21 yıllık fizik öğretmeni Murat Aksoy, KHK ile işsiz bırakılıp 15 ay cezaevinde kaldı. İş yapmasına izin verilmeyince yardımlara muhtaç oldu. Arkadaşları gıda yardımı yapıyor, diye üçüncü kez gözaltına alındı. Öğretmenlikten başka yapacak mesleği olmadığını söyleyen 22 yıllık edebiyat öğretmeni Bekir Karabulut ise bugünlerde bir bakkal dükkanı işletiyor. İşte 24 Kasım’da öğretmenlerin hali…
BOLD – 15 Temmuz’un ardından yaklaşık 60 bin öğretmen KHK’larla işsiz kaldı. Kimisi cezaevine girdi, kimisi tüm çabalarına rağmen iş bulamadı. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü mesleğinden, okulundan ve öğrencilerinden uzak olarak buruk bir şekilde yaşayan on binlerce öğretmenden sadece 2’si zor günlerini anlattı.
Kronos’tan Tuba Demir ve Süleyman Özkaya’nın haberine göre 21 yıllık fizik öğretmeni Murat Aksoy, Türkiye’nin farklı illerinde Hizmet Hareketi okullarında görev yaptı. KHK ile işsiz kaldığı gibi bir de mesleğini yapması engellendi. Üzerine tutuklanıp 15 ay cezaevinde kaldı.
İSTİHBARATÇILAR PEŞİNİ BIRAKMADI
Tahliye olduktan sonra özel kurumlarda ders vermek istese de iş veren olmadı. Bunun üzerine özel ders vermeye başladı. Öğrencilere kamuya açık alanlarda ders vermeye başladı. Sürekli istihbarat elemanları tarafından takip edildiğini fark eden Aksoy, öğrencilere anlattığı dersi yan masadaki istihbaratçıların da dinlediğini anlattı. Bir anısını da paylaşan KHK’lı öğretmen “Dersi anlattıktan sonra masadan kalkıp, beni takip eden istihbaratçının yanına gittim. İstihbarat elemanına ‘Ben ailemin geçimini temin etmek için ders anlatıyorum, sizin de kim olduğunuzu biliyorum dedim. Elinde bulmaca dolduruyor görünen kişinin elindeki bulmaca ekini ters tuttuğunu kendisine söyleyince birden rengi değişti. İnanın anlattıklarım size film sahnesi gibi gelebilir ama ben bunları yaşadım. Ve artık iyice emindim takip edildiğim konusunda” ifadelerini kullandı.
Aksoy bir süre sonra özel dersten kazandığı parayı mağdur ailelere aktardığı gerekçesiyle tekrar gözaltına alındı. Özel ders vermesi de artık zorlaştı ancak bir arkadaşı ona yardımcı oldu. Bu sefer arkadaşı ona yardımcı olduğu için cezaevine girdi. Aksoy, “Bir öğretmen arkadaş tarafından ayarlanan bir büroda öğrencilere ders vermeye başladım. Bir süre sonra arkadaşı gözaltına alıp, tutukladılar. Bana ders bulduğu için 4 ay cezaevinde kaldı arkadaş. Sonra arkadaşa yüklü bir para cezası kestiler.” dedi.
YARDIM ALMAKTAN GÖZALTINA ALINDI
Artık özel ders de veremeyen öğretmen Aksoy yardıma muhtaç hale geldi. Ancak arkadaşlarının gıda yardımı ile karnını doyurabildi. Fakat onu takibe devam eden istihbaratçılar vardı ve “yardım alma” suçlamasıyla 3’üncü kez gözaltına alındı. Gözaltının artık rutin hale geldiğini anlatan Aksoy “Güler misin ağlar mısın, bir polis memuru ‘Ya Hocam yine mi sen demişti’ Ben de Papua Yeni Gine de bir operasyon yapsanız beni alacaksınız. Çünkü birincisi ben okullarda 21 yıl çalıştım. İkincisi ise evim Sakarya emniyetinin karşısında her yaptığınız operasyonda beni ekliyorsunuz demiştim. Evet komedi filmi gibi son operasyonla anladım ki bizi aç bırakıp öldürmeye karar vermişler.” ifadelerini kullandı.
