15 Temmuz’dan sonra haksızlığa uğrayan binlerce insan, Twitter’da açtıkları etiketlerle sesini duyurdu. İşadamı, öğretmen, mühendis ve gazetecilerin videolu mesajları gündem oldu.
GÜLNUR HASESOĞLU
BOLD – 15 Temmuz ardından birçok insan ‘darbe girişimi’ bahane edilerek mağdur edildi. 150 bin kamu çalışanı KHK ile ihraç edildi. Cemaat soruşturmaları kapsamında 550 bin insan hakkında soruşturma başlatıldı.
Birçok aile sürgüne zorlandı. İnsanlar Meriç Nehri üzerinden ülkesini terk etti. Hukuksuzca tutuklanan, yargılanan ve ‘terörist’ diye damgalanan binlerce masum, 15 Temmuz vesilesiyle bugün Twitter’da #benteröristdeğilim ve #15TemmuzMağduruyum etiketleri açarak uğradıkları haksızlıkları, 3 yıldır yaşadıkları zulmü anlattı.
Prof. Dr. Yunus Serin, eğitimci Aysal Aytaç, işadamı Mehmet Eldem, öğretmen İbrahim Tamer, mühendis Oğuz Demiroğlu, 15 Temmuz’dan sonra tutuklanan gazeteciler Cumali Önal ve Nur Ener Kılıç, işitme engelli Muammer Ural ve Cüneyt Batur’un videolu mesajları sosyal medyada gündem oldu.
Binlerce #KHK lıdan sadece birisi; Prof Yunus Serin. Bu süreçteki mağduriyetlerin kısa bir özeti! Ülkeyi ne hale çevirdi @RTErdogan rejimi! Yazıklar olsun! Buyurun dinleyin… pic.twitter.com/06Q7w4o8N1
— Prof. Ali Yurtsever (@ProfYurtsever) July 14, 2019
PROF. YUNUS SERİN: BİNLERCE ÖĞRENCİ, 4 PROFESÖR YETİŞTİRDİM
“42 yıl 6 ay çalışarak 1 Eylül 2014 tarihinde emekli oldum. Bu süreçte binlerce öğrenci ve 4 profesör yetiştirdim. Benim uzmanlık alanım çayır, mera, yem bitkileri yetiştiriciliği ve ıslağıdır. AKP iktidarı döneminde 13 yıl Tarım Bakanlığına danışmanlık yaptım. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün isteği üzerine Kayseri’de hektarı 60 kg olan verimliliği 136 bin dekar bozulmuş merayı ıslaha aldım. İki yıl içinde 267 kat artırarak 16 tona çıkardım.
Türkiye’de bana terörist dediler. Ben terörist değilim. Ben 30 yıllık profesörüm. Benim 30’u kitap olmak üzere Türkiye tarımı üzerine 384 adet eserim bulunmaktadır. Ben 15 Temmuz mağduruyum. 1 Temmuz 2017 tarihinde itibaren tüm emeklilik haklarım geri alındı. 9 ziraat mühendisinin çalıştığı bir danışmanlık şirketim vardı. 91 bin TL ceza yazılarak kapatıldı, evimi satarak cezamı ödedim. Ömrüm boyu topladığım paralarla bir araba almıştım, ona da el koydular.
6 çocuğumu işten attılar, birini de 8 yıl 9 ay hapis cezası verdiler. Eskiden ben Türkiye’de tanınan, saygı duyulan biriydim. Ben bu iftiralardan sonra en yakın akrabalarım, talebelerim tarafından horlanan, dışlanan ve nefret edilen bir kişi haline geldim. Ben terörist değilim.”
Ben Mehmet Eldem, iş adamıyım. 15 temmuz bahanesiyle 50 yıllık birikimime Akp iktidarı tarafından el konuldu.
Hayatım boyunca devletini ve milletini seven, kanunlara saygılı bir insan olarak yaşadım. #15TemmuzMağduruyum pic.twitter.com/tM0pAJgpiq— Mehmet Eldem (@MehmetEldem10) July 14, 2019
İŞADAMI MEHMET ELDEM: 50 YILLIK BİRİKİMİME BİR GECEDE EL KOYDULAR
15 Temmuz’dan sonra mal varlığına el konulan İzmirli işadamı Mehmet Eldem, “Uzun yıllar İzmir’de yaşadım. Ticaret yapıyordum. Hizmet Hareketi’ni 48 yıl önce tanıdım ve hep dinine, devletine, yasalara bağlı, saygılı olmayı, çevremizdeki ve dünyanın her yerindeki fakir, kimsesiz, öksüz, yetim, musibete uğramış, insanlara yardım etmeyi öğrendiğim Fethullah Gülen Hocaefendiye yakınlığım nedeniyle 50 yıllık çalışmamın semeresini 15 Temmuz bahanesiyle elimden bir gecede aldılar. Bize terörist diyenlerden binlerce defa devlet ve milletini seven kanunlara saygılı davranan insanlarız” dedi.
