Futbol oynarken ki zekasıyla teknik direktörünün dikkatin çeken ve ‘şeytan’ lakabını alan Rıdvan Dilmen’in yaşadığı sakatlıklar futbol hayatının sonu oldu. Futbol yorumculuğunda başarıyı yakaladı ancak Saray koridorlarında dolaşıp AKP’ye eklemlendi. Lakabını aldığı Şeytan da bir cin taifesindendi, kibri yüzünden cennetten kovuldu. Aynı kibir, ‘her şeyi ben bilirim’ düşüncesi Rıdvan’ın da sonu olacak.
BOLD – Daha çocuktu, teknik direktörü gördü, “şeytan” bu çocuk dedi! Ne kadar da haklıydı. Az okudu tez papaz oldu. Futbolda başladığı şeytanlığı, TV ekranlarında spor yorumu altında siyaset yaparak sürdürüyor. Ali Koç’u avucunun içine aldı, istemediği hocayı kovduruyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bir numaralı adamı. Türk futboluna onun adına yön veriyor. Erdoğan’ın kardeşi Mustafa’nın da kankası! Aziz Yıldırım’ın ise postacısı. Netflix dizisi gibi… Lucifer bu sefer cehennemin efendisi olmaktan sıkıldı, Türk futbolunda mekan açtı. Milyonlarca lirayı cebine indirdi. İşte size Rıdvan Dilmen portresi…
Rıdvan Dilmen, Aydın Nazillili. Futbola da bu güzel ilçede, Sümerspor’da başladı. 17 yaşında Muğlaspor’a transfer oldu. O dönem Muğlaspor’u Kemal Dirkan çalıştırıyordu. Rıdvan’ın oyun stilini beğenmişti, “Şeytan” bu çocuk demişti! Ne kadar ön görülü hocalarımız var. O gün bugündür Rıdvan’da sanki şeytan tüyü var, çarpıp duruyor.
FUTBOLCULUK YILLARI
Eski futbolcuların dediğine göre bir Galatasaray taraftarıydı. Fakat Fenerbahçe’ye transfer oldu. Fenerbahçe “efsanesi” olarak anılsa da aslında futbolculuk kariyeri “efsane” olmaya yetecek kadar uzun değil. Güzel saçları, hızlı bir oyun stili olmasına rağmen kronik sakatlıklardan kurtulamadı. Yıllarca sakatlıktan dönecek, muhteşem bir performans gösterecek, Fenerbahçe şahlanacak diye beklendi. Ama bu uzun seneler boyunca hiç olmadı. 8 yıllık Fenerbahçe kariyerinde sadece 36 gol atabildi. Milli maçlarda ise sadece 5 gol attı. Seyircinin “Şeytan ortalar Kral (Tanju Çolak) bombalar” tezahüratları sustu. Rıdvan Dilmen, çok kısa sürede futbolun zirvesine çıkmış fakat yaşadığı sakatlıklardan, yaptığı yanlış tercihlerden dolayı zirvede kalmayı başaramamıştı. 94 yılında Ali Şen’in başkan seçildiği sene, 33 yaşında futbolu bıraktı.
BERBAT BİR ANTRENÖRLÜK KARİYERİ
Bir çok futbolcu gibi antrenör olarak kariyerine devam etmek istedi. Şansı pek yaver gitmedi. Fenerbahçe’de 7 maç sonra kovuldu. Karşıyaka, Altay, Adanaspor teknik direktörlük kariyeri hüsranla sonuçlandı. Antrenör olarak tek başarısı 1998-99 sezonunda Vanspor’u birinci lige çıkartması oldu.
SPOR YORUMCULUĞUNDA ŞEYTANIN BACAĞINI KIRDI
Geriye tek alternatifi kalıyordu, spor yazarlığı, yorumculuğu… Dilmen, güzel ses tonu, vurgulu ve net cümleler kurmasıyla, kaliteli yorumlar yapmasıyla dikkatleri üzerine çekti. Yıllarca futbol seyircisinin izlediği, köy kahvesi seviyesinde yapılan tartışmalardan bıkanlar, eğitimli, daha elit bir kesim Dilmen’i takip etmeye başladı. Dilmen bu sefer şeytanın bacağını kırmıştı. “Gol olur” diyor, gol oluyordu! Dilmen de bu ilginin farkındaydı. Ferit Şahenk, NTV’de kalması için önüne milyonlarca lira döktü.
TELEKULAK SKANDALINA KARIŞTI
Yıllardır spor yorumculuğu yaparak popülerliğini koruyor. Hatta korumakla kalmıyor, kullanıyor. Çünkü gücü, kontrol etmeyi, yönetmeyi, kulisler yapmayı, gizli kapaklı işler çevirmeyi seviyor. Bu karakterinin ilk ortaya çıktığı olay 2018 yılında yaşandı. Bir telekulak çetesi, işadamları başta olmak üzere isteyen kişilere para karşılığı telefon dinleme kayıtlarını sağlıyordu. Şebekenin içinde GSM operatöründe çalışan kişiler ve polisler de vardı. İddiaya göre; evli olan Rıdvan Dilmen, aşk yaşadığı bir kadın spor yazarını kıskandığı için Tanju Çolak dahil, sevgilisiyle irtibatı olan herkesin cep telefonunu çeteye dinletmişti. Davada, çete ceza aldı ama kendisi hakkında şikayetçi olmayınca kurtuldu.
