu fars, bu komedya tam da buna işaret etmekte esasen. Ortada devlet yok. Ve bir gün tarihçiler bugünlerde yaşanan çöküş dönemini yazarlarken, “her şey 17 Aralık’ta başladı” diye yazacaklar, kuşkusuz.”
https://boldmedya.com/2019/01/31/ayakkabi-kutularindaki-rusveti-yakaladilar-5-yil-sonra-muebbetlik-oldular/