https://twitter.com/SonDurus/status/1150526481526865922
ÖĞRETMEN İBRAHİM TAMER: BİZE ATILAN İFTİRALAR ÜZERİMİZDE DURMAZ
5 yıl Kazakistan’da öğretmenlik yapan İbrahim Tamer, Almanya’ya iltica etti. Burada 6 ay farklı iki kampta kaldı. Ancak ‘Avusturya vizesi’ olması nedeniyle ailesi ile birlikte Avusturya’ya geri gönderildi. Orada 2 hafta bir başka kampta kaldı. Bir süre sonra bir başka eyalette 8 ay kampta kalmanın ardından Avusturya’da oturum aldı. Bu süre zarfında eşi 6 aylık bebeğini karnındayken kaybetti. Tamer, yaşadıkları zorluklara rağmen, “Bize atılan bu iftiralar üzerimizde durmaz, güneş balçıkla sıvanmaz, biz terörist değiliz” dedi.
KHK zulmünün en kısa zamanda son bulması temennisiyle… #15TemmuzMağduruyum pic.twitter.com/7o9vhTCam8
— oğuz demiroğlu (@demirogluoguz) July 14, 2019
OĞUZ DEMİROĞLU: HAKKIM OLANI İSTİYORUM, HAYATIMI GERİ İSTİYORUM
Bir kamu kurumunda 6 yıl mühendis olarak görev yapan Oğuz Demiroğlu, 15 Temmuz’dan birkaç gün sonra açığa alındı ve mesleğinden ihraç edildi. Hakkında yakalama kararı çıkartıldı ve 13 ay cezaevinde kaldı. 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Demiroğlu, hapishaneden çıkmasının ardından iş bulamadığını, toplum tarafından dışlandığını ve kendisine linç girişiminde bulunulduğunu söylüyor. Hukuksuz yargılanmış olmasının ve yaşadığı mağduriyetlerin devlet tarafından giderilmesini talep eden Demiroğlu, “Ben hakkım olanı istiyorum. Ben hayatımı geri istiyorum” dedi.
Aysal Aytaç
83 yaşında
Eğitimci, Milli Eğitim Bakanlığı'nda genel müdürlük pozisyonunda çalıştı.
Terörist olarak yaftalandı.
Yurtdışına çıkmak zorunda kaldı.
BEN TERÖRİST DEĞİLİMpic.twitter.com/VLzqUUmAcg
— Berlin Yeni Medya (@BerlinYeniMedya) July 14, 2019
EĞİTİMCİ AYSAL AYTAÇ: BEN DE 15 YAŞINDAKİ TORUNUM DA TERÖRİST İLAN EDİLDİK
“Hakkari Lisesinden başlayan meslek hayatım değişik illerde devam etti. İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığında orta eğim genel müdürlüğü ve yurt dışı eğitim öğretim genel müdürlüğü görevlerinde bulundum. 43 yıllık meslek hayatının 38 yılı hep yönetim hizmetlerinde geçti… 83 yaşındayım hayatımda silahla hiç işim olmadı. Ama bu camiaya yakınlıktan dolayı terörist ilan edildik. 15 yaşında torunum var, o da terörist oldu. Bundan dolayı çok sevdiğim, canım aziz bildiğim ülkemin dışına çıkmak zorunda kaldım. Ben terörist değilim, Hizmet insanların hiçbiri de terörist değil. Bu durumdan hiç üzülmüyorum ama bu güzel insanlara ızdırap çektirenleri de Allah’ıma havale ediyorum.
15 Temmuz karanlık darbesinin mağduru bir gazeteciyim. #15TemmuzMağduruyum pic.twitter.com/m4ImPPaE0K
— cumali onal (@onalcumali) July 14, 2019
GAZETECİ CUMALİ ÖNAL: HAKKIMI SAVUNABİLECEĞİME İNANSAYDIM ASLA ÜLKEMİ TERK ETMEZDİM
Gazeteci Cumali Önal, 15 Temmuz’dan bir ay sonra çocuklarıyla basketbol oynarken tutuklandı. Önal, “Çocuklarımın arkamdan ‘Baba seni nereye götürüyorlar’ haykırışlarını unutamıyorum” diyor. 15 gün gözaltında kaldıktan sonra tutuklanan Önal, 3 ay Silivri Cezaevinde kaldı. Tahliye edildikten bir süre sonra ailesiyle birlikte Türkiye’yi terk etmek zorunda kalan Önal,”Ben bir vatan sevdalısıyım. Hakkımı savunabileceğime inansaydım asla vatanımı terk etmezdim” dedi.