Devlete yaptığı sosyal yardım başvurusu da kabul edilmeyen Aksoy “Artık gidebileceğim bir kapı, yapacağım bir şey yoktu. Geçimimi sağlayamıyordum. İnsanlar gıda yardımı yapıyordu, onları bile takip ediyorlardı, bir kısmını tutukladılar. Şu anda aileme emekli maaşlarıyla kayın validem ve babam destek oluyor. Bizi çok zor durumda bıraktılar.” dedi.
“OKULUN ÖNÜNDE DURUP AĞLADIM”
24 Kasım’ı gönlü kırık geçiren 21 yıllık öğretmen “Kalemimi, tebeşirimi, önlüğümü, laboratuvarımı çok özledim. Öğrencilerle hasbihal etmeyi, onların hislerine tercüman olmayı, onlara bir şeyler öğretmeyi, dertlerini dinlemeyi, özledim. Bir gün bir okulun yanından geçerken çocukların cıvıltıları cennetle özdeşleşecek kadar duygu hissettirdi, gözlerim doldu, ağlamaya başladım. Eski günlerim aklıma geldi. Film şeridi gibi eski günler gözümün önünden aktı. Bunu yaşayacak neler yaptım? Hiçbir şey yapmamıştım. Reva görülen şeyi aklım almıyor. İnsanların öğretmenin, hocam dediği bir kişiye dünya görüşler uymadı diye birileri terörist dedi.” ifadelerini kullandı.
24 Kasım’da KHK zulmü ile yaşamaya devam eden bir başka isim ise 22 yıllık edebiyat öğretmeni Bekir Karabulut. O, birçok meslektaşına göre daha şanslı. Çünkü cezaevine girmedi ve evine ekmek götürebildiği bir işi var. Sendikaya üyelik gerekçesiyle meslekten ihraç edilen Karabulut bugünlerde Kayseri’de bir bakkalı işletiyor.
“KENDİMİ İHANETE UĞRAMIŞ GİBİ HİSSETTİM”
İhraç sonrası psikolojisinin bozulduğunu anlatan Karabulut, “İhraç edilince kendimi dışlanmış, terk edilmiş ihanete uğramış gibi hissettim. Suç psikolojisi diye bir alan var psikolojide. Suç işleyen kişi suçun karşılığını görünce tatmin bile olabilir. ‘Ben bu suçları işledim dolayısıyla bu cezayı hak ettim’ diyebilir. Peki biz ne yapacağız? Bizim suçumuz ne? Ne hissedeceğimizi şaşırdık. İhanet deyince aklımıza ülkenin genel menfaatini başka bir kaynağa vermek gelirdi. Vatan haini olmak böyle bir şeydi. Şimdi sendikaya üye oluyorsun vatan haini, bankaya para yatırıyorsun vatan haini, dershaneye çocuğunu gönderiyorsun vatan haini, oy vermiyorsun vatan haini, biri içeri girince kalkmıyorsun vatan haini vs” ifadelerini kullandı.
Öğretmenlikten başka bir meslek bilmediğinin altını çizen Karabulut “Devletin bana bu darbeyi vuracağını öngörseydim belki Demirdöküm işine girerdim. Örneğin bir berberlik öğrenirdim, pazarcılık yapardım, kendimi yetiştirirdim. 22 yıl kamu görevinde bulunduktan sonra devlet ‘Ben seni attım’ dedi” dedi.
“BİZ TOPLUMU DEĞİL, TOPLUM BİZİ KAYBETTİ”
“Biz toplumu kaybetmedik, toplum bizi kaybetti. Biz bu toplumun has evlatlarıyız. Gadre uğrayan tarafız” diyen 22 yıllık emektar öğretmen ders verdiği günleri özlemle anıyor. Tekrar mesleğe döneceğinden emin olan Karabulut, “Çevrede bilen bilmeyen herkes bana hocam der. Sanki alnımıza yazılmış hoca olduğumuz. Haklarımız iade edilecek ve biz tekrar mesleğimize geri döneceğiz. Hayattaki en güçlü şey haklı olmanın vermiş olduğu güvendir. Ben haklarımızı alacağımızdan çok eminim. Buna dair ümidim çok güçlü” ifadelerini kullandı.