Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarını sıfırlayan AKP Hükumeti, ekonomideki krize ve boşalan Hazine’ye çözüm bulamayınca TMSF eliyle çöktüğü büyük holdinglerin kasasına göz dikti. Yandaş yazar, Yargıtay kararı ile Koza ve Naksan’ın devlete geçeceğini açıkladı. İş insanı Akın İpek, “Gasp, yağma ağır suçlar” tepkisi verdi
BOLD – Saray’a yakın Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, Yargıtay kararı ile 20 gün içerisinde Koza ve Naksan holdinglerin mülkiyetinin devlete geçeceğini öne sürdü. Koza Holding’in sahibi iş insanı Akın İpek ise, gasp ve yağmanın ağır suçlar olduğunu hatırlatarak cevap verdi.
AKP TÜRKİYESİ’NDE BAĞIMSIZ YARGININ HALİ, KARARI YANDAŞ MEDYA AÇIKLIYOR
Sabah yazarı Dilek Güngör “Koza ve Naksan’da mülkiyet devlete geçiyor” başlıklı yazısında Koza-İpek Holding ve Naksan Holding’in mülkiyetinin devlete geçeceğini öne sürdü. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 20 güne kadar bu iki holdingin devlete geçmesi için karar alacağını belirten Güngör, bu dosyaların öncelikli olarak gündeme alındığını kaydetti.
HOLDİNGLER SATILACAK MI?
Koza Holding bünyesindeki İpek Enerji’nin aktif büyüklüğü 12.3 milyar, Koza Altın’ın aktif büyüklüğü ise 12.1 milyar lira. Koza Altın, 2021’i 3 milyar lira kârla kapattı. Koza Madencilik geçen yıl 1.3 milyar lira kâr açıkladı. İpek Enerji ise geçen yıl 660 milyon lira kâr elde etti. Koza Altın’ın piyasa değeri 20.1 milyar, Koza Madencilik’in 9.1 milyar, İpek Enerji’nin ise 4 milyar lira. Naksan’da da durum farklı değil… Mülkiyeti devlete geçecek holdinglerin kısa sürede satılması bekleniyor.
AKIN İPEK: GASP, YAĞMA AĞIR SUÇLAR
Sosyal medya hesabından Dilek Güngör’ün yazısına tepki gösteren İş insanı Akın İpek, Güngör’e bu yazıyı TMSF’nin yazdırdığını belirterek, “TMSF’nin bu yazıyı yazdırmış olmasının sebebi çok net. Felaket derecesindeki yolsuzlukların bir an önce üstünün kapatılması için ‘yargı eli ile’ oldu bittiye getirilmesi isteniyor… Kayyımların ‘başarı’ hikayesini de yazdım açıklamamda. Yıllardır söylüyorum; Gasp, yağma ağır suçlar… ” dedi.
Sabah'dan Dilek Güngör İpek grubunun 20 Gün içinde yargıtay kararı ile devlete geçeceğini (bu bir suç), TMSF'nin elinin rahatlayacağını (Neden rahat olmadığını yazmamış) Koza Altın daki kayyımların 'Başarısını' yazmış.
Ben, hakikat bilinsin diye, hukuki bir açıklama yaptım: pic.twitter.com/s0mbjbq7Ry
— Akın İpek (@akinipek01) March 8, 2022
Akın İpek’in hesabından paylaştığı Koza İpek Holding’le ilgili 30 maddelik açıklamasının tam metni şöyle:
1. Koza Altın’ın satın alımı ve büyütülmesinde hiçbir devlet imtiyazı kullanmadım. Devlet bankaları ile çalışmadım. Devletten hiçbir altın madeni veya rezervi satın almadım. Tüm kanun ve yönetmeliklere harfiyen uydum vergilerimi tam ve zamanında ödedim. Koza İpek grubunda hiçbir zaman kamu ortaklığı da olmadı.
2. Altın madenciliğinde olduğu gibi Grubumuzun girdiği diğer sektörlerde de hiçbir devlet imtiyazı kullanmadık, hiçbirisinde kamu ortaklığı yoktur.
