Hukukçular, İstanbul seçimi sonucunu yorumladı. Halkın otoriterleşmeye karşı, demokrasiye sahip çıktığı belirtildi. Seçmenin ‘hak, hukuk, adalet’ mesajı verdiğine dikkat çekildi.
BOLD – Ekrem İmamoğlu’nun 806 bin oy farkla kazandığı 23 Haziran seçimlerini değerlendiren siyaset bilimciler ve hukukçular, halkın demokrasiye sahip çıktığını kaydetti. İmamoğlu’nun kapsayıcı ve düşmanlaştırmayan dilinin kazandığına işaret etti.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, bu seçimin biraz da “hak, hukuk adalet seçimi” olduğunu vurguladı. O talebin aslında dün başlayan Gezi davası ile de devam ettiğini dile getiren Akdeniz, seçimde verilen yanıtın, oyların dağılımının aslında herkesin bir bütün olarak “hak, hukuk, adalet” talep ettiğini gösterdiğini kaydetti. Hangi partiyi tutarlarsa tutsunlar insanların seçimde birlikte hareket ettiğini kaydeden Akdeniz, “Bu, demokrasi adına çok sevindirici. İnsanlar artık kavga etmek istemiyor. İmamoğlu, herkesi birleştirici bir kampanya yürüttü. Karşısında sadece Binali Yıldırım’ı değil tüm AKP’yi buldu” dedi.
HALK SANDIKTA CEVAP VERDİ
Akdeniz, insanların bu üç talebinin altında son dönemde çok ciddi baskı altında olmalarının da yattığını kaydetti. Buna “dondurucu etki” dediklerini ifade eden Akdeniz, şunları vurguladı:
“15 Temmuz sonrasındaki yaptırımlar, kamudan ihraçlar, açılan davalar giderek arttı. Türkiye’de hep baskı vardı. Ancak son yıllarda bu baskılar çok arttı. Dolayısıyla insanlar sıkıştı, konuşamaz hale geldiler. Sadece vatandaşlar için de söylemiyorum. Akademide insanların sustuğu, sivil toplum örgütlerinin dahi tedirgin olduğu bir süreçteyiz. Basın üzerindeki baskılar devam ediyor. Nefes alacak imkân kalmadı. Bu, sandıkta kendisini gösterdi. Sandık ve millet cevabı verdi.”
GEZİ DAVASI FIRSAT
Ülkede ekonominin iyi gitmediğini, işsizliğin arttığını söyleyen Akdeniz, “Millet olarak tükendik. Hükümetin uyguladığı politikalardan 180 derece dönmesi lazım. Önümüzde Gezi davası örneği var. Bu bir fırsattır. Eğer pozitif bir gelişme olursa, Osman Kavala açısından tahliye kararı ile olumlu bir süreç görebiliriz” diye konuştu.
İLK KEZ BU KADAR YÜKSEK SESLE DİLE GETİRİLDİ
İÜ Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer, “hak, hukuk, adalet” talebinin ilk gereğinin YSK’nin acilen değişimi olduğunu kaydetti. Sözüer, şu görüşleri paylaştı: “Kime oy verirse versin, her kesimin hukuk alanındaki ciddi sorunları hâlâ ortada. Bu sorunların başında 31 Mart seçimlerinden sonra YSK’nın kanunlara ve kendi içtihadına açıkça aykırı olarak seçimleri iptal etmesi gelmektedir. Adaylıklarına önce sorun yok deyip seçimi kazandıktan sonra siz KHK ile ihraç edildiniz gerekçesiyle, mazbatanın kazanana değil, seçimde ikinci olana verilmesi büyük bir hukuki garabettir. İstanbul seçiminin iptali de, tümüyle hukuk dışıydı. Bu nedenle bir seçimde “hak, hukuk, adalet” talebi belki de ilk defa bu kadar yüksek sesle dile getirildi. Çünkü yapılan seçimlerin hukuksuz şekilde iptali, milli egemenliğin, demokrasinin ve hukuk devletinin anlamını yitirmesi demektir. YSK Türkiye’yi başta hukuki olmak üzere her açıdan kaosa sürükleyecek kararlar vermiştir. Hukuki garabetlere imza atan bu YSK tümden yeniden yapılandırılmalı ve asil ve yedek üyeleri yeniden belirlenmelidir. Mevcut YSK ile Türkiye’de güvenilir ve hukuka uygun bir seçim yapmak imkânsızdır; hak, hukuk ve adaletin gereği olarak süratle görevlerinden ayrılmaları şarttır.”
ÖTEKİLEŞTİRMEYEN ADAY KAZANDI
İmamoğlu’nun büyük farkla seçimi kazanmasını yorumlayan siyaset bilimci Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ise, “İmamoğlu, birleştirici ve bütünlük temin eden bir yaklaşım içerisindeyken, Binali Yıldırım’ın üslubu tam bir tezat teşkil ediyordu. Böyle bir ortamda dışlamayan, ötekileştirmeyen, aşağılamayan bir seçim kampanyası sürdüren adayın kazanmış olması Türkiye’de bütünlük sağlayıcı olacaktır” dedi. İmamoğlu’nun yeniden büyük bir farkla seçilmesinin sürpriz bir sonuç olmadığını belirten Kalaycıoğlu, “Yeni bir YSK var ve Türkiye’de demokrasinin çalışmasını sağlayan kurumların tamamı büyük ölçüde çökmüş durumda. YSK’nin 6 Mayıs’ta verdiği karar bir delile dayanmıyordu. Böyle karar verebilen bir kurumun bundan sonra da nasıl karar vereceği öngörülemez” diye konuştu.
AKP’NİN EKONOMİYİ DÜZELTECEĞİNE İNANÇ AZALDI
AKP ve MHP seçmeninin bir kısmının Yıldırım’ı seçmemek için sandığa gitmediğini belirten Kalaycıoğlu, “Türkiye’de ciddi bir iktisadi sorun var. Bu Türkiye’nin ağırlıklı sorunlarından. Türkiye’deki iktisadi sorunun AKP tarafından çözüleceğine olan inanç geçen seneye nazaran yüzde 3-4 puan daha düşmüş durumda. Yıldırım’a oy vermemenin bir nedeni de özellikle İmamoğlu’nun haksız bir biçimde oyların çalınmasıyla seçimi kazandığının, kanıtlarıyla ortaya konamadığı ve YSK kararının tamamen varsayıma dayanmasıdır” diye konuştu.