Analiz
İltisak-irtibat iftirası ihraçlara ve kayyım atamalarına sessiz kalan CHP’ye sıçradı


15 Temmuz sonrasındaki irtibat-iltisak iddialarıyla 126 bin memur işinden atıldı. Bu hukuksuzluklara sessiz kalan CHP yönetimi, 2019 yerel seçimlerinin akabinde HDP’li belediyelere kayyım atanmasını da seyretti. Şimdi Erdoğan aynı iddialarla seçimde CHP’ye kaptırdığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni geri almak istiyor.
BOLD – 15 Temmuz’dan sonra CHP, irtibat iltisak iddiasıyla ihraçlara sessiz kalarak onay verdi. 126 bin kişi kişi suçsuz yere işinden atıldı. Şimdi aynı iddialarla CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) kayyım atanması gündemde.
İŞARET FİŞEĞİ ERDOĞAN’DAN
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin İstanbul Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda yaptığı açıklamalarda, daha önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İBB ile ilgili söylediği iddiaları dile getirdi. Erdoğan, “Bir hesaba göre 13 bin 500, bir hesaba göre 15 bin kişiyi işten çıkarıp aralarında terör örgütüyle iltisaklıların da bulunduğu 45 bin kişiyi aldılar” dedi.
SUÇLAMA YİNE AYNI: İLTİSAK
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sözlerinin ardından İçişleri Bakanlığı, İBB’de işbaşı yaptırılan 557 çalışan hakkında ‘örgüt iltisaklı’ olduğu iddiasına ilişkin özel teftiş başlatıldığını duyurdu. Paylaşımda bu kişilerin terör örgütleriyle iltisaklı/irtibatlı olduğu yönünde ihbar, şikayet ve elde edilen tespitler üzerine, konunun tüm yönleriyle soruşturulması için bakanlık tarafından özel teftiş başlatıldığı ifade edildi.
15 TEMMUZ SONRASI 126 BİN KİŞİ KAMUDAN ATILDI
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 15 Temmuz sonrasında olağanüstü hal kapsamında yayımlanan KHK’lar ile kamudan 125.678 kişi atıldı. Ayrıca 3 bin 213 kişinin rütbesi alınırken, 270 yurtdışında okuyan öğrencinin ilişiği kesildi. 2.761 kurum ve kuruluş da kapatıldı. Bu kişi ve kurumlara yöneltilen iddia ise Gülen Hareketi ile irtibat ve iltisaklı olmaları gösterildi.
HDP’Lİ BELEDİYELERE KAYYIM’A DA SESSİZ KALDI
CHP, 31 Mart 2019 yerel seçimleri sonrasında yapılan hukuksuzluklara göz yumdu. Yerel seçimlerde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde HDP’nin kazandığı 65 belediyenin 6’sında seçilenlere mazbata verilmedi. Ayrıca 48 belediyede seçilen başkanlar görevden alınarak yerlerine ise kayyım atandı. Seçilmiş HDP’li milletvekilleri ve HDP’li siyasiler tutuklanarak cezaevine gönderildi.
CHP’ DE AKP’YE UYDU: 13 HAKİM SAVCIYI İHRAÇ ETTİ
Hakimler ve Savcılar Kurulu(HSK), iki ay önce Gülen Hareketi ile iltisak ve irtibatı olduğu gerekçesiyle 13 hakim ve savcıyı yargı kararı olmadan ihraç etti. İhraç kararına CHP kontenjanından seçilen üye Ömür Topaç da onay verdi. CHP’li üyenin bu tavrı Kılıçdaroğlu’nun iktidara geldiğinde KHK’lıları göreve iade edeceği söylemini tartışmaya açtı.
SIRA CHP’YE GELDİ
Sıranın, irtibat ve iltisakla ilgili yapılan hukuksuzluklara sessiz kalan CHP’ye gelmesi sosyal medya paylaşımlarına da yansıdı. Gazeteci Metin Yıkar CHP’li Muharrem Erkek’in İBB ile ilgili İçişleri Bakanlığı’nın başlattığı teftişle ilgili yaptığı paylaşımı alıntılayarak, “FÜTÜ FÜTÜ diye dolanıyordunuz ortalıkta. Nasıl, şimdi eğleniyor musunuz?” diye sordu.
FÜTÜ FÜTÜ diye dolanıyordunuz ortalıkta.
