Kalp kriziyle hayatını kaybeden KHK’lı Albay Ömer Guni’nin Silvan’da 13 askerin yanarak şehit olmasındaki ihmalleri aydınlatan komutan olduğu ortaya çıktı.
CEVHERİ GÜVEN
BOLD ÖZEL – Kalp krizi sonrası hayata gözlerini yuman KHK’yla ihraç Albay Ömer Guni’nin Silvan’da 13 askerin yanarak şehit olduğu olaydaki ihmalleri aydınlatan isim olduğu ortaya çıktı. Guni 13 askerin şehit olmasındaki ihmalleri ortaya çıkartmasına rağmen TSK’dan ihraç edilirken, ihmal dosyası ise kapatıldı ve ihmali bulunan komutanlar yükseldi.
Diyarbakır’ın Silvan İlçesinde PKK’lılar 14 Temmuz 2011 tarihinde 13 askerin şehit olduğu, 7 askerin yaralandığı bir saldırı düzenledi. Operasyondan gelen askerlerin tekrar operasyona çıkartıldıkları, aşırı yorgun oldukları, oturdukları yerde horlamaya başladıkları bu sebeple dağınık biçimde bulundukları, yüksek boylu otların içinde mola verildiği sırada saldırıya uğradıkları ve bazı askerlerin yandığı iddia edilmişti.
Olayın kamuoyuna yansıması üzerine konu hakkında soruşturma başlatılmıştı. Ancak Org. Işık Koşaner’in komutasındaki Genelkurmay olayı aydınlatacak adım atmamıştı. Başlatılan soruşturmada ise yine Genelkurmay’dan gelen bilgiler aydınlatıcı olmadı ve soruşturma şehit olan askerlerin “kusurlu” bulunmasıyla kapatıldı.
13 ŞEHİDİN VERİLMESİNE SESSİZ KALMADI
Soruşturma dosyasına bakıldığında, olayı aydınlatmaya çalışan tek ismin, dün hayatını kaybeden Albay Ömer Guni olduğu görülüyor.
Söz konusu dönemde yüzbaşı rütbesiyle Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü olan Ömer Guni, komutanlarını ve Genelkurmay’ı karşısına alarak tüm bildiklerini ve topladığı bilgileri anlattı. Ömer Guni, söz konusu bölgeye iki bölük asker sevk edilme kararındaki hatayı, telsizde PKK’lıların saldırı hazırlığının belirlenmesine rağmen insansız hava aracı uçurulmadığı gibi bilgileri tek tek ifadesinde anlattı ve 13 askerin şehit olması olayını aydınlattı.
Ömer Guni, Kolordu Komutanlığınca operasyon bölgeleri ve birliklerinin kendilerine bildirildiğini belirterek, ifadesinde şunları anlatmıştı:
“Bize operasyon bölgeleri ve birliklerini çizme görevi verildi. Biz çizim işlemini yaptıktan sonra Jandarma Bölge Komutanı ile Kocaköy’e gittik. Kocaköy’e gittiğimizde Bölge Komutanı, Yarbay Hakan Bıyık’ı operasyon planlaması için çağırdı. Yapılan toplantıda planlar tamamlandı. Bu planlar Jandarma Bölge Komutanı’na arz edildi. Bölge Komutanı, Diyarbakır Jandarma Özel Harekat faaliyetlerinde bazı düzeltmeler yaptı. Albay Murat Toprak, kendi yapacakları faaliyeti Bölge Komutanı’na arz ederken, bölgenin hassas, kayalık, iki bölük için dar bir alan olduğunu, çatışma olması halinde zayiat verileceğini, takip dahi edilemeyeceğini, bu nedenlerle faaliyetin bir bölük ile yapılmasının uygun olacağını söyledi. Bu görüşünde de ısrar etti. Jandarma Bölge Komutanı ise, bu planın 7’nci Kolordu Komutanı emri olduğunu, bu seferlik iki bölükle yapılmasının uygun olacağını, bir daha ki sefere bir bölükle planlanacağını söyledi. Daha sonra teklifi reddetti. Bölge Komutanı gittikten sonra Murat Albay herkesin duyacağı şekilde, içinin hiç rahat olmadığını ve başımıza kötü şeyler gelebileceğini söyledi.”
