AİHM’in hakkında özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edildiği kararı verilen Nazlı Ilıcak, “Çok geç kaldı. Cezaevinde umutla bekledim, ya AİHM’den bir karar gelir ya AYM’den diye. O zaman daha kolay çıkabilirdim. Ama benim için çok çok önemli çünkü bir manada aklama kararı oluyor.” dedi.
BOLD – Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin hakkında hak ihlali kararı verdiği yazar Nazlı Ilıcak, kararın çok geciktiğini ve üç yıl kaldığı Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde umutla beklediğini söyledi.
“AKLANMIŞ OLDUM”
Türkiye’de adil bir yargı olduğunu söyleyemeyeceğini ifade eden Ilıcak, “Cezaevinde umutla bekledim ya AİHM’den bir karar gelir ya AYM’den diye. O zaman daha kolay çıkabilirdim. Ama benim için çok çok önemli çünkü bir manada aklama kararı oluyor” dedi.
“AİHM’NİN DİĞER KARARLARI DA ÖNEMLİ”
Ilıcak, sadece kendi hakkındaki karar değil, AİHM’nin daha önce tutuklanan hâkim savcılar, Bylock, Bank Asya’ya para yatıranlar hakkında verdiği kararları da hatırlatarak “Onların okullarında çalışanlar veya müesseselerinde çalışanlarla ilgili de bunun ‘terör örgütü üyeliği’ olmadığı, ‘terörle’ iltisakı belli etmediğine dair AİHM kararları oldu. Bunlar Türkiye’de her şeyin er geç rayına girmesini sağlayacak gelişmelerdir.” ifadelerini kullandı.
AİHM, 15 Temmuz’dan sonra tutuklanan ve üç buçuk yıl tutuklu kalan Ilıcak’ın başvurusunu 14 Aralık 2021’de karara bağladı. Mahkeme, Ilıcak’ın “terör örgütü üyesi olduğuna veya hükümeti ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya çalıştığına dair makul şüpheye dayalı hiçbir somut kanıt bulunmadığını” belirterek, özgürlük ve güvenlik hakkı ile ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Mahkeme Ilıcak’a 16 bin euro manevi tazminat ödenmesine de hükmetti.
Gülen Hareketi soruşturmaları kapsamında yargılanan gazeteci-yazar Nazlı Ilıcak, 30 Temmuz 2016’da tutuklandı. Kasım 2019’da tahliye edilen Ilıcak, terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım ettiği iddiasıyla 8 yıl 9 ay hapse cezasına çarptırılmıştı. Anayasa Mahkemesi (AYM), Mayıs 2019’da bireysel başvuruda bulunan Ilıcak’ın başvurusunda ihlal olmadığı kararını vermişti.
AİHM kararını Medyascope‘a değerlendiren Nazlı Ilıcak’ın açıklamaları şöyle:
Kararı nasıl değerlendiriyorsunuz, sizin için bu karar ne anlama geliyor?
Çok geç kaldı. Cezaevinde umutla bekledim, ya AİHM’den bir karar gelir ya AYM’den diye. O zaman daha kolay çıkabilirdim. Ama benim için çok çok önemli çünkü bir manada aklama kararı oluyor. Çünkü maalesef insanlar cezaevinde spekülasyonlara da maruz kalıyorlar. Tabii ki çok büyük memnuniyetle karşıladım.
Türkiye’nin gündeminde AİHM kararları var, Türkiye ilk kez AİHM kararlarının uygulanmamasıyla ilgili yaptırımlarla karşı karşıya. AİHM kararının henüz sonuçlanmasının yanı sıra siz de uzun bir tutukluluk süreci yaşadınız, bu süreçte Anayasa Mahkemesi (AYM) başvurunuz da reddedilmişti. Tutuklu insanlar açısından bu kararlar ve kararların uygulanıp uygulanmaması ne anlama geliyor?
Çok önemli. İnsan orada cezaevinde bir umuda tutunuyor. Bu umut da adil kararlar. Tabii ki büyük yıkım oluyor onlar için. Ümitle bekliyorlardı muhakkak ki bunun uygulanabileceğini, uygulanacağını düşünüyorlardır ki uygulanması da gerekir. Hâlâ ümitliyim bir şekilde uygulanacak diye çünkü Türkiye kendisini Avrupa’nın ve batının dışında atılmış gibi görmek istemez diye düşünüyorum. İlişkileri batı ile çok yoğun. Kopamaz gibi geliyor ve er geç bunun çok çok gecikerek de olsa uygulanacağını, hakkın teslim edileceğini düşünüyorum doğrusu.
Hakkınızda verilen ihlal kararının yansımalarını nasıl buldunuz? Sizce karar Türkiye için ne anlama geliyor?
Sadece benim kararım değil. Benden önce de tutuklanan hâkim savcılar hakkında AİHM kararı oldu. Daha sonra Bylockçular, Bank Asya’ya para yatıranlar bir şekilde, onların okullarında çalışanlar veya müesseselerinde çalışanlarla ilgili de bunun ‘terör örgütü üyeliği’ olmadığı, ‘terörle’ iltisakı belli etmediğine dair AİHM kararları oldu. Bunlar Türkiye’de her şeyin er geç rayına girmesini sağlayacak gelişmelerdir.
Tabii ki dostlarım sevinerek beni kutladılar. Çok fazla yorumlara bakmadım ama muhakkak aleyhte yorum olmuştur. Çünkü birtakım çevreler var, kana kan, göze göz, dişe diş filan, çok intikamcı. Daha ziyade biz onları ulusalcı, laikçi filan çevreler diye nitelendiriyoruz. Hâlâ onlar mevcut iktidarın paradigması üzerinde fikir üretiyorlar, insanları onlara göre suçluyorlar, onlara göre makbul addediyorlar ama kendilerini de aynı zamanda muhalif sanıyorlar. Böyle bir çevre var. Türkiye’de birtakım insanlar için çok rahat konuşabilen bir zamanın gelmesini ben de daha doğrusu bekliyorum. Bu arada anılarımı, düşüncelerimi yazıyorum. Öyle vakit geçiyor.
2016’da tutukluydunuz, 2021 bitmek üzere iken hak ihlali kararı ulaştı. 2021 ile 2016’yı karşılaştırdığınızda, özellikle yargı süreci açısından nasıl görüyorsunuz?
Türkiye yargısı giderek kötüye gitti. Tutuklandığımda bu kadar uzun süre kalacağımı da tahmin etmiyordum. Böyle bir yargı ile karşılaşacağımı da tahmin etmiyordum. Bugün de değişen bir şey yok. AİHM kararı başka, yurt dışında verilmiş bir karar, yine Türk hâkim muhalif kalıyor. Maalesef yargıya adil diyemeyeceğim, Türkiye’de adil bir yargı olduğunu söyleyemeyeceğim. Herkes kendine göre haksızlığa uğruyor. Müessese olarak Medyascope’ta da ben çok önemli görevler yapıldığını, herkese bir platform açıldığını düşünüyorum. Görüyorsunuz onlar da haksız saldırılara uğruyorlar. İnsanlar maalesef hiç ders almadan sürekli birbirini suçlamak için fırsat kolluyor. İnşallah daha iyi bir Türkiye’ye bir gün gözlerimizi açacağız diye umut ediyorum.
Meriç’i geçip mahsur kalan 17 kişi donmamak için acil yardım istedi