3. 2011 yılında İpek Enerji unvanı ile Petrol arama faaliyetlerine başladım. 2013 yılında yüksek kaliteli petrol keşfettik. 2014 yılında ikinci kuyuda da yüksek kaliteli petrol keşfettik, bu kuyular üretime geçtiler.
4. Grubumuzun maden sektöründen gelen karının bir kısmı ile farklı sektörlere de girdik. Örneğin Otel sektörü. İnşa ettiğimiz ‘Angel’s peninsula’ Oteli, açılışında itibaren her yıl ‘travellers awards’ tarafından farklı kategorilerde ‘Dünyanın en iyi oteli’ seçildi. Kayyım atanmasından sonra, TMSFnin bu oteli yandaşlarına verdi.
5. Grubun ticari faaliyetleri yanında sosyal sorumluluk projelerine de önem verdim Türk Milli Eğitim Bakanlığına birçok okul bağışladım, öğrenciler için yurtlar yaptırdım, İpek Üniversitesini kurdum. Sosyal sorumluluk projeleri ile 2015 yılına kadar topluma 153 Milyon USD katkı sağladım.
6. 2015 yılında fabrikasyon olduğu daha sonra anlaşılan bir sözde bilirkişi raporu ile grubumuza kayyım atandı. Gizli bir ceza soruşturmasının başladığı söylendi. Dosya içeriği hakkında hiçbir bilgi verilmedi.
7. Atanan kayyımlar ilk iş olarak medya grubumuzdaki muhalif gazetecileri işten çıkarıp, hükümeti destekleyen gazeteciler ile değiştirdiler ve yayınlara hiçbir şey olmamış gibi devam ettiler. İzlenme payları sıfırlanınca İpek medya grubu kapatılmak zorunda kalındı. Bu olayın Türk medya tarihinde başka bir örneği yoktur.
8. 2014 yılında başladığı söylenen ceza soruşturmasında şirketlerde arama yapılmasına ve şirketlere kayyım atanmasına sebep gösterilen sözde gerekçelerin doğru olmadığı 04 05 2016 tarihli MASAK (mali suçları inceleme kurumu) raporu ile ortaya çıktı.
9. 2016 yılında yaklaşık bir yıldır kayyım yönetiminde olan Koza İpek grubunda İpek Medya ve İpek Üniversitesi ‘idari bir karar’ olan hükümet tarafından çıkarılan kararname ile herhangi bir yargı kararı olmadan, hiçbir gerekçe gösterilmeksizin terörle iltisaklı kurumlar olarak ilan edildi ve müsadere edildi.
10. İpek Üniversitesine o zamana kadar yaptığımız yasal bağışlar ve Medya grubumuza geçmişte yapılmış resmi sermaye artırımları ‘teröre finansman suçu sayıldı’. Hakkımızdaki ceza davasının özü budur.
11. Bu ceza davası sebebi ile, Türkiye’de bulunan 75 yaşındaki anneme 12 yıl, Kardeşime 80 yıl, yani hapiste ölme cezaları verildi. Emekli maaşları dahil tüm varlık ve birikimlerine el konuldu. Türkiye’de muhalif görülenlere reva görülen cezalandırma anlayışı budur.
12. Ceza davalarının yanında yargısız iki bakanın imzası ile hiçbir gerekçe ve delil olmaksızın ‘idari kararla’, yıllardır İngiltere’de öğrenci olan haklarında soruşturma dahi olmayan çocuklarıma kadar ‘terörist’ ilan edilip tüm malvarlıklarının dondurulmasına karar verdiler. Bu ilan resmi gazetede yayınlandı. Sözde mahkemelere yaptığımız tüm itirazlar gerekçesiz olarak reddedildi.
Yıllardır Türkiye’de özellikle kamuda dehşetli bir cadı avı sürüyor. Muhalif olduğu düşünülen 10 binlerce kişi yıllardır hapiste. 100 Binlerce kişi idari kararlarla işten atıldı, tutuklandı, fişlendi. Bu kişilerin başka bir yerde çalışmalarına da izin verilmiyor, pasaportları iptal edildi. Türkiye’de soykırıma varan bu ayırımcı uygulamalar şiddetle devam ediyor.