Nasıl, şimdi eğleniyor musunuz? https://t.co/mbbCBRoq3C
— Metin Yıkar (@myikar) December 27, 2021
SARI ÖKÜZÜ VERMEYECEKTİNİZ
Süleyman Soylu’ya “Suç İçişleri Bakanımız yeni kumpas peşinde. Bu kaçıncı iftira? Boğaziçi öğrencilerine attkların yetmedi sıra İBB çalışanlarına mı geldi?” diyen CHP’li Özgür Özel’e bir KHK’lı tepki gösterdi. Mete isimli KHK’lı “Sarı öküzü vermeyecektiniz! 120 bin kişi bir gecede yargılanmadan infaz edilirken alkış tutuyordunuz? Mesela ben! Sadece 3-5 soysuz “Mete fetocu olabilir” dediği için yargılandım ilk duruşmada beraat ettim ama sen, yanına geldiğimde beni dinlemedin bile Özgür efendi!” dedi.
Sarı öküzü vermeyecektiniz!
120 bin kişi bir gecede yargılanmadan infaz edilirken alkış tutuyordunuz?
Mesela ben!
Sadece 3-5 soysuz "Mete fetocu olabilir" dediği için yargılandim ilk duruşmada beraat ettim ama sen, yanına geldiğimde beni dinlemedin bile Özgür efendi! https://t.co/TpLFTqgK1V— Mete (@KodParcasi) December 27, 2021
Erdoğan, baskın seçim öncesi ekonomide ‘yalancı bahar’ peşinde
Erdoğan, baskın seçim öncesi ekonomide ‘yalancı bahar’ peşinde
İlginizi Çekebilir
-
Türk öğretmenleri Erdoğan’a iade eden Moldova eski Cumhurbaşkanı Dodon’a yolsuzluk şoku
-
‘Benim için Miçotakis diye birisi yok’ diyen Erdoğan’a Yunanistan’dan cevap
-
İki kez beyin ameliyatı geçiren hasta tutuklu Abdullah Aslan’ın hastalığı yeniden nüksetti
-
Nebati ne dediyse tersi çıkıyor: Dolar 6 ay öncesine döndü
-
Liberya, Birleşmiş Milletler koruması altındaki Türk öğretmenleri sınır dışı etti
-
Kılıçdaroğlu’nun evinin elektriği açıldı


İktidar yanlısı stk ve bazı siyasi partilerin hedef gösterdiği sanatçıların konserleri bir bir iptal ediliyor. AKP’li belediyelerin peş peşe iptallerinin ardından konu Meclis’e taşınırken, hedefin sanatçılar değil yaşam tarzı olduğu konusunda uyarılar geliyor.
BOLD – Sırasıyla Kürt sanatçı Aynur Doğan, Metin-Kemal Kahraman, Niyazi Koyuncu ve Apolas Lermi konserleri “değerleri paylaşmadığı” veya “sakıncalı” görülmesi bahaneleri ile AKP belediyeler tarafından iptal edildi.
HDP Milletvekili Oya Ersoy sanatçıların konserlerinin iptal edilmesini Meclis gündemine taşıdı. Ersoy, cevaplaması istemiyle Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a “Belediyelerinin konserleri iptal etmeleri konusunda talimatınız oldu mu?” diye sordu
Bugün de bazı parti ve stk’ların hedef göstermesi üzerine Uluslararası Isparta Gül Festivali kapsamında sahne alacak olan şarkıcı Melek Mosso’nun 3 Haziran’daki konseri iptal edildi.
AHLAKSIZLIĞI ÖZENDİRİYOR
İptal öncesi Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Mehmet Kaya, konsere tepki göstererek, “Asım’ın neslini böyle mi yetiştireceksiniz?” ifadelerini kullandı.
Milli Gençlik Vakfı ve Anadolu Gençlik Derneği tarafından ortak yapılan yazılı açıklamada ise Mosso “Ahlaksızlığı özendiriyor” denilerek konserin iptal edilmesi çağrısı yapıldı. Açıklamada “Bu ve benzeri şarkıcıların Isparta’mız da yeri yoktur” denildi.
HEDEF YAŞAM TARZLARI
Sadece muhalif sanatçıların konserlerinin iptal edilmesi tepkileri de beraberinde getirdi.
Bazı milletvekilleri hedefin birkaç sanatçıdan ziyade “yaşam tarzı” olduğunu düşünüyor.
