Helikopterden atılma olayı yazan gazetecilerin gözaltına alındığını hatırlatan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, Gazetecilere Yönelik Hak İhlali Raporununda iktidarın gazetecileri kontrol altında tutmak istediği belirtildi.
BOLD – Dicle Fırat Gazeteciler Derneğinin kamuoyuyla paylaştığı, Eylül ayında gazetecilere yönelik yaşanan hak ihalelerinin yer aldığı raporda, gözaltına alınan, haklarında dava açılan ve tutuklu olan gazetecilere ilişkin veriler paylaşıldı.
Raporda, geçen ay 6 gazetecinin gözaltına alındığı, 2 gazetecinin tutuklandığı, bir gazeteciye ajanlık dayatıldığı belirtildi. İhlal raporunda ayrıca haber takibi yapan gazetecilerin engellendiği, 4 gazeteci hakkında soruşturma başlatılırken, 4 gazeteci hakkında yaptıkları haberlerden dolayı dava açıldığı ifade edildi.
89 GAZETECİ TUTUKLU
Eylül ayında 10 gazeteciye 35 yıl 10 ay 13 gün hapis, 20 bin lira para cezası verildiği belirtilen raporda, 36 dosyada 66 gazetecinin yargılamasının devam ettiği vurgulandı. Ekim ayı itibariyle 89 gazetecinin tutuklu bulunduğu belirtilen raporda, gazetecilerin yanı sıra, medya kuruluşlarının da baskı ve engellemeler ile karşılaştığının altı çizildi. Rapora göre RTÜK yayın kuruluşlarına 5 defa ceza uyguladı. 32 haber, 3 internet sitesine erişim engeli getirildi.
BASKININ OLMADIĞI TEK BİR GÜN BİLE YOK
Raporda, basına yönelik hak ihlalleriyle ilgili şunlar kaydedildi: “Basın dünyası hapis cezaları, gözaltılar, tutuklamalar, erişim engelleri ve ekran karartmaları gibi birçok saldırıya maruz kaldı. Koca bir ay boyunca gazetecilerin baskıya maruz kalmadığı tek bir gün bile neredeyse olmadı. Eylül ayında yaşananlar Türkiye’nin basın karnesini daha da zayıflatmış, mevcut tabloyu daha da karanlık bir hale getirmiştir.”
BASINA SANSÜR, HALKIN HABER HAKKINI ENGELLEME…
Eylül ayı boyunca birçok ajans ve haber sitesine erişim engeli getirildiğinin vurgulandığı raporda, erişim engellerinin temel amacının iktidarın rahatsızlık duyduğu haberlerin yayılmasını engellemek olduğuna dikkat çekildi. İnternet sitelerine erişim engeli gitirildiği, TV ekranlarının karartıldığının belirtildiği raporda, şu ifadelere yer verildi: “30 günün 10’unda televizyon ekranları karartıldı. TELE1 TV ve HALK TV’nin ekranları 5’er gün karartılırken, birçok televizyona da para cezaları verildi. İktidar erişim engelleri ve ekran karartmalarıyla sadece basına sansür uygulamamış aynı zamanda halkın haber alma hakkını da engellemiştir. Gazeteciler Ferhat Çelik, Aydın Keser, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel de MİT mensubunun cenaze törenine ilişkin haber yaptıkları için cezalandırıldı. Bu hapis cezaları gazeteci arkadaşlarımıza değil mesleğimize verilmiştir. Elbette ceza alan meslektaşlarımızın yanı sıra Eylül ayında onlarca gazetecinin de yargılanmasına devam edildi. Tamamı gazetecilik faaliyetleri çerçevesinde yapılan yargılamalar, ülkede düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engelleri açıklar niteliktedir.”
İSTİSMARI HABER YAPAN İKİ GAZETECİ TUTUKLANDI
Raporda, AKP’li siyasetçilerin isminin karıştığı istismar olayını haberleştiren iki gazetecinin tutuklandığı belirtilerek, “Yargı, olayı aydınlatmak ve ismi geçenleri soruşturmak yerine haberi yapan gazetecileri cezalandırmayı tercih etti. Yine söylüyoruz gazetecinin işi haber yapmaktır ancak yargının görevi haber yapanı tutuklamak değil habere konu olan suç veya suçları aydınlatmaktır” denildi.
TUTUKLU GAZETECİLERE YENİLERİ EKLENİYOR
Raporda, tutuklu gazetecilerle ilgili şu değerlendirmeler yapıldı: “Cezaevlerinde tutuklu bulunan meslektaşlarımız için de ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Bizler tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını beklerken cezaevine gönderilen basın çalışanlarına yenileri ekleniyor. Ancak bu durum bizi özgürlük talebimizden vazgeçirmiş değil. Sadece mesleklerini yaptıkları için özgürlüklerinden mahrum edilen gazeteciler biran önce serbest bırakılmalı ve gazeteci tutuklamalarına artık bir son verilmelidir. Eylül ayı biter bitmez yaşananlar Ekim ayında da basına yönelik baskıların devam edeceğini gösterdi. Zira, yeni ayın daha ilk gününde gazeteci Hakkı Boltan evi basılarak gözaltına alındı. Boltan, günlerce gözaltında tutulduktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.”
GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR
Van’da operasyona çıkan askerlerin gözaltına alındığı Servet Turgut ve Osman Şiban’ın helikopterden atıldıklarını belgeleyen Mezopotamya Ajansı muhabiri 5 gazetecinin 6 Ekim’de gözaltına alındığı hatırlatılan raporda, “Tüm bu yaşananlar bizlere gösteriyor ki; iktidar gazetecileri ve gazeteciliği kontrol altında tutmak istiyor. Bu çabalar beyhudedir, gazetecilik kontrol altına alınabilecek bir meslek, gazeteciler de iktidarın memuru değildir. Basının özgür bir ortamda çalışması için çalışmalarımız sürecek ve halkın haber alma hakkını savunmaya devam edeceğiz. Unutulmamalıdır; Gazetecilik Suç Değildir!” denildi.
Erdoğan ve SOCAR’ın yazılamayan karanlık ekonomik ilişkileri