13. TMSF’nin, Koza İpek grubundaki fiili görevi, uydurulmuş ceza davasına paralel olarak Şirketin sahiplerini cezalandırmak, yok etmek, kayyımlar vasıtası ile Koza Altın işletmelerinden yandaşlara iş ve maddi imkan sağlamaktır.
14. Koza Altın’ın hiçbir menfaati olmamasına rağmen, havuz medyasına reklam adı altında milyonlarca TL para aktarması, İpek ailesinin isminin şirket unvanından, web sitesi dahil her yerden silmeleri başka türlü izah edilemez.
15. Koza Altın, 2010 yılından beri, B grup hisseleri Borsa İstanbul’da işlem gören halka açık bir şirkettir. Kamu ortağı veya kamu ortaklığı yoktur. Yönetimi belirleyen A grup hisseler hiçbir zaman halka arz edilmedi, borsada işlem görmedi. A grup hisselerin tamamı İpek ailesine aittir.
16. Kayyım atanmasından sonra ise; SPK, kayyımlara, Koza Altın’ın faaliyet ve denetim raporlarını iki yıl boyunca yayınlamama izni verdi. Bu uygulamanın SPK tarihinde örneği yoktur. Dahası her yıl yapılması gereken genel kurul da son 5 yıldır yapılmıyor. SPK hissedarların menfaatini koruyor olsa idi, Kayyımlar Koza Altın’da bu kadar pervasız davranamazlardı.
17. Kayyımlar 5 yıldır kanuna ve ana sözleşmeye aykırı olarak genel kurul toplamadığı gibi 1 USD dahi kar payı dağıtmadılar. Buna rağmen milyonlarca USD ‘bağış’ yapıyorlar.
18. Koza Altın’ın İstanbul borsasında dolaşımda olan 30% kısımdaki hisseler, kayyımlar dahil hiç kimseye yönetim hakkı vermez. Koza Altın’ın yönetim hakkı hukuken 100% İpek ailesine aittir.
19. Koza Altın, 2015 yılında sahte bilirkişi raporuna dayanılarak kayyım atanmasından sonra kayyımların yönetiminde iken 04 05 2016 tarihinde sonuçlanan MASAK raporu ile aklanmış, faaliyetlerinde hiçbir kanunsuzluk olmadığı ortaya çıkmıştı. Fakat bu sonuç raporuna rağmen kayyım kaldırılmadı.
20. Temmuz 2016’daki Darbe iddiası sonrasında çıkarılan Olağanüstü Hal Kararları ile Devlet tarafından incelemesi tamamlanmış aklanmış bir şirket olmasına rağmen tamamen keyfi, hükümetin çıkardığı bir kararname olan idari bir kararla TMSF’ye devredildi.
21. TMSF, el konulmuş olan İpek ailesine ait hisselerin yetkisi ile, İpek ailesinin varlıklarını korumak için yani, İpek ailesini temsilen, İpek ailesine ticaret davaları açıyorlar. Bu ticaret davalarının bedellerini tahsil etmek için de, İpek ailesinin varlıklarına haciz ve tedbir koyuyorlar, bu alacaklarını tahsil için İpek ailesine ait hisseleri ve varlıkları satacaklar. Bu organize bir soygun faaliyetidir.
22. TMSF başkanının, Koza Altın işletmelerine gidip; ‘Teröre giden para artık millete gidiyor’, ‘Akın İpek’in annesinin evinin önüne gidip; ‘İhanet yuvası, Cumhurbaşkanlığına verilmeli, müze yapılmalı’ basın açıklamaları, Akın İpek in yatak odasında çekim yaptırıp hükümet medyasında yayınlatması TMSF’nin gerçek yüzüdür.
