Ekonomist Atilla Yeşilada, TÜİK’in bugün açıkladığı enflasyon rakamlarına ilişkin, “Sevinçten gözyaşlarımı tutamıyorum!!! Ne büyük zafer!!! Enflasyon %19.5’a düştü.. Kazandık! Kazandık!” açıklamasını yaptı.
Yeşilada, hem baz etkisi hem de daralmaya devam eden iç talebin manşet TÜFE enflasyonunu yaz ayları boyunca baskı altında tutmaya devam ederken, lira tarafındaki gelişmelerin belirleyici olacak gibi göründüğü değerlendirmesinde bulundu.
Merkez Bankası’nın nisan PPK toplantısında faiz indirim sinyali vermesinin İstanbul seçimlerinin yenilenmesi ile birleşmesi durumunda lirada hem oynaklığın arttığı hem de değer kaybının devam ettiği bir trendin izlenebileceğini ifade eden Yeşilada, bu çerçevede Merkez Bankası’nın yüzde 14.6 yıl sonu TÜFE enflasyon beklentisinin iyimser göründüğünü aktardı.
Yeşilada, bankanın sene sonu beklentisini korurken petrol fiyatları ve gıda enflasyonu beklentilerini yukarı yönlü revize ettiği düşünüldüğünde bu ihtimalin daha kuvvetli olduğunu belirtti.
Sene sonunda yüzde 18 civarı bir TÜFE enflasyonunun halen daha gerçekçi bir seviye olarak göründüğünü kaydeden Yeşilada, şöyle devam etti:
Çekirdek enflasyon (C-Endeksi) aylık yüzde 1.56 arttı, yıllık yüzde 16.30 oldu. Yurt İçi ÜFE, aylık yüzde 2.98 arttı. Buna göre artış yıllık yüzde 30.12 oldu.
TÜFE’nin nisan ayında gıda ve tütün fiyatlarındaki artış öncülüğünde aylık yüzde 2.4 artış göstermesi, yıllık enflasyonun ise yüzde 19.71’den yüzde 20.33’e yükselmesi bekleniyordu.
Reuters’ın toplam 12 kurumun katılımı ile gerçekleştirdiği ankete göre aylık tahminler yüzde 1.94 ile yüzde 2.8 artış bandında yer almış, yıl sonu tahminleri ise bir önceki anketteki yüzde 15.85 seviyesinden 16.1’e yükselmişti.
Enflasyonun gıda ve tütün fiyatlarındaki artış öncülüğünde yükselmesi beklenirken tütün fiyatları kaynaklı artış etkisinin bir bölümünün ise Mayıs ayına kalması tahmin ediliyordu.
Londra merkezli varlık yönetimi şirketi BlueBay Capital’dan piyasa stratejisti Tim Ash, yatırımcılara gönderdiği bilgi notunda enflasyon verisinin beklentilerin altında kalmasının sürpriz olduğunu ifade etti ve “İç talebin yavaşlamış olması enflasyondaki mevcut seyri desteklemiş gibi gözüküyor. TL’de yaşanan kademeli değer kaybı karşısında enflasyondaki gerilemenin ne kadar kalıcı olacağı ise henüz net değil” dedi.
TÜFE fiyat enflasyonunun yüzde 19.5’e gerilemesinin en temel nedeni iç talepteki daralma ve elbette liranın seçim öncesi aylarda kazandırılan istikrarı. Merkez Bankası’nın döviz rezervlerindeki tartışma ve politik belirsizliklerin artmasına paralel liranın yeniden değer kaybetmeye başlaması da önümüzdeki dönemde enflasyon tarafında en önemli risklerden bir tanesi.
“TÜFE VE ÜFE ARASINDAKİ FARK, FİYAT BASKILARININ MALİYET KAYNAKLI DEVAM ETTİĞİNİN HABERCİSİ”
Çünkü Yİ-ÜFE’nin yüzde 30.1 seviyesinde oluşu, daha net ifadeyle TÜFE ve Yİ-ÜFE arasında devam eden fark, fiyat baskılarının maliyet kaynaklı devam etmekte olduğunun habercisi.