Birlikte mücadele çağrısı yapan TİP Milletvekili Barış Atay, “Sanatın herhangi bir disipliniyle uğraşan herkese sesleniyoruz. Bugün bu yasaklara hep beraber ses çıkarmazsak, hiçbirimiz bundan kaçamayacağız! Bu saldırıları bir kaç kişiye özel sanmayın. İktidarın ve yardakçılarının bu saldırıları; sanatadır, yaşam biçiminedir.
SANATÇI BULAMAYACAĞIZ
Sanatçı Ozan Çoban da “Onun konserini istemiyoruz bunun konseri olmasın diyenlere teslim olursak yarın konser verebilecek tek sanatçı bulamayacağız” diyerek uyardı.
Onun konserini istemiyoruz bunun konseri olmasın diyenlere teslim olursak yarın konser verebilecek tek sanatçı bulamayacağız. https://t.co/DOEdAS2SGQ
— Ozan Çoban (@cobanozan) May 25, 2022
Adalet can çekişiyor: Hukuk mizah malzemesi olmaktan öteye gidemiyor


Türkiye’nin geleceği üniversiteli gençler “beraber iftar yapmak” ve “aynı evde oturmak” suçlarıyla cezaevinde çürütülürken, mahkemede 100 kilo kokain kendisine yanlışlıkla geldiğini söyleyen baronlar serbest bırakılıyor. Adaletin can çekiştiği ülkede vatandaş kadar Adalet Bakanının da kafası karışık. AKP adaleti yine mizah dergisi Leman’ın kapağına konu oldu.
BOLD – Türkiye ekonomik krizle boğuşurken AKP iktidarı, kitleler halinde öğrencileri tutukluyor. Üniversite okumak için bir araya gelip ev tutan öğrencilerin tek suçu, aynı evde kalmak.
Dua eden, iftara katılan, Kuran ve hadis kitabı okuyan, komşusunun çocuğunun bisikletini tamir edeni örgüt üyeliğinden yargılayana AKP yargısı, “111 kilo kokaini bana yanlışlıkla yollamışlar” diyen yandaş holding patronunu ise serbest bırakıyor.
VATANDAŞIN KAFASI KARIŞIK
DHA’nın haberine göre, Bursa’da, 37 yaşındaki H.Ç. adlı kişi aldığı uyuşturucu madde, limon tuzu çıkınca dolandırıldığı gerekçesiyle, torbacıyı savcılığa şikayet etti.
Şikayet dilekçesinde 1,5 yıldır uyuşturucu kullandığını itiraf eden H.Ç., son 3 aydır ise kullanmadığını iddia etti.
Anlaştığı torbacı Ç.K.Y.’den metamfetamin aldığını, karşılığında da 200 TL’yi elden verdiğini belirten H.Ç., maddeyi kullandığında ise limon tuzu olduğunu anladığını söyleyip şikayetçi oldu.
ADALET BAKANI DA TARİF EDEMEDİ
Yargıtay 12 Mayıs’ta, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na 2012-2017 arasındaki bazı Twitter paylaşımları nedeniyle beş ayrı suçtan verilen dokuz yıl sekiz ay 20 gün hapis cezasının dört yıl 11 ay 20 günlük bölümünü onadı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “kararı tanımıyoruz” çıkışını eleştiren Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Diyor ki, ‘Tweet attı, hayatı karardı.’ Tweet attı diye hakkında soruşturma başlatılan bir Allah’ın kulu var mı, bilmiyorum… Yok. O zaman sormak lazım ‘Yahu bu tweet attı da, tweet’in içinde ne yazıyor?’ Soruşturma onun üzerine açılıyor” şeklinde savunmuştu.
MİZAH MALZEMESİ
Bozdağ’ın, “Türkiye’de tweet attı diye hakkında soruşturma başlatılan bir kişi yok. Tweet’in içinde yazandan dolayı soruşturma açılıyor” ifadeleri, karikatür dergisi LeMan’a konu oldu.
Derginin kapağında, mahkeme önüne çıkarılan bir sanığa hakimin “Yaz kızım. Sanığın tweet atmaktan beraatine. Tweet’in içine yazdıklarından 2 yıl 4 ay hapsine” demesi yer aldı.
Erdoğan yargısı suç olmayan eylemleri cezalandırıyor: Hedefte neden öğrenciler var?


