15 Temmuz sonrası MİT’in siyah transporterla kaçırdığı ve aylar sonra Ankara TEM’de ortaya çıkan isimlerden Salim Zeybek, Rus Büyükelçi Karlov’a yönelik suikast davasına ‘tanık’ olarak katıldı. MİT’in elinde tutulduğu dönem işkence görmediğini ileri sürdü.
BOLD – MİT tarafından Şubat 2019’da kaçırılan 6 kişi, farklı mahkemelere tanık sıfatıyla çıkartılmaya başlandı.
Altı kişi kendileriyle ilgili davada Ankara 34. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyorlar. Ancak farklı davalara tanık sıfatıyla çıkartılıyorlar. Kaçırılan isimlerden Gökhan Türkmen, Şubat ayında Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde benzer bir davaya çıkartılmış ancak 6 ay boyunca işkence gördüğünü bütün açıklığıyla anlatmıştı. Türkmen’in ifadeleri üzerine Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Ancak kaçırılanların tamamı yaşadıklarını anlatamıyor. Onlardan biri de Salim Zeybek..
Salim Zeybek, Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un polis memuru Mevlüt Mert Altıntaş’ca öldürülmesine ilişkin 28 sanıklı davaya “tanık” sıfatıyla sokuldu.
MİT’in tutsağı olduğu dönemde ‘işkence görmediği’ni söyleyen Zeybek, “Adil Öksüz’ün MİT’e angaje olduğuna dair, MİT elemanı olduğuna dair belgeyi ben yaptım” iddiasında bulundu.
KAÇIRILMADIĞINI DA SÖYLEDİ AMA EŞİ TÜM DETAYLARI ANLATMIŞTI
Zeybek, “kaçırılıp işkence gördünüz mü?” sorusuna, ‘hayır’ cevabı verirken, dört kişi teslim olup itirafçı olmaya giderken polis tarafından yolda yakalandıklarını belirtti.
Ancak Salim Zeybek’in eşi Fatma Betül Zeybek, eşinin kaçırılışına ilişkin verdiği resmi ifadede ve medyaya yaptığı açıklamalarda kaçırılmanın tüm detaylarını vermişti. Betül Zeybek, eşi ve çocuklarıyla birlikte İstanbul-Edirne yolunda araçlarının havaya ateş açılarak zorla durdurulduğunu, eşinin polis ve jandarmadan oluşan yaklaşık 30 kişinin şahitliğinde zorla bir araca bindirilerek kaçırıldığını, kendisinin ve çocuklarının ise sivil polis olduğunu tahmin ettiği kişiler tarafından zorla başka bir araca bindirilerek Ankara’daki evlerine kadar zorla götürüldüklerini belirtmişti. Betül Zeybek olaya ilişkin tüm resmi başvuruları yapmış ve elindeki delilleri savcılığa sunmuştu.
İFADEDE ÖNE ÇIKANLAR: DÜŞÜNÜYORUM, HATIRLAMIYORUM
Tanık, Cengiz Özkan ve soyadını hatırlamadığı Bülent isimli kişinin, kendisinin üstü olarak görev yaptığı iddiasını dillendirdi. Zeybek şöyle konuştu:
“Örgütsel faaliyetten ne anlaşılıyorsa onu yürütüyorduk. (Sanık) Hüseyin Kötüce’yi iş yerinden de örgütsel kapsamda da tanırım. Cemal Karaata’nın yanında çalışanlardan biriydi. O da MİT’le ilgileniyordu. Tam ne yaptığını bilemiyorum ama MİT’te sohbet grubu olduğunu düşünüyorum. Benim kod ismim Sedat’tı. Cemal Karaata’nın birkaç kod ismi vardı. Bir tanesi Sadık’tı. Kötüce’nin de kod ismi vardır ama şu anda hatırlamıyorum. Cengiz Özkan’ın kod ismi Vedat’tı.”
16 TEMMUZ SONRASI ASIL HAYATTAN KOPTUĞUNU İFADE ETTİ
Karlov cinayetini saklandığı evde duyduğunu aktaran Salim Zeybek, suikastın ardından “Bunu FETÖ’nün yapmadığına ilişkin medyaya yönelik faaliyet yürütülmesi için örgütün grup kurduğunu duyduğunu” iddia etti.