23. Kayyımlar, başarı ile görev yapan, şirketin büyümesinde payı olmuş, tüm tecrübeli üst yönetimi işten çıkardılar. Çıkarılanlar arasında 1989 yılında Türkiye’de faaliyete başlayan Newmont un atadığı ve o zamandan beri Koza Altın işletmelerinde müdürlük yapanlar da var. Bu kıymetli kadroların yerlerine, İpek medyada yaptıkları gibi kendilerine yakın olan yöneticileri getirdiler.
Başarılı olan her şirketin en önemli varlığı tecrübeli ekibidir. Koza Altın 2005 – 2015 yılları arasında100 kattan fazla büyümüş Uluslararası başarı hikayesi yazmıştı. Kayyımlar Koza Altın’ın bu kıymetli ekibini neden dağıttıklarını açıklamadılar.
24. Kayyımların, Altın ve USD olarak yapılan satışları TL ye çevirerek, yaklaşık 10 kat değer kazandırmış kur farkları ile şirketin büyüdüğünü iddia etmeleri ise manipülasyondur.
25. Koza Altın’ın rezervleri kayyım gelmeden evvel her yıl artarak USD bazında 13.2 Milyon onsa, bugünkü değerle yaklaşık 23 Milyar USD ye çıkmıştı. Kayyımlar ilave bir tesis kurmadılar. Mevcut üretim tesislerinde 2015 yılından 2021 yılına kadar 1.35 Milyon ons üretim yapılmış olmasına rağmen Koza Altın’ın varlıkları 8.4. Milyon ons a düşmüş durumda. Yani, yaklaşık 6 Milyar USD büyüklüğünde bir varlık, kayyımlar döneminde yok edilmiş. Başarılı bir şirkete girip, tüm tecrübeli kadroları işten çıkarıp, yandaş yerleştirilmesinin sonucu budur.
26. Üretim ons maliyetleri, yanlış yönetim ve satın alımlar sebebi ile 426 dolardan 719 dolara yükselerek 70% artmış. Bu, işlenebilecek maden rezerv miktarında trajik azalma demektir. 1000 Kişilik norm kadro yeni bir tesis kurulmamış olmasına rağmen 2000 kişiye çıkmış. Bunların sonucu olarak 1.4 Milyar USD olarak gerçekleşmesi gereken faaliyet karı 106 Milyon USD ye düşmüş görünüyor.
27. 2015 yılında kayyım atandığında Koza Altın’ın 420 Milyon USD nakdi vardı, 2015 yılından 2021 yılına kadar yaklaşık 2 Milyar USD üretim yapılmış olmasına rağmen elde edilen nakit varlıkları 372 Milyon artmış. Bu artışın 266 Milyon USD si faaliyet geliri değil, faiz ve kambiyo gelirlerinden kaynaklanıyor. Ortaklara her yıl dağıtılan kâr payı dağıtılmış olsa idi nakit varlıklar 2015 yılından 144 Milyon USD aşağıya düşecekti. Kayyım atanmadan önceki karlılık oranlarıyla elde edilmesi gereken yaklaşık 1.Milyar USD kar ortada yok.
28. Kayyımlar atandıklarında hiçbir şey yapmayarak koza Altının büyümesine engel dahi olsalardı, fakat, değerli kadroları işten çıkartmasalardı, bugün Koza Altın’ın 6 milyar USD fazla varlığı,1.5 Milyar USD den fazla Nakdi olacaktı ve hissedarlarına 250 Milyon USD kâr payı dağıtmış olacaktı.
29. Kayyımlara atandıkları şirketlerde suç işleseler dahi, yasal sorumluluklarının olmaması için giydirilen yasal zırhın bir sebebi budur. Kayyımlar kendilerine görev veren siyasi iradenin koruması altında hareket ediyorlar.
30. Hakkımdaki uydurulan ‘terör ve ceza’ suçlamaları aynı zamanda grubumuza kayyım atama gerekçeleridir. Bu suçlamaların doğru olmadığı, gerçekte ortada hiçbir suç olmadığı MASAK inceleme sonuç raporları ile ortaya çıktı.
Hamdi Yılmaz’ın Bükreş’te çektiği sıkıntıları bir Allah’ın kulu görmüyor!