Buna bağlı olarak çekirdek enflasyonun yüzde 16.3’e gerilemesi de önümüzdeki aylarda kalıcı olamayabilir.
Hem baz etkisi hem de daralmaya devam eden iç talep manşet TÜFE enflasyonunu yaz ayları boyunca baskı altında tutmaya devam ederken, lira tarafındaki gelişmeler belirleyici olacak gibi görünüyor. Merkez Bankası’nın nisan PPK toplantısında faiz indirim sinyali vermiş oluşu ise İstanbul seçimlerinin yenilenmesi ile birleşirse lirada hem oynaklığın arttığını hem de değer kaybının devam ettiğini izleyebiliriz.
Bu çerçevede, Merkez Bankası’nın yüzde 14.6 yıl sonu TÜFE enflasyon beklentisi iyimser görünüyor. Hele ki bankanın sene sonu beklentisini korurken, petrol fiyatları ve gıda enflasyonu beklentilerini yukarı yönlü revize ettiği düşünülürse. Sene sonunda yüzde 18 civarı bir TÜFE enflasyonu halen daha gerçekçi bir seviye olarak görünüyor.
UZMANLAR TÜİK’İN AÇIKLADIĞI ENFLASYON RAKAMLARI KARŞISINDA ŞAŞKIN
QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı da enflasyon rakamları karşısında şaşkın olduğunu ve en düşük beklentinin bile altında gerçekleştiğini belirterek, “Bu ay tepe noktayı göreceğimizi düşünüyordum. Mayısta enflasyonda ciddi düşüş beklemem” ifadelerini kullandı.
Enflasyondaki gerilemenin Merkez Bankası’nın faiz indirimi yapıp yapmayacağı sorusunu da gündeme getirdiğini belirten Kanlı, Merkez Bankası’nın haziran ayında faiz indirimine başlayabileceğini söyledi.
“MERKEZ BANKASI HAZİRAN AYINDA FAİZ İNDİRİMİNE BAŞLAYABİLİR”
Kanlı, “Merkez Bankası nisan ayı toplantısında sinyal verdi ve faiz indirim ihtimali de var dedi. Ama daha sonraki açıklamasında bunun kısa dönemli bir sinyal olmadığını söyledi. Bu konuda kafa karışıklığı oldu. Haziran ayında kurda da hareket olmazsa Merkez Bankası’nın faiz indirimi niyetiyle toplanacağını düşünüyorum. Faiz indirimi o dönemki koşullara da bağlı. Ama haziranda eğer koşullar uygun olursa indirime başlayacaktır” öngörüsünde bulundu.
“EN DÜŞÜK TAHMİNLERİN DAHİ ALTINDA”
Gedik Yatırım’dan Üzeyir Doğan ise enflasyon rakamlarının pozitif sürpriz yaptığını belirterek, “Bizim beklentimiz aylık yüzde 2.2’ydi. En düşük tahminlerin dahi altında bir rakam gördük” dedi.
Enflasyon üzerindeki 2 riske dikkati çeken Doğan, “Biri kur, biri enerji fiyatları. Enerji fiyatlarında son günlerde düşüş var. Bu düşüş sürerse enflasyonda baskı hafifleyebilir. Kur da iç siyaset ve dış siyasete bağımlı görünüyor” açıklamasını yaptı.
“YÜZDE 30’LUK ÜFE HER AN TÜFE’YE YANSIYABİLİR”
Ekonomist Güldem Atabay, enflasyonda düşüş olsa da hala yüksek seviyede olduğunu belirtti. Atabay, “Bunda seçimden önce TL’nin baskı altında tutulmasının yansımaları var.. Yüzde 30’luk ÜFE’nin her an bu tarafa yansıması olabilir” dedi.
“Yıl sonunda yüzde 18’in altında TÜFE’yle karşılaşmak sürpriz olur” diye konuşan Atabay da Merkez Bankası’nın haziran ayında faiz indirimine başlayabileceğini belirtti.