Gelecek Partisi Kurucu Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Yolsuzluk ve rüşvetle suçlanan bakanları, Yüce Divan’a gitmeleri konusunda ikna ettiğini anlatan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın buna engel olduğunu söyledi.
BOLD-AKP’den istifa ettikten sonra Gelecek Partisi Genel Başkanı olan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, AKP Genel Başkanı ve Başbakan olarak görev yaptığı dönemde ismi yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında geçen Zafer Çağlayan, Egemen Bağış, Muammer Güler’i, 17 Aralık’ta Yüce Divan’a gitmeleri konusunda ikna ettiğini anlattı. Üç bakanla tartışmalı bir konuşmanın ardından Yüce Divan konusunda anlaştıklarını belirten Davutoğlu, daha sonra araya Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın girdiğini ve Yüce Divan’a gidilmediğini vurguladı.
T24’ten Tayfun Atay ve Murat Sabuncu’ya konuşan Ahmet Davutoğlu, “Gezi Parkı Eylemleri”, “17-25 Aralık yolsuzluk ve Rüşvet Soruşturması” ve “Barış Akademisyenleri” konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin en önemli sivil itaatsizlik eylemi olarak tarihe geçen Haziran 2013’te yaşanan İstanbul Taksim Meydan’ındaki Gezi Parkı eylemleri hakkında konuşan Davutoğlu, o sıralar dönemin Başkanı Tayyip Erdoğan’ı Taksim’e, o gençlerin arasına götürmek, onlarla görüştürmek için uğraştığını anlattı. Erdoğan için “ikna edemedim” diyen Davutoğlu, “Taksim Dayanışması’ndan isimlerle görüştüm, buluşma ayarladım.” ifadesini kullandı.
“17-25 ARALIK İLE İLGİLİ İDDİALAR CİDDİYDİ”
17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Soruşturmasıyla ilgili “açık seçik bir darbe girişimiydi” dese de Ahmet Davutoğlu, komisyonun incelediği belgelerde iddiaların ciddiyetini gördüğünü belirtiyor.
“17 Aralık’ta itham edilen bakan arkadaşlarla ilgili ise benim farklı bir duruşum oldu” diyen Davutoğlu, “Bu arkadaşların Yüce Divan’a giderek aklanması gerektiğini düşünüyordum. Hatırlarsınız 17 Aralık’ı araştırmak için Meclis’te bir komisyon kurulmuştu. İçlerinde 9 AK Partili üye de vardı. Onlar belgeleri incelemişti. Ben hem onlardan bilgi aldım, hem belgelere baktım, hem de komisyon başkanı Kastamonu Milletvekilimiz Hakkı Köylü ile görüştüm. Hepsi ‘Bir bakanınki usulsüzlük (dönemin Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar, yazarın notu), diğerleri ile ilgili iddialar ciddi, Yüce Divan’a gidilmeli’ diyordu.” sözleri söz konusu iddiaların ciddiyetine dikkat çekiyordu.
“YÜCE DİVANA GİDİLMELİYDİ”
“Üç bakanı (Zafer Çağlayan, Egemen Bağış, Muammer Güler; yazarın notu) ofisime çağırdım” diyerek o günkü süreci anlatan Davutoğlu, “Tartışmalı bir görüşmeden sonra ertesi gün saat 11’de basın toplantısı düzenleyip gönüllü olarak Yüce Divan’a gitme konusunu açıklamalarında anlaştık. Ben o günlerde ‘Kim milli hazinemize, kaynaklarımıza yolsuzluk niyetiyle yaklaşırsa, kim hangi şekilde harama bulaşırsa, kardeşimiz de olsa, onunla mücadeleye kararlıyız’ demiştim. Ertesi gün öğlen saatleri oldu. Açıklama yapılmadı. Ne olduğunu sordum. Bakanların Tayyip Bey ile görüştüklerini ve onun ‘yapmayın’ dediğini öğrendim. Hemen yanına gittim. Neden böyle yaptığını sordum. Önemli kırılma noktalarından biriydi. (Yazılmamak kaydı ile söylenen bölümler eklenmemiştir; yazarın notu)” şeklinde vurguladı.
ERDOĞAN’IN KENDİSİNE “TERÖRİSTLERİ SAVUNUYORSUN” DEDİĞİNİ ANLATTI
”Barış Akademisyenleri bildirisi yayımlandı. Eleştirilerim oldu, diline, ifade tarzına. Ama sonuçta fikir özgürlüğü idi.” diyen Davutoğlu, “Tayyip Bey beni davet etti. Gittim. Bana ‘Bu bildiriye karşı niye daha sert tavır almıyorsun, adeta teröristleri savunuyorsun’ diye çıkıştı. Ben de bu akademisyenlerin terörist olarak tanımlanamayacağını, esas onun yaptığının fikir-ifade özgürlüğüne karşı bir tavır olduğunu söyledim. O adalet mekanizmasını işin içine sokmak istedi, ne yazık ki soktu da. Önünde bir liste vardı. ‘Sizin de kurulmasında katkısı olduğunuz Şehir Üniversitesi’nden isimler de var’ dedi. Ben de bunun onların doğal hakkı olduğunu söyledim.” dedi.
GELECEK PARTİ KURUCULARINA VERGİ İNCELEMESİ
İktidar partisi AKP ile ters düştükleri gerekçesiyle Gelecek Partisi kurucuları hakkında vergi incelemesi başlatıldığını anlatan Davutoğlu, “Partinin kurucularının her biri saygın olduğu kadar korkusuz da isimler. Kurucular kurulu açıklandığı andan itibaren kimine vergi incelemesi gitti, kiminin vakfına soruşturma… Ama bunlar bizi yıldırmayacak. Doğru bildiklerimizi söyleyeceğiz.” dedi.