Anayasa Mahkemesi, KHK ile memuriyetten atılan öğretmenlerin Malatya’da belediye önünde bankta oturarak yaptıkları eylem nedeniyle idari para cezası kesilmesinin hak ihlali olduğuna karar verdi. Eylemcilerin oturma eylemiyle kamu düzenini bozmadığı belirtilen kararda, barışçıl eyleme çok sayıda idari para cezası uygulanmasının orantılı olmadığı belirtildi.
BOLD – Anayasa Mahkemesi, KHK ile ihraç edilen 4 öğretmen ve bir memurun Malatya’da yaptığı eyleme 60 bin TL’nin üzerinde idari para cezası kesilmesini hak ihlali olduğuna hükmetti. Oybirliğiyle karar alan AYM, 4 eski kamu görevlisine 6’şar bin TL tazminat ödenmesine hükmetti.
Kararda, “Başvurucuların eylemlerinin başlamasından birkaç ay önce KHK ile ihraç edilmelerinin başvurucular üzerindeki etkisinin de göz önüne alınması gerekir… Kamu otoriteleri üzerinde baskı oluşturmak ve sorunlarını kamuoyuna duyurmak amacıyla sadece bir bankta oturarak ve yaklaşık 70 gün boyunca barışçıl şekilde eylem yapmalarına demokratik bir toplumda katlanılmalıdır” ifadesi kullanıldı.
AYM, KHK ile atılan 4 memura 104 kez kesilen ve toplamı 60 bin 836 TL’ye ulaşan idari para cezalarının ortadan kaldırılması için dosyayı Malatya Sulh Ceza Hakimliği ve Adalet Bakanlığına gönderdi.
Malatya’da KESK üyesi öğretmenler Özkan Karataş, Umut Sertaç Ökdemir, Erdoğan Canpolat ile Devlet Hastanesi veri hazırlama işletmeni Cengiz Uğurlu 29 Ekim 2016 tarihinde yayımlanan 675 sayılı KHK ile kamu görevinden ihraç edildi. İşten çıkartılmalarının haksız olduğunu belirten 5 memur, 5 Ocak 2017’den itibaren Malatya Belediye binası önünde trafiğe kapalı alandaki bankta Haziran 2017’ye kadar oturma eylemiyle durumu protesto etti.
Eylem yapan 4 KHK’lıya her gün için 227’şer TL’den toplam 61 bin TL idari para cezası kesildi. Eylemci 5 eski KHK’lının idari para cezalarının iptali talibiyle Malatya 1. Sulh Ceza ve 2. Sulh Ceza Hakimliğine ayrı ayrı yaptıkları toplam 54 itiraz ise reddedildi. Hakimlik ret kararında; 21 Temmuz 2016’da yurt genelinde olağanüstü hâl ilan edildiği, valiliğin de genelge ile eylem ve etkinlikleri izine bağladığı, bu nedenle eylemcilere Kabahatler Kanunu uyarınca para cezası kesilmesinin hukuka uygun olduğunu savundu. Bankta oturma eyleminin de Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamında “toplantı” sayılacağını savunan Malatya 1. Sulh Ceza Hakimliği, OHAL şartları içerisinde toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin izine bağlanabileceğini, yasaklanabileceğini, AİHM’nin de toplantı için izin sistemi getirilmesini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı bulmadığına dair kararlarının olduğunu savundu.
Sulh ceza hakimliğinin idari para cezalarına itirazları reddetmesi üzerine 5 eski memur Anayasa Mahkemesi’ne, “kişi hürriyeti ve güvenliği” ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme” haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuru yaptı. AYM, 100’den fazla kez gözaltına alındıklarını belirtmelerine karşın gazete kupürü dışında kanıt sunamadıkları için kişi hürriyetinin ihlali yönünden yaptıkları başvuruyu reddetti.
