Türk Lirası ile ilgili bir araştırma yapan Alman DZ Bank, değer kaybındaki en önemli sebep olarak siyasi kararları belirledi. Değer kaybının merkezinde AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan görülürken, damat Berat Albayrak’ın uluslararası piyasalarda güven sağlayamadığı vurgulandı.
BOLD – Merkez Bankası’nın faiz artırımı, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı üç yıllık ekonomik plan ve beklentinin altında kalan enflasyona rağmen Türk Lirası’ndaki değer kaybı sürüyor. Alman DZ Bank, bu durumla ilgili yaptığı araştırmada TL’nin değer kaybında en önemli sebebin siyasi kararlar olduğunu belirledi.
TL’NİN DEĞER KAYBININ MERKEZİNDE ERDOĞAN VAR
Deutsche Welle Türkçe’nin aktardığı habere göre, araştırmayı hazırlayan analist Sören Hettler, TL’deki değer kaybını, 2006’dan bu yana paralel değişim sergileyen Güney Afrika para birimi rand ile karşılaştırarak inceledi. 2016 sonundan itibaren ise iki para biriminin yollarının ayrıldığını tespit eden Hettler’in hazırladığı DZ Bank araştırmasına göre, Güney Afrika Randı son dört senede dolar karşısında yaklaşık yüzde 20 değer kaybına uğrarken Türk Lirasındaki değer kaybı ise yüzde 60’ı aştı. Hettler, bu gelişmenin nedeninin siyasi olduğunu ve merkezinde de AKP’li Cumhurbaykanı Tayyip Erdoğan’ın yer aldığını belirtiyor.
TÜRKİYE’Yİ OTORİTER BİR ÜLKEYE ÇEVİRDİ
Hettler, liranın değer kaybına iki önemli faktörün yol açtığı görüşünde. Bunlardan ilkinin “Erdoğan’ın Türkiye’yi 2016 sonundan itibaren otoriter bir ülkeye çevirmesi” olduğunu söylüyor. Merkez Bankası’nın bu politikadan payını aldığını, kurumun artan fiyat baskısı ve liranın zayıflamasına rağmen, siyasi iktidarın istemediği faiz artırımına gitmekte devamlı çekimser davrandığına işaret ediyor ve bu durumun uluslararası yatırımcıların güvenini sarstığını kaydediyor, dış politikada Erdoğan’ın son yıllarda güven kaybına yol açan bir çizgi izlediği görüşünü savunuyor.
MERKEZ BANKASI’NIN BAĞIMSIZLIĞI NET BİÇİMDE ORTAYA KONMALI
Hettler, içinde bulunulan zor durumdan çıkış için öncelikle Merkez Bankası’nın faiz artırımına giderek bağımsız olduğunu gösteren bir sinyal vermesi gerektiğini savunuyor. Hükumetin de Merkez Bankası’nın bağımsız olduğunu açık ve net biçimde dile getirmesinin ve buna saygı gösterdiğini ortaya koymasının şart olduğunu kaydediyor. Hettler, işbirliklerine dayalı bir dış politika izlenmesi ile kısa vadeli dış borçlanmadan vazgeçilmesini de diğer atılması gereken adımlar arasında sayıyor.
https://www.boldmedya.com/2020/10/08/uc-cezaevinde-korona-panigi/