Cumali Önal, “Toplum bir korku tünelinden geçiyor. Gerçekleri er ya da geç göreceklerine inanıyorum, buna inancım tam. Bu millet her zaman mazlumun yanında oldu. Bunun pek çok örneği var. Şu anda çok sert bir medya propagandasının esiri durumundalar. Ve inanıyorum ki bu propaganda bittiği zaman toplum en kısa sürede gerçekleri görecek” dedi.
HARBİYELİ ANNESİ: ÖĞRENCİDEN DARBECİ OLMAZ
Oğlu müebbet hapis cezasına çarptırılan Harbiyeli annesi, “Gençliğini çaldığınız çocuklarımızı serbest bırakın. Öğrenciden darbeci olmaz. 6. bayram geçti. Biz bayram yaşamıyoruz, zulüm yaşıyoruz. Öğrencine sahip çık devlet” diyerek gözyaşı döktü.
Müebbet hapis cezası alan Harbiyeli Asker annesi, "Gençliğini çaldığınız çocuklarımızı serbest bırakın. Öğrenciden darbeci olmaz." diyerek gözyaşı döktü.#15TemmuzMağduruyum #OnbesTemmuzSonrası #15TemmuzSonrası pic.twitter.com/H3iIMqOSMj
— BOLD (@BOLDmedya) July 15, 2019
GAZETECİ NUR ENER KILIÇ: GELİN KARŞIMIZDAKİ BU YANGINDAN ÖNCE BEBEKLERİ KURTARALIM!
https://twitter.com/nnurener/status/1150429611634954240
Bir yıl cezaevinde kalan gazeteci Nur Ener Kılınç ise tutukluluk süresince tanık olduğu bebeklerin dramını bir kez daha gündeme getirdi. Annesiyle birlikte tutuklu bulunan 30 günlük Akif bebeği çöp kutusunda yıkamak zorunda kaldıklarını anlatan Kılıç, okuma yazma öğrenme çağındaki çocukların, ağlayarak okuma yazma öğrenmek istediklerini dile getirdi. Kılıç şöyle devam etti: “Açık görüşe giderken gardiyanlar üst araması yapıyorlar. Küçük bir çocuk, 4 yaşlarında, adı Murat. Gardiyanlara doğru geldi ve ellerini şöyle (yukarıya doğru) kaldırdı, gardiyanların üzerini araması için. O görüntüyü hiçbir zaman unutamıyorum. Elbette ki bu ülkeye adalet gelecek, elbette ki yapılan bu yanlışlardan dönülecek. Ama ellerini gardiyanlara karşı kaldıran bu çocuk için adalet geldiğinde çok geç olacak. Ve geriye dönülmez travmalar olacak. Gelin bu yangından öncelikle çocukları kurtaralım.”
Muammer Ural doğuştan yüzde yüz işitme engelli.
24 yaşındaki genç 17 yıldır Almanya'da yaşıyor.
4 yıldır Türkiye'ye gidemiyor. Çünkü hakkında 15 Temmuz sebebiyle 2 dava olduğunu öğrenmiş.
Ural soruyor: Suçum ne? Vatanıma gitmeme niye engel oluyorsunuz? #15TemmuzMağduruyum pic.twitter.com/vAdvvng90f
— BOLD (@BOLDmedya) July 14, 2019
MUAMMER URAL: BEN İŞİTME ENGELLİ BİR GENCİM, NASIL BİR SUÇ İŞLEMİŞ OLABİLİRİM!
17 yıldır Almanya’da yaşayan işitme engelli Muammer Ural (24), 15 Temmuz’da Türkiye’de olmamasına rağmen 2 ayrı ağır ceza mahkemesinde yargılanan mağdurlardan biri. Türkiye’ye gidemediğinden dolayı dedesinin cenazesine katılamayan Ural, “Ben işitme engelli bir gencim, ne şekilde bir suç işleyebilirim?” diyor.
"15 Temmuz Ayıbı" ile hayatları alt üst oldu.#15TemmuzMağduruyum diyenler twitter'dan seslendi.#OnbesTemmuzSonrası #15TemmuzSonrası
Eğitimci Cüneyt Batur pic.twitter.com/6qQRyeJd1n
— BOLD (@BOLDmedya) July 15, 2019
Eğitimci Cüneyt Batur ise 15 Temmuz’dan sonra hayatının alt üst olduğunu, çok zor durumlarda kaldıklarını dile getirdi. Cüneyt Batur, kendisinin şanslı olduğunu ve yurt dışına çıkabildiğini belirtti. Batur, bir an önce Türkiye’deki diğer mağdurların ve hapishanedeki suçsuz insanların serbest bırakılması gerektiğini söyledi.