Tayyip Erdoğan’ın Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyeliğine karşı tavrının Rusya tehdidine yönelik seri önlemler almayı hedefleyen NATO içerisinde şimdilik bir çatlak meydana getirdiği görülüyor. Erdoğan’ın bu beklenmeyen çıkışı sonrası gözler haziran sonunda toplanacak NATO Liderler Zirvesi’ne çevrildi. Türkiye halihazırda söz konusu devletlerin başvurusunu veto edeceğini açıklayan tek üye ülke konumunda. Bunun Türkiye adına bir pazarlık kozuna döndüğüne dair genel kanı güçleniyor. Erdoğan istediklerini alabilecek mi? Bunu zaman gösterecek.
BOLD – NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, 18 Mayıs 2022 tarihinde Finlandiya ve İsveç temsilcilerinin resmi başvurularını kabul ettikten sonra NATO üyelerinin çabuk karar almakta kararlı olduklarını ifade etti. İsveç ve Finlandiya’nın gelişmişlik endekslerinde üst sıralarda yer alması ve ordularının bir süredir NATO ile geliştirdiği ilişkiler hesaba katıldığında üyeliğe uygun olduğu düşünülüyor.
BALTIK DENİZİ NATO GÖLÜ OLACAK
Bununla birlikte bu devletlerin üyelik başvurularının kabul edilmesi halinde NATO’nun güvenlik kalkanında baltık bölgesindeki açık kapatılmış olacak, bu bölgede NATO etki alanı genişleyecek hatta Baltık Denizi bir bakıma “NATO gölü” olacak. Ayrıca pakta halihazırda 19 bin 250 personeli olan Fin ordusu ile 14 bin 600 personeli olan İsveç ordusu da dahil edilmiş olacak.
İSVEÇ ÜS KURDURMAYACAK
Rusya ise bu girişimi kendi güvenliğine yönelik bir tehdit olarak algılıyor fakat Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyelik kararlarına yönelik tepkisi farklılık arz ediyor. Basın toplantısında Finlandiya’nın üyelik başvurusuna yönelik bir soruyu yanıtlayan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova “Bütün parametreler temel alınarak bu karar her şeyden önce ordu tarafında alınacak” diyerek askeri bir karşılığının olabileceğini ima ederken, Dışişleri Bakanlığı İsveç’in başvurusuna yönelik tepkilerinin bu ülkeye yabancı askeri üsler ve silahların konuşlandırılmaması şartına bağlı olacağını açıkladı.
ERDOĞAN NE İSTİYOR?
Erdoğan, 19 Mayıs tarihinde gençlerle buluşmasında kendisine yöneltilen soruya verdiği cevapla veto kararının sebebini, söz konusu devletlerle yaşanan diplomatik sorunlarla ilişkilendirdi. Cevabında bu iki devletin “terör yuvası” olduğunu, Türkiye’nin mücadele ettiği “terör örgütlerine maddi ve silah desteği sağladığını” ifade etti. Ayrıca bu devletlerin Kıbrıs sorunu ile ilgili Türkiye’nin tezini desteklemediklerini belirtti. Erdoğan, İsveç ve Finlandiya’nın Türkiye’ye göndereceği heyetleri kesin bir dille kabul etmeyeceğini belirtirken Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye’nin bu devletlerin üyeliğine kapıyı kapatmadığı ifade etti. Hem Erdoğan’ın hem de Kalın’ın beyanları, NATO ve söz konusu devletlerle yürütülmek istenen bir pazarlık girişimi olarak görülüyor. Peki Erdoğan’ın istekleri neler?
Bloomberg’de yer alan bir haberde bir Türk yetkililerin beyanlarına dayandırılarak talepler şu şekilde listelendi:
-Ankara, NATO üyeliği için herhangi bir yeni adayın, hem Türkiye içinde hem de Suriye ve Irak’ta sınırlarının ötesindeki terör endişelerini kabul etmesini istedi.
-Türkiye, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılmasına izin verilmeden önce yalnızca terör örgütü PKK’yı değil, ona bağlı kuruluşları (YPG) ve yapılanmaları da kamuoyu önünde kınamasını ve terör örgütü olarak tanınmasını talep etti.
-Türkiye’nin YPG’yi sınırdan geri itmek için, 2019’da Suriye’ye girmesinin ardından İsveç ve Finlandiya’nın diğer bazı Avrupa Birliği üyeleriyle birlikte Türkiye’ye uyguladıkları silah ihracatı kısıtlamalarına son verilmesi istendi.
-Türkiye, Rusya’dan S-400 füze savunma sistemleri satın aldıktan sonra çıkarıldığı F-35 programına yeniden dahil olmayı talep etti.