Sanıklardan Hüseyin Kötüce Zeybek’e bir dizi soru yöneltti. Tanık, soruları cevaplarken 2015’in sonlarından itibaren saklanma gereği duyduğunu, “16 Temmuz’dan sonra ise asıl hayattan koptuğunu” söyledi.
‘HERKES BENİ BİLİYOR, BEN DE KENDİMİ BİLİYORUM’
“Kaçırılıp işkence gördünüz mü?” sorusuna, “Hayır” karşılığını veren Salim Zeybek, Karlov cinayetini de televizyondan duyduğu bilgisini verdi.
Çapraz sorgusunda Adil Öksüz’e dair de konuşan Zeybek, “Onun MİT’e angaje olduğuna dair, MİT elemanı olduğuna dair belgeyi ben yaptım. Ben burada vicdanımı temizliyorum. Herkes beni biliyor. Ben de kendimi biliyorum. Memleketin altı üstüne gelmiş. Ben de bugün ‘Yanlış yaptım.’ diyorum” diye konuştu.
İTİRAFÇI OLMAYA KARAR VERİP 200 İSİM SÖYLEDİĞİNİ BELİRTTİ
15 Temmuz sonrası 2019’a kadar 3 yıl Ankara Pursaklar’da bir evde önce üç kişi, ardından dört kişi kaldıklarını iddia eden Zeybek, evde kaldığı kişilerle itirafçı olmaya karar vererek emniyete gittikleri sırada yakalandıklarını, ifadesinde yaklaşık 200 isim verdiğini dile getirdi.
Salim Zeybek, 15 Temmuz sonrası MİT’in siyah transporterlar ile kaçırıp aylarca tutsak tuttuğu ve iddialara göre ağır işkenceye maruz bıraktığı isimlerden sadece biriydi.
KAÇIRANLAR ‘BİZ DEVLETİZ’ DİYEREK ALIP GÖTÜRDÜ
21 Şuat 2019’da Edirne’de ‘Biz Devletiz’ diyen kişilerce kaçırılan Zeybek ve benzer durumdaki kişilerin ortaya çıkarılması için ailesi, kimi milletvekilleri ve sivil toplum kuruluşları yoğun çaba sarf etmişti. Zeybek aylar sonra, Temmuz 2019’da Ankara TEM Şube’de ortaya çıkmıştı.
KARLOV SUİKASTİ VE MİT BELGESİ
Karlov suikastine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu doğrudan müdahil olmuş ve suikastten dakikalar sonra olay yerine gitmişti. Abdülkadir Selvi başta olmak üzere yandaş medyadan isimler ilk dakikalarda suikastçi Altıntaş’la El Nusra bağlantılarını açıklamışlar ancak Soylu’nun olaya müdahalesi ardından suikastle Gülen Cemaati arasında bağlantı kurmaya çalışmışlardı.
Rusya ve uluslararası toplum bu iddiayı ciddiye almazken yargılama sürecindeki tüm çabalara rağmen bağlantı kurulamadı. 6 ay MİT’in elinde tutulan ve işkence gören Salim Zeybek’in davada tanık yapılması bu açıdan dikkat çekti. Zeybek’in eşinin şahitliğine rağmen kendi kaçırılması olayını bile anlatmaması, Karlov davasında vereceği ifadelerin de önceden hazır verildiğini gösteriyor.
Kaçırılan isimlerden Ümit Horzum, işkence sürecinden sonra Emniyet’e teslim edildiğinde yanında ifade metninin hazır olarak getirildiğini belirtmişti. Hazır ifade olayını kaçırılan isimlerden Gökhan Türkmen ve Zabit Kişi gibi isimler de doğrulamışlardı.
Salim Zeybek’in Karlov suikasti davasıyla ilgili olmamasına rağmen davada aniden “Adil Öksüz’ün MİT’e angaje belgesini ben sahte olarak hazırladım” ifadesi de bu açıdan oldukça dikkat çekici. Öksüz’le ilgili sözkonusu belge kamuoyunda tartışılmış ve muhalefetin de gündemine gelmişti. Öksüz’ün serbest bırakılma biçimi, Öksüz’le ilgili 2009’dan itibaren başta Kemalettin Özdemir olmak üzere farklı isimler tarafından MİT’e bilgi vermesine rağmen takip altına alınmaması ve işlem yapılmaması da dikkat çeken bir başka noktaydı.
Kemal Kılıçdaroğlu da Öksüz-MİT ilişkisine sık sık dikkat çekmişti.