Odatv, Rus Büyükelçi Andrey Karlov’a suikast düzenleyen polis Mevlüt Mert Altıntaş’ın el yazısı notları ve suikasttan önce taşıdığı çantaya ait fotoğrafları paylaştı. Odatv’nin paylaştığı fotoğraflardaki bütün izler Nureddin Yıldız ve onunla bağlantılı kişiler ile El Kaide’ye çıkıyor.
BOLD ANALİZ – Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’a suikast düzenleyen polis Mevlüt Mert Altıntaş’ın olaydan önce el yazısıyla yazdığı not suikastten 5 yıl sonra ortaya çıktı. Odatv, bu nota ve suikast silahına ait çanta ile saldırganın kişisel eşyalarının yer aldığı bavulun olay yerinde çekilmiş fotoğraflarını paylaştı.
Polis memuru Mevlüt Mert Altıntaş, 19 Aralık 2016’da Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlenen fotoğraf sergisinde Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’a suikast düzenledi. Saldırgan Mevlüt Mert Altıntaş, Karlov konuşmaya başladıktan hemen sonra eketinin cebinden silahını çıkartarak ateş etmeye başladı. Büyükelçi Karlov’un, vücuduna 9 kurşun isabet etti.
Olay yerine giden Özel Harekât Polisleri saldırganı vurarak etkisiz hale getirdi.
SUİKAST SİLAHINA AİT ÇANTA VE KİTAPLAR
Olay yeri inceleme ekipleri aramada saldırgana ait siyah iki çantaya ulaştı. Biri suikast silahına ait olduğu belirtilen silah çantasıydı. Çanta içerisinde mermiler ve silaha ait aparatlar bulundu.
Diğer siyah çantada ise saldırgan Mevlüt Mert Altıntaş’ın kişisel eşyalarının yer aldığı belirlendi. Çanta içerisinde dini kitaplar, nüfus cüzdanı, ayakkabı boyası, traş bıçağı, elektronik eşya aparatları ele geçirildi.
“POLİS VE SAVCILIK ÖZENLE SAKLAMIŞ, HATTA RUS MAKAMLARINDAN BİLE”
Karlov’un katili Mevlüt Mert Altıntaş’a ait çantalar ve kitaplar ile bunlara ilişkin emniyetin çektiği fotoğraflar mahkeme sürecinde hiç gündeme gelmemişti.
Odatv’nin yayınladığı fotoğrafları değerlendiren Gazeteci Cevheri Güven, “Rusya Büyükelçisi Karlov’un katilinin çantasından çıkanlar ve suikaste ilişkin yazdığı mektubu. Bu kadar zaman sonra ortaya çıkması ilginç. Polis ve savcılık özenle saklamış. Hatta Rus makamlardan bile.” ifadelerini kullandı.
Rusya Büyükelçisi Karlov’un katilinin çantasından çıkanlar ve suikaste ilişkin yazdığı mektubu. Bu kadar zaman sonra ortaya çıkması ilginç. Polis ve savcılık özenle saklamış. Hatta Rus makamlardan bile. https://t.co/2ngXtkX86z
— Cevheri Güven (@cevheriguven) December 20, 2021
BÜTÜN İZLER NUREDDİN YILDIZ’A ÇIKIYOR
Mevlüt Mert Altıntaş’ın Nureddin Yıldız’ın sohbetlerine gittiği ve evde birlikte kaldığı 2 arkadaşının da bu Nureddin Yıldız grubu ile bağlantılı olduğu ortaya çıkmıştı.
Gazeteci Cevheri Güven, Altıntaş’ın çantasından çıkan kitaplarla ilgili şu bilgileri verdi: “Karlov’un katilinin çantasından çıkan kitaplardan biri, Nureddin Yıldız’a ait. Katilin fikirlerinden etkilenip radikalleştiği kişi. İkinci kitap ise El Kaidenin Pakistan Emiri Abu Yahya’nın kitabı.”
NUSRA CEPHESİ EŞİTTİR EL KAİDE
Mevlüt Mert Altıntaş, Rus Büyükelçi Karlov’u öldürdükten sonra kameralar önünde Nusra Cephesi’nin yeminini okumuştu. Bu yemin de savcı tarafından hazırlanan iddianamede ve mahkeme sürecinde gözlerden kaçırılmaya çalışıldı.
Aslında ‘Nusra Cephesi eşittir El Kaide’ denilebilir. Uluslararası literatürde Nusra Cephesi ‘El Kaide’nin Suriye Kolu’ olarak bilinir.
El Kaide’nin Suriye kolu önce adını değiştirmiş Nusra Cephesi adını almış ve daha sonra da Heyet Tahrir Eş-Şam olarak ismini değiştirmiştir. Altıntaş’ın çantasında çıkan ikinci kitabın El Kaide’nin Pakistan Emiri’ne ait olması da El Kaide izlerini tamamlayan bir parça.
