Birleşmiş Milletler, 30 Nisan’dan bu yana 230 kişinin öldüğü, 330 bin insanın da evlerini terk etmek zorunda kaldığı İdlib için Türkiye ile Rusya’ya çağrı yaptı.
BOLD – Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde Suriye’nin kuzeybatısında yer alan İdlib ve çevresindeki durum tartışıldı. Toplantıda konuşan BM Acil ve İnsani Durumlardan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock, İdlib’deki “insani krizin” gittikçe yayıldığını belirtti.
Mark Lowcock, Suriye Ordusunun 30 Nisan’da İdlib’e doğru saldırıya geçtiğini; bu saldırılarda 230’dan fazla insanın hayatını kaybettiğini ve yaklaşık 330 bin kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığını açıkladı.
“İDLİB’DE SAĞLIK KURULUŞLARI İNSANLARI TERÖRİZE ETMEK İÇİN KASITLI OLARAK VURULUYOR”
Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock, Dünya Sağlık Örgütü’nün kuzeybatı Suriye’de Nisan ayının sonundan itibaren 26 sağlık kuruluşunun saldırıya uğradığını doğruladığını söyledi.
Saldırıya uğrayan sağlık kuruluşlarının 24’ünün muhaliflerin kontrolünde olduğu bölgelerde, 2’sinin de Suriye Ordusunun kontrolünde olan bölgelerde olduğunu açıkladı.
Koordinatları Birleşmiş Milletler ile paylaşılan bir sağlık kuruluşunun vurulmasının en basit ifadesiyle “tahammül edilemez” bir durum olduğunu vurgulayan Lowcock, birçok sağlık kuruluşunun koordinatlarını savaşan taraflarla paylaşmayı artık “haritada “bir hedef” olarak işaretlenme” olarak yorumladığını ifade etti.
Lowcock, “Bazı insanlar, hastane bombalamanın insanları terörize etmek için kullanılan kasıtlı bir taktik olduğu sonucunu çıkardı” dedi.
Mark Lowcock, hastanelerin koordinatlarını paylaşma uygulamasını gözden geçireceklerini ve bu konuda BM Güvenlik Konseyini gelecek hafta bilgilendireceklerini söyledi.
Rusya ve Suriye ise Mark Lowcock’un verdiği bilgilerin doğru olmadığını iddia etti, bu tür haberlerin kaynağını sorguladı.
İDLİB ÇATIŞMASIZLIK BÖLGESİ
Türkiye ve Rusya, İdlib’deki muhaliflerin ağır silahlardan arındırılması ve bölgede Suriye güçleri ile muhalifler arasında bir tampon bölge kurulması konusunda 2018 yılı Eylül ayında anlaşmıştı. Ancak bu konuda ilerleme sağlanamadı.
Bölgede el Kaide bağlantılı Hayat Tahrir Eş-Şam tamamen kontrolü sağladı.
El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi, 2016 yılında adını değiştirerek Tahrir Eş-Şam ismini almıştı.
Rusya ve Suriye Ordusu, bir çatışmasızlık döneminin ardından Nisan ayında bölgeye yönelik saldırılarını yeniden yoğunlaştırdı.
Muhaliflerin kontrolündeki son büyük bölge İdlib’de Rus uçakları ve Suriye Ordusunun 6 hafta süren saldırılarında yüzlerce kişi öldü. Yaklaşık 300 bin kişi evlerini terk ederek Türkiye sınırına yakın bölgelerde yaşamaya çalışıyor. Ancak sınırın kapalı olması nedeniyle Türkiye’ye geçemiyor.
İdlib’de çoğu Suriye’nin diğer bölgelerinden kaçan yaklaşık 3 milyon kişi yaşıyor. Rusya ve Suriye Ordusunun bölgeye büyük bir saldırı düzenlenmesi durumunda yüz binlerce Suriyelinin Türkiye’ye yeni büyük bir göç dalgası başlatmasından korkuluyor.
Rusya ve Türkiye’nin devreye girmesiyle geçen hafta İdlib’de geçici olarak ateşkes sağlanmıştı.
BM GENEL SEKRETERİNDEN ACİL İDLİB ÇAĞRISI
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, Türkiye ve Rusya’dan 3 milyon nüfuslu bölgede “gecikmeksizin” istikrarı sağlamasını istedi.
Antonio Guterres, bölgede durumun çok fazla sayıda aktörün bulunması nedeniyle çok tehlikeli olduğunu ve sivilllerin yine “korkunç bir bedel ödediğini” vurguladı.
BM Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo, Rusya için İdlib’de El-Kaide bağlantılı Hayat Tahrir Eş-Şam örgütünün bulunmasının “müsamaha gösterilemez” bir durum olduğunu; Türkiye için ise Hayat Tahrir Eş-Şam sorunu ile ilgilenmek ve bu grubun içindeki radikal unsurları izole etmek için zaman gerektiğini belirti.
Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, 2018 yılı Eylül ayında Türkiye ile varılan mutabakatın tam olarak uygulandığını söyledi.
Suriye Dışişleri Bakanı Muallim: Türkiye’nin gerçek amacı ne?