AYM, KHK’lı eylemcilerin oturma eylemi nedeniyle sonradan idari para cezası verilmesinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına yönelik bir müdahale olduğuna karar verdi.
TOPLANTI VE GÖSTERİ HAKKI İZİN ŞARTINA BAĞLANAMAZ
Kararda, şunlar vurgulandı: “Başvuruculara uygulanan idari para cezaları da olağanüstü hâl sürecinde öngörülen izin şartının yerine getirilmemiş olması sebebine dayandırıldığından söz konusu cezaların Anayasa’nın 34. Maddesinin 1. fıkrasında yer alan ‘toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemesinin izin şartına bağlanamayacağı’ güvencesine aykırılık teşkil ettiği açıktır.
Barışçıl bir eylem söz konusu olduğundan idarenin somut olayın şartlarını göz önünde bulundurarak gerekli tedbirleri aldıktan sonra kamu düzeni bozulması, bozulma tehlikesi veya başkalarının haklarının korunması gerekliliği gibi zorlayıcı şartlar oluşmadığı sürece barışçıl eyleme doğrudan veya dolaylı müdahalede bulunmaması esastır.
BARIŞÇIL EYLEME MÜDAHALEDE BULUNULMAMALI
Olağanüstü hâl döneminde izin sisteminin öngörülmesinin amacı, yetkililere kamu düzenini bozabilecek olayların engellenebilmesi ve gerekli tedbirlerin önceden alınabilmesi imkânını sağlamaktır. Bununla birlikte oturma eylemi başladıktan sonra ilk günden itibaren idarenin eylemden haberdar olduğu ve izin alınmamasının somut olayın şartlarında idarenin tedbir alabilmesi için esaslı unsur olmaktan çıktığı görülmektedir. Bu nedenle idarenin barışçıl eyleme doğrudan veya dolaylı müdahalede bulunmaması esastır.
KHK İLE İHRACIN ETKİSİ GÖZ ÖNÜNE ALINMALI
Bununla birlikte başvurucuların eylemlerinin başlamasından birkaç ay önce KHK ile ihraç edilmelerinin kişiler üzerindeki etkisinin de göz önüne alınması gerekir. Bu çerçevede başvurucuların sadece bir bankta oturarak ve yaklaşık yetmiş gün boyunca barışçıl şekilde eylem yapmalarına demokratik bir toplumda katlanılmalıdır. Bu nedenle Hâkimliklerce verilen kararlarda adil bir denge kurulmamıştır.
TOPLANTI VE GÖSTERİ HAKKI İHLAL EDİLDİ
Günlük yaşama, trafiğe veya kamu hizmetlerinin sunumuna engel oluşturmayan barışçıl nitelikte bir etkinliğe katılan başvurucuların izin yükümlülüklerini yerine getirmedikleri gerekçesiyle idari para cezasıyla cezalandırılmaları olağanüstü hâl döneminde de izlenen amaçla orantılı bir sınırlama olarak kabul edilemez. Somut olayda Anayasa’nın 15’inci maddesinin başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına yönelik Anayasa’nın 34’üncü maddesinde belirtilen güvencelere aykırı bu müdahaleyi meşru kılmadığı değerlendirilmiştir. Anayasa Mahkemesi, açıklanan gerekçelerle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.”
AYM, karayolunda yaptıkları eylem engellenen maden işçilerinin başvurusu üzerine açılan davada “şehirlerarası kara yollarında gösteri yürüyüşleri düzenlenemez” ifadesini iptal etmişti. Karar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun tepkisi çekmiş, Soylu AYM Başkanı Zühtü Arslan’ı hedef alarak, “Polis koruması almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım” demişti. AYM Başkanı Arslan’da Soylu’yu “Kararı eleştirmek için önce okuyup anlamak gerekir” cevabı vermişti.
Tutuklu gazeteci Harun Çümen: “Koğuşta 25 fare öldürdük çıldırmak üzereyiz”