SALDIRI HAZIRLIĞINA İLİŞKİN TELSİZ DİNLEMESİNİ BİLDİRDİ
Bölgedeki İnsansız Hava Aracı (İHA) hareketleri hakkında da bilgi veren İstihbarat Subayı Guni, telsizden saldırıyı duymalarına rağmen bölgeye İHA sevk edilmediğini anlattı:
“12 Temmuz tarihinde Hazro Jandarma Komutanlığı’na saat 20.40 civarında taciz ateşi açıldı. Jandarma Bölge Komutanı saat 20.50 civarında İHA talebinde bulundu. Talep üzerine İHA saat 22.40 ile bir sonraki gün 09.40 arasında uçtu. 14 Temmuz tarihinde meydana gelen çatışma sonrası yine bölgeye telefonla İHA talebinde bulunuldu. İHA, 14 Temmuz günü saat 18.30 ile bir sonraki gün saat 08.30 arasında uçmuştur. 14 Temmuz tarihinde çatışmadan iki saat önce terörist telsizlerini tespit edip Jandarma Bölge Komutanı’na bizzat ilettim. Benden arazideki birlikleri ikaz etmemi istedi” dedi.
GUNİ’NİN ANLATTIKLARI SÜMEN ALTI EDİLDİ
13 askerin şehit olduğu çatışmadan önce PKK’lıların telsiz konuşmalarını tespit edip komutana ileten Guni’nin bu ikazına rağmen bölgeye İHA sevk edilmemesi, uçak ve helikopterlerle sorti yapılmaması tüm açıklığıyla ortaya çıktı.
O telsiz dinlemelerinde, “Asker susuz, yorgun, saldırmak için neyi bekliyoruz” cümlesi de resmi tutanaklarla doğrulandı.
Guni, askeri savcılığa tüm bildiklerini ve olayla ilgili topladığı istihbaratı tüm çıplaklığıyla anlatan tek isimdi. Bu nedenle sıralı amirleri ve dönemin komuta kademesini karşısına aldı.
Buna rağmen soruşturma dosyası kapatıldı.
Olayda ihmali bulunanların en başında gösterilen dönemin Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ünal Karaosmanoğlu ise yıllar sonra 2016’da ortaya çıktı ve “Paralel yapının hedefi oldum” sözleriyle iktidara yakın medya organlarında haber oldu.
SAĞLIĞI BOZULDU
Silvan olayında verdiği mücadele sonrası sağlığı bozulan Ömer Guni, defalarca hastaneye kaldırıldı ve by-pass oldu. İyileştikten sonra görevine devam eden Guni, sağlık sorunlarına rağmen görevine devam etti. Bu süreçte yoğun stres yaşayan Guni, 15 Temmuz’dan sonra Silvan olayı sırasında verdiği mücadele nedeniyle ismi Hizmet Hareketi’ne yönelik fişlenenler listesinde yer aldı ve TSK’dan ihraç edildi.
İhracının ardından sağlığı daha da bozulan ve kalbi bitme noktasına gelen Guni, 2017’de “hapishanede kalamaz” raporuna rağmen tutuklandı ve Sincan Cezaevi’ne gönderildi.
Durumunun ağırlaşması üzerine tahliye edilen Guni, kalp nakil sırası beklemeye başladı. Yakın çevresindeki ihraç edilen silah arkadaşlarına “Yaşadıklarımı kaldıramıyorum” dediği belirtilen Guni, 2 Eylül 2019’da hayata gözlerini yumdu.
Memleketi Kırıkkale’de defnedilen KHK’lı Jandarma Kurmay Albay Ömer Guni, geriye kendisi gibi KHK’yla ihraç bir eş ve iki kız çocuğu bıraktı.
Üç yıldır sesimi kimseye duyuramadım, eşim hapiste çıldırmak üzere