TÜBİTAK’ın koronavirüse karşı kurduğu ‘İnaktif Covid-19 Aşısı Geliştirilmesi Proje Grubu’nda görevli Prof. Dr. Kadir Yeşilbağ, çalışmalarda en erken yıl sonu netice alınabileceğini belirtti.
BOLD – Çin merkezli koronavirüse (Kovid-19) karşı ülkeler sıkı tedbirler alırken bir yandan da aşı geliştirme çalışmaları başladı.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nca (TÜBİTAK) virüse karşı aşı geliştirilmesi amaçlı ‘İnaktif Covid-19 Aşısı Geliştirilmesi’ projesi oluşturuldu.
Proje konsorsiyumunda Bursa Uludağ Üniversitesi, Konya Selçuk Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi Veteriner fakültesi öğretim üyeleri yer aldı.
Bu bilim insanlarından Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Yeşilbağ, salgının hızlı yayılmasının mücadeleyi zorlaştırdığını belirtti.
TOPLUMUN YÜZDE 65 İLA 75’İNE BULAŞTIKTAN SONRA
Mevcut veriler ışığında hastalığın ne zaman sonlanacağıyla ilgili öngörü ortaya koymanın zor olduğunu kaydetti.
“Muhtemelen toplumun yüzde 65 ila 75’i virüsle tanıştıktan sonra salgının kendiliğinden gerileme veya durma noktasına geleceğini tahmin ediyoruz. Sürecin ne kadar hızlı olacağı ve ne kadar zamana yayılacağı çok önemli” dedi.
İLAÇTA BELİRLİ KLİNİK BAŞARILAR SAĞLANDI
Hastalığa karşı aşı, ilaç ve plazma tedavisi seçeneklerinden bahseden Yeşilbağ şu bilgileri verdi:
“Virüsü yüzde 100 tedavi eden bir ilaç henüz tam tespit edilemedi. Fakat laboratuvar ortamında bazı ilaçlar için umut veren gelişmeler teyit edildi. Belirli klinik başarılar da sağlandı.
REEL BİR YAKLAŞIM AMA RİSKLERİ DE BERABERİNDE BARINDIRIYOR
Plazma ise kabaca, hastalığı geçiren ve iyileşenlerden kanın plazma yani sıvı kısmı ayrıldıktan sonra kritik durumdaki hastalara bunun verilmesiyle tedavidir. Şu an en reel yaklaşımlardan ama riskleri de beraberinde taşıyor.
Üçüncüsü aşı ki dünyada çok değişik çalışmalar var. Özellikle pandemide uygulanacak en reel yöntem.”
İLK KRİTER KULLANILACAK KİŞİLER İÇİN ZARARLI OLUP OLMADIĞI
Aşının hazırlanma zamanı ile ilgili çok soru geldiğini ifade ederek “Aşıda ilk kriter kullanılacak kişiler için zararsız olması. Aksi takdirde istenmeyen etkenler doğurmuş olursunuz. Dolayısıyla birkaç ayda aşı geliştirileceğini beklemek çok gerçekçi görünmüyor. Zannediyorum önümüzdeki yıl içi veya bu yıl sonuna doğru aşı ile ilgili somut gelişmeler görebileceğiz” diye konuştu.
YÜZDE 80’İ KLİNİK BULGU GÖSTERMEDEN HAFİF ATLATACAK
‘Dünya geneli can kaybı kaç kişiye ulaşır?’ sorularına ilişkin de şunları kaydetti:
“Toplumun yaklaşık yüzde 70 ila 75’ine ulaşabileceğini düşünüyoruz. Bunun yüzde 80’i klinik bulgu göstermeden çok hafif bulgularla geçirecek. Etkilenenlerin yüzde 5’i yoğun bakım alacak ve yüzde 1 ila 4’ü İtalya’daki gibi olursa yüzde 9’u hayatını kaybeder. Burada belirleyici nokta, virüsün ulaşma ve bunu sınırlama durumu. Sınırlandırma yapamazsanız milyonlarca insan etkilenebilir ve ölebilir.”
Biz Bize Yeteriz Kampanyası’na zorla bağış toplanmaya başlandı