Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ukrayna’daki durumun ‘savaşa dönüştüğünü’ ve Montrö Sözleşmesi’ni uygulayacaklarını açıkladı. Türkiye, Rus savaş gemilerine boğazları kapatabilecek mi? Sözleşme Türkiye’ye ne gibi haklar tanıyor? Boğaz kapatılırsa Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısına etkisi ne olur?
BOLD ANALİZ – CNN Türk’te katıldığı canlı yayında açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Taraflar arasında ciddi bir çatışma var. Bu bir askeri harekat değil, geçici bir-iki havadan saldırı değil, resmen savaş hali var şu anda” dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin uzman hukukçu ve askerlerle durumu değerlendirdikten sonra Ukrayna’da yaşananların bir savaş olduğuna karar verdiğini söyledi.
ÇAVUŞOĞLU: RESMEN SAVAŞ HALİ VAR
Montrö Antlaşması’nın 19. Maddesi ‘‘savaşan herhangi bir devletin savaş gemilerinin Boğazlar’dan geçmesi yasak olacaktır’’ derken ‘‘Karadeniz’e kıyıdaş olan ya da olmayan savaşan devletlere ait olup da bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri, bu limanlara dönebilirler’’ ifadeleri ile bir istisna koyuyor.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, CNN’deki açıklamasında, ‘‘Artık bu çatışma değil bir savaşa döndü. Bu bir askeri harekat değil, resmen savaş hali var. Bu durumda da tabii biz tarafların birisi hangisi olursa Rusya da olabilir, Ukrayna da burada biz bu durumda Montrö Antlaşması’nı bu şekilde uyguluyoruz. Biz sözleşmeden bahsediyoruz. 19. Madde istisna tanıyor. Eğer bir savaş gemisi, savaşın tarafı olan ülkedeki üsse gidecekse o zaman bu geçiş engellenemiyor. Burada o geminin üsse kayıtlı olup olmadığı belli. Suistimalin de olmaması lazım. ‘Üsse gideceğim’ deyip de Boğaz’dan geçtikten sonra savaşa dahil olmaması lazım. Türkiye’nin tutumunu ve Montrö Antlaşması’nın hükümlerini açıklamış oldum’’ dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin bugüne kadar Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni harfiyen uyguladığını belirterek, “Bu şartlarda da biz, tabii ki Montrö Anlaşmasını uygulayacağız. Türkiye’nin taraf olmadığı bir savaş halinde, Türkiye, savaşın tarafı olan ülkelerin gemilerinin geçişine Boğaz’ı kapatabilir. Montrö Sözleşmesi’nin 19. maddesi sarih bir şekilde gayet açık” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, iki gün önce yaptığı açıklamada Türkiye’nin Montrö’den kaynaklanan haklarını kullanmak ve Boğazları Rus donanmasına ait gemilerin geçişine sınırlandırabilmek için öncelikle Ukrayna’da yaşananları bir ‘savaş’ olarak kabul etmesi gerektiğini ifade etmişti.
KALIN VE ALTUN, UKRAYNA’DAKİ GELİŞMELERİ SAVAŞ OLARAK NİTELENDİRDİ
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Rus saldırıları derhal durdurulmalı ve ateşkes müzakerelerine başlanmalıdır. Haksız ve hukuksuz bu savaş karşısında Ukrayna halkının daha fazla acı çekmemesi için girişimlerimize devam edeceğiz” dedi.
Ukrayna savaşının dördüncü gününde Cumhurbaşkanımızın çağrısını yineliyoruz: Rus saldırıları derhal durdurulmalı ve ateşkes müzakerelerine başlanmalıdır.
Haksız ve hukuksuz bu savaş karşısında Ukrayna halkının daha fazla acı çekmemesi için girişimlerimize devam edeceğiz.
— Ibrahim Kalin (@ikalin1) February 27, 2022
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da yine sosyal medya hesabından ‘‘çağrılarımız dikkate alınsaydı bu savaş önlenebilirdi’’ yazarak Türkiye’nin Ukrayna’da yaşananları savaş olarak nitelendirdiğini gözler önüne serdi.
İletişim Başkanı @fahrettinaltun’dan, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısına ilişkin açıklama 👇🏻 pic.twitter.com/sm1WELnFzY
— T.C. İletişim Başkanlığı (@iletisim) February 27, 2022
BOĞAZLAR SAVAŞ GEMİLERİNE KAPATILIRSA UKRAYNA KRİZİNE ETKİSİ OLUR MU?
Rusya son birkaç ayda yaklaşık 30 savaş gemisini Karadeniz’e soktu. Saldırı öncesi Rus deniz kuvvetleri Hazar filosu, Baltık filosu, Kuzey filosu ve hatta Pasifik filosunda görev yapan güçlü gemilerini Karadeniz’e gönderdi.
Kısaca Rusya, aylar öncesinden bütün hazırlıklarını tamamladı. Bu durumda Türkiye’nin boğazları kapatmasının Rusya’nın şu an Ukrayna’daki askeri kapasitesine çok ciddi etkisi olmayacaktır.
Montrö Sözleşmesi’nin 19. Maddesi uyarınca hareket eden Türkiye kendisini ‘‘pek yakın bir savaş tehdidi’’ altında hissederse aynı sözleşmenin 21. maddesini devreye sokabiliyor. Söz konusu madde kendisini ‘‘pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında’’ sayması halinde Türkiye’ye bu maddeye konu olan kıyıdaş devlet ya da devletlerin savaş gemilerine bağlı oldukları üsse dönmesine izin vermeme hakkı da veriyor.
Rusya’yı en zorlayacak durum da bu maddenin devreye sokulması olacaktır. Ancak AKP’li yetkililer bugüne kadar 21. maddeye atıfta bulunmadı.
Çavuşoğlu’nun dün akşamki açıklamasında sarf ettiği, “Eğer bir savaş gemisi, savaşın tarafı olan ülkedeki üsse gidecekse o zaman bu geçiş engellenemiyor. Burada o geminin üsse kayıtlı olup olmadığı belli. Suistimalin de olmaması lazım” cümlesi de Türkiye’nin 21 maddeyi devreye sokmayacağını gösteriyor.
Bu maddenin devreye sokulması Rusya’yı Ukrayna’daki savaştan çok diğer alanlarda zorlayacaktır.
Örneğin Rusya’nın Suriye’nin Tartus kentindeki deniz üssüne gidiş-gelişlerini güçleştirecek ve Rusya’nın Suriye’ye ulaşmak için binlerce kilometre uzunluktaki Atlas Okyanusu-Cebelitarık Boğazı-Akdeniz güzergahını kullanmasına neden olacaktır.
Montrö Sözleşmesi’nin 21. maddesine şu ana kadar atıfta bulunulmaması ve Çavuşoğlu’nun sözleri, AKP hükumetinin Rusya lideri Vladimir Putin’i kızdıracak ve Rusya’yı özellikle Suriye savaşında zora sokacak böyle bir adımdan geri duracağını gösteriyor.
Hamdi Yılmaz’ın Bükreş’te çektiği sıkıntıları bir Allah’ın kulu görmüyor!