Kanadalı ödüllü belgesel yönetmeni James Cullingham, farklı coğrafyalardan üç gazetecinin Suriye’den Abdurrahman Matar, Meksika’dan Luis Najare ve Türkiye’den Arzu Yıldız’ın hikayesini, ‘The Cost of Freedom: Refugee Journalists in Canada’ adıyla beyaz perdeye taşıyor.
BOLD – Ödüllü yönetmen James Cullingham farklı coğrafyalardan üç gazetecinin hikayesini beyaz perdeye taşıdı.
Suriye’den Abdurrahman Matar, Meksika’dan Luis Najare’nın gazetecilik kariyerleri sonrası yaşadığı baskıların konu edildiği belgesel de Türkiye’den de gazeteci Arzu Yıldız’ın öyküsü anlatıldı.
BELGESELİN SENE ORTASINDA TAMAMLANMASI BEKLENİYOR
Bu yıl ortasında tamamlanması beklenen belgeselin tanıtımı Trent Üniversitesi Gzowski Koleji’ndeki tiyatro salonunda yapıldı. Tanıtıma, gazetecilerin yanı sıra, akademisyenler, yönetmenler ve birçok insan hakları savunucusu katıldı.
BİR ÜLKEYE DEĞİL BİR DÜNYAYA AİT OLMAK ÖNEMLİ
27 Şubat’taki tanıtımda konuşan Arzu Yıldız, şunları söyledi: “Ben ülkemi terk ettim ama ülkem beni terk etmedi. Arkamda bıraktığım binlerce insanın, önümde duran gölgesi ile yaşamaya çalışıyorum. Bir ülkeye değil bir dünyaya ait olmak önemli. Kendimi Türk, kadın ya da herhangi bir etiketle değil de sadece insan olarak tanımlamak istiyorum. Uluslararası bir gazetecilik yapmadığıma üzülüyorum. Belgeselde anlatılan benim değil Türkiye’de mağdur olanların hikayesi.”
“HAYAT DENGESİZDİR, DENGESİZ GİDİYOR” DEDİ
Meksikalı gazeteci Luis Najare de “Arzu’ya hayat nasıl gidiyor diye sordum. Hayat dengesizdir, dengesiz gidiyor diye cevap verdi. Herhalde bizim içinde olduğumuz durumu daha iyi anlatan bir cümle yoktur” diye konuştu.
BU O COĞRAFYADA HAKSIZLIĞA UĞRAYAN HERKESİN HİKAYESİ
Ömrünü Ortadoğu’daki çeşitli hapishanelerde geçiren aktivist ve gazeteci Abdurrahman Matar ise “Burada oturan ben değilim bu benim hikayem değil. Bu Suriye’nin o coğrafyada haksızlığa uğrayan herkesin hikayesi. İşkence gördüm, hapis yattım, vuruldum. Kanada’ya girdiğimde bugün korkmadan uyuyabileceğim diye ağladım” ifadelerini kullandı.
Polis şefi Ömer Köse’ye Tekirdağ Cezaevinde kuşatma: Su bile yok