HALEP SAVAŞI VE RUSYA KARŞITI GÖSTERİLER
Altıntaş, Karlov suikastını 19 Aralık 2016’da gerçekleştirmişti. Suikastten yaklaşık bir ay önce Kasım ayında Rus savaş uçakları desteğindeki Suriye Ordusu, muhaliflerin ve içerisinde Nusra Cephesi’nin de bulunduğu radikal grupların kontrolündeki Suriye’nin en büyük kenti Halep’i almak için büyük bir saldırı başlatmıştı.
Saldırılar Aralık ayı ile birlikte artmış ve 13 Aralık’ta Halep’in sadece yüzde 5’i muhalif ve radikal grupların elinde kalmıştı. 13 Aralık’ta Suriyeli muhalif ve radikal gruplar, Suriye yönetimi ile anlaşarak şehri Suriye yönetimine teslim etmeyi kabul etmiş ve buradaki yaklaşık 4 bin savaşçının aileleri ile birlikte İdlib bölgesine geçmesine Suriye yönetimi izin vermişti. 15 Aralık’ta da muhalif ve radikal savaşçıların Halep’ten İdlib’e tahliyesine başlandı.
Yani Suriye İç Savaşı’ndaki dönüm noktası olarak görülen Halep’in Suriye Ordusu’nun eline geçmesi hemen Karlov suikastı öncesinde gerçekleşmişti. O dönemde AKP içerisinde ve birçok radikal grup arasında Suriye Ordusu’na büyük destek veren Rusya’ya öfke had safhadaydı.
Suikast öncesinde İstanbul, Ankara ve büyük şehirlerdeki bazı radikal gruplar Rusya karşıtı protestolar düzenliyorlar; İstanbul’daki Rus Başkonsolosluğu ve Ankara’daki Rus Büyükelçiliği önünde büyük kalabalıklar toplanıyorlardı.
Suikast de Halep’in düştüğü 15 Aralık tarihinden sadece 4 gün sonra gerçekleşiyordu.
NUREDDİN YILDIZ’DAN EL KAİDE FETVASI
El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi’nin devamı olan Heyet Tahrir Eş-Şam örgütünün kadısı Abdullah el Muhaysini, Türkiye’ye yönelik olarak çektiği bir videoda, yazar Nureddin Yıldız’ın kitabını önermişti.
Nureddin Yıldız’ın ayrıca “Suriye ve Irak’ta El Kaide ile birlikte savaşa katılma” konusunda olumlu görüş belirttiği basına yansımıştı.
ALTINTAŞ’A AİT EL YAZISI NOT
Suikasttan sonra başlatılan soruşturma kapsamında katil Mevlüt Mert Altıntaş’ın kaldığı otelin 204 numaralı odasında arama yapıldı. Aramada, katil Altıntaş’ın montunun cebinden “Allah’ın kelimesini yüceltmek” cümlesiyle başlayan el yazısı bir nota ulaşıldı.
Notun son cümlesi “Allahu Ekber! İzzet İslamındır” sözleriyle bitiyor.
Saldırgan Mevlüt Mert Altıntaş’a ait el yazısı notunda yer alan ifadeler de o günlerde yaşananları, El Kaide ve radikal örgütlerin söylemlerini çağrıştırıyor.
İşte o metin:
“Allah’ın kelimesini yüceltmek, kafir olanların sözlerini alçaltmak,
Biladiş-Şam, Irak, Somali, İslami Magrib, Afganistan, Arap Yarımadası… İslam beldelerinden zulmü kaldırmak adına…
La ilaha illa Allah için savaşıyoruz. Durum gayet açık ve nettir. Bu İslam’a karşı açılan en tehlikeli, en sert, ve en vahşi haçlı savaşıdır. Akıllı bir Müslümanın her ne pahasına olursa olsun bu cephede yer olmaması gerekiyor. Allah’ın izniyle bu küfrün, nifakın ve tuğyanın başları Amerika ve Rusya’nın sonu yakındır. Bizle ister ölelim, ister diri kalalım.
Elhamdulillah artık kıyam başlamıştır!
Öldürdüğünüz gibi öldürüleceksiniz!
Bizler beldelerimizi, çocuklarımızı korumakla mükellefiz. En önemlisi dini hususunda boyun eğmeyi reddedenleriz! Bizler beldelerimizde güveni yaşamadıkça güvenliği kendi topraklarınızda hayal bile etmeyin! Allahu Ekber! İzzet İslamındır.”
NOT: ‘Biladiş-şam’, Suriye, Filistin ve Lübnan’ı içine alan bölgeye eski dönemlerde verilen bir isim.