AZİZ YILDIRIM’IN POSTACISI: KARISINDAN DAHA ÇOK ZİYARET ETTİ
Güç ve parayı seviyordu. Her zaman Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’a yakın isimlerden biri oldu. Şike operasyonunda Yıldırım hapse düşünce tam 64 kez onu karısından bile çok ziyaret ederek rekor kırdı. Ziyaretleri sebepsiz değildi. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’ın kardeşi Mustafa üzerinden Aziz Yıldırım ile pazarlık yürüttü. Erdoğan, Türkiye’de bütün her şeyi ele geçirmeye çalışıyordu ve isteği netti, Fenerbahçe’yi kendine yakın birisi yöneltsin istiyordu. O Dönem İstanbul Emniyeti Organize Şube’de komiser olarak çalışan Soner Koç’un anlatımına göre; Rıdvan Dilmen, önce Metris’e gidip Aziz Yıldırım’la görüşüyor, aldığı bilgileri Mustafa Erdoğan’a taşıyor, sonra da İstanbul Emniyeti’ne gelip pazarlıkları anlatıyordu. O zaman Başbakan olan Recep Erdoğan, Aziz Yıldırım’a şart koştu, tekrar Fenerbahçe başkanlığına aday olmazsa yasa değiştirilecek ve Aziz Yıldırım tahliye olacaktı. Fakat Aziz Yıldırım pazarlığı bozdu, yeniden aday oldu. Erdoğan çok kızdı.
SİYASİ GÜCÜ ARKASINA ALDI
Bu süreçte Dilmen, Erdoğan’ın gücünü arkasına alarak futbol federasyonunda, dolaysıyla Türk futbolunda daha çok söz sahibi oldu. Erdoğan davetlerinin baş köşesine oturuyor, Saray’la randevu için aracı oluyordu. O kadar siyasetle iç içe geçmişti ki AKP’nin reklam kampanyalarına açıkça destek verdi. Erdoğan adına konuşuyor, onun adına ceza kesiyordu.
ERDOĞAN DA ÇOK SEVER!
Tabi bir de madalyonun öbür tarafı var. Bu ilişki Erdoğan’ın da işine geliyordu. Erdoğan, popüler insanları kullanmayı çok sever, onların desteklerini önemser. Eski futbolcu Rıdvan Dilmen’in popülerliğini kullandı, onun eliyle de Türk futbolunu bir kara çamura sapladı!
ERDOĞAN’DAN İSTANBUL’U ALAN İMAMOĞLU’NU HEDEF ALDI
Yazı çok uzatmanın anlamı yok. Resmi gördünüz. Bu kadar siyasetle iç içe girmesi Rıdvan Dilmen’i bitirdi. Siyasetle uğraşmaktan modern futbola adapte olmaya zaman bulamadı. Yorumları çağdışı kaldı. TV programlarında bilgi ve analizden çok algıları yönetmeye, yalanlar anlatmaya başladı. Futbol konuşurken lafı evirip çevirip İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na getiriyor, “STV’de futbol yorumculuğu yapmıştı. Fenerbahçe’nin şike yaptığını söylemişti” diyor. Kötü oynayan Mesut Özil’i yine siyasi kaygılardan yere göğe sığdıramıyor. Ali Koç üzerinden Fenerbahçe’nin gizli patronluğuna soyundu, teknik direktörü kovdurdu. İyi bir yorumculuktan kendisini tiksinç bir şeye dönüştürdü.
Ekşi Sözlük’te bir Fenerbahçe taraftarının söylediği şu sözler aslında işin geldiği noktanın özeti: “Koskoca Fenerbahçe camiası olarak esiri miyiz ulan bunun? Tutsak filan mı aldı koca kulübü? Kasetimiz mi var bunun elinde? Fenerbahçe’nin iç işlerine karışma!”
YALANLARI VE ALGILARI BIRAK
Başladığımız yere dönersek; Rıdvan Dilmen, “Bu şeytan işinden nefret ediyorum. Allah’ın sevmediği bir ismi benim sevmem mümkün değil. Şeytan diye hitap ederlerse dönüp bakmıyorum” demişti. Madem öyle Eyy Rıdvan, Allah’ın sevdiği işleri yapmak istiyorsan; tövbe kıl, karanlık oyunları, kulisleri, ayak kaydırmaları, yalanları ve algıları bırak. Şeytan da bir zamanlar Allah’ın sevdiği cin taifesinden bir varlıktı. Gururu, kibri onu hataya sürükledi. Sen de aynı hataya düşme.
LeMan’dan Enes ve Bahadır anısına kapak: Delikanlım iyi bak yıldızlara