-Yeni F-16 savaş uçaklarının ve modernizasyon kitlerinin verilmesi istendi.
-S-400’ler sebebiyle Türkiye’ye uygulanan yaptırımların kaldırılması talep edildi.
MESELE HALKBANK DAVASI MI?
Ayrıca basına yansıyan bilgilere göre Türkiye’nin aralarında Gülen Hareketi mensuplarının da olduğu 33 kişiyi terör örgütü üyesi olmak iddiasıyla söz konusu devletlerden istediği ortaya çıktı. Gazeteci Adem Yavuz Arslan ise sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda ABD’ye giden bir heyetin yakın zamanda başlaması beklenen Halkbank davasını engellemek üzere çalıştığını ifade ederken bu davanın da esas olarak Erdoğan’ın pazarlık masasında olduğunu belirtti.
İÇ POLİTİKAYA MALZEME YAPTI
Erdoğan’ın çıkışı Türkiye’de muhalefetin de tepkisini çekiyor. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Bir dış politika konusunu oy devşirmek için iç politikaya malzeme etmeye başladı” dedi. Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise Erdoğan’ın çıkışındaki tutarsızlığa değindi. Babacan “Madem İsveç ile Finlandiya’ya böyle davranıyorsunuz; PKK’yı terör örgütü kabul etmeyen, başkentinde PKK’nın bürosu olan bir ülke var: Rusya. Rusya’ya neden meydan okumuyorsunuz?” dedi.
TÜRKİYE İLE İYİ OLACAĞIZ
19 Mayıs tarihinde İsveç başbakanı Magdalena Andersson ve Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinisto’yu Beyaz Saray’da ağırlayan ABD Başkanı Joe Biden’a “Türkiye’yi tekliflerini kabul etmeye ikna edebilir misiniz?” diye sorulduğunda ise “Türkiye’ye gitmiyorum ama sanırım iyi olacağız” dedi. Niinisto ise “NATO müttefiki olarak Türkiye’nin güvenlik endişelerinin giderilmesi konusunda mutabıkız. Terörü ciddiye alıyoruz ve her türünü kınıyoruz” dedi.
New York Times gazetesinde yayınlanan bir haberde NATO’nun başvuruları hızlandırılmış olarak işleme sokmasıyla ilgili ilk girişimi Türkiye’nin bloke ettiği ifade edildi. Planlanan takvime göre, İsveç ve Finlandiya’nın üyeliklerine yönelik teknik sürecin Haziran sonunda yapılacak NATO Liderler Zirvesi’ne kadar tamamlanması ve devamında liderler tarafından üyeliklerinin onaylanması bekleniyor. Ardından İsveç ve Finlandiya’nın katılımının üye ülkelerin parlamentolarında tek tek onaylanması da gerekecek. Türkiye bu sürecin her aşamasında veto hakkını kullanarak söz konusu devletlerin üyeliğine engel olabilir. Bunu biraz da Erdoğan’ın yürüttüğü pazarlık politikası belirleyecek.


Böyle giderse herkes “Dombra” dinleyecek


Çavuşoğlu’nu ağırlayan İsrail Dışişleri Bakanı Lapid Türk pasaportu ve döner istedi


Adalet can çekişiyor: Hukuk mizah malzemesi olmaktan öteye gidemiyor
Öne Çıkanlar
-
Gündem1 day önce
Antalya gözaltında tutulan öğrenci ve öğretmenler tutuklandı
-
Gündem2 days önce
TSK’dan ihraç askeri öğrencilere operasyon: 81 gözaltı
-
Politika1 day önce
İşte Erdoğan’ın Ensar’lı TÜRGEV’li “ABD’ye kaçış planı”: AKP’yi telaş sardı
-
BOLD ÖZEL2 days önce
Felçli kadınlara hapiste işkence: Ağrılardan duramıyorum, resmen işkence çektiriyorlar
-
Dünya1 day önce
Türk öğretmenleri Erdoğan’a iade eden Moldova eski Cumhurbaşkanı Dodon’a yolsuzluk şoku
-
Analiz2 days önce
Erdoğan kaçarsa geride kalanlara ne olacak
-
Gündem20 hours önce
Eski AKP İl Başkanı Temurci, 15 Temmuz’da silah dağıtıldığını doğruladı
-
Gündem1 day önce
“Kaçış planı” planları değiştirdi: Bugüne kadar seçime sıcak bakmayan AKP ilk kez “sandık” dedi