BOLD – “Cemal Kaşıkçı cinayeti 11 Eylül terör saldırısını saymazsak, 21. yüzyılın en büyük ve tartışmalı olayı sayılabilir.” Bu sözler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait.
Cemal Kaşıkçı 2018 yılında İstanbul’da öldürüldükten sonra Washington Post gazetesine gönderdiği yazısında, bu cinayeti neredeyse 11 Eylül saldırıları ile denk tutmuştu Erdoğan. Cinayet Suudi Arabistan’ın sadece Türkiye ile ilişkilerini değil, başka ABD ve müttefikleri olmak üzere birçok ülke ile ilişkilerine darbe vurmuştu.
Ama köprünün altından çok sular aktı. Şimdi ABD’nin yaklaşan seçimler öncesinde, yükselen enerji fiyatlarının etkilerine karşı petrol üretimini artırması gerekiyor. Erdoğan’ın ise erkene alınma ihtimali bulunan 2023’teki genel seçimler öncesinde sıkıntılı ekonomiyi iyileştirmek için Körfez’in petrol parasına ihtiyacı var ve son aylarda Suudi Arabistan’ın yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri ile de bağlarını geliştirdi. İşte bu sayede Suudi Prensi, son iki gün içerisinde hem Mısır’ı hem de Türkiye’yi ziyaret etti.
Türkiye için dış politikada bu dönüşün en bariz şekilde görülebildiği yer, iktidar yanlısı gazetelerin manşetleri. Kaşıkçı cinayetinin ‘azmettiricisi’ olduğu için “Katil Prens Selman” manşetleri atan iktidar medyası, bugün ise yürüdüğü yollara turkuaz halı serilen Prens’e güzellemeler yapıyor, iki ülke arasındaki iş birliğini övüyor. Hatta Ankara’daki Atakule’nin döner ışıklı tabelasına “Türkiye-Suudi Arabistan Dostluğu” yazıldı. Tevafukun böylesi… Suudi Prens’in dün Ankara’ya gerçekleştirdiği ziyaret tek cümle ile özetlenecek olsaydı, yine dönüşten bahsedilirdi. “Türk hükümetinin dış politikadaki sayısız u-dönüşlerinden en yenisi”
“ERDOĞAN’IN DİKTATÖRLERİN ARASINA DÖNMESİ ÇOK UYGUN”
Arap Dünyası İçin Şimdi Demokrasi derneğinin yönetici direktörü Sarah Leah Whitson, The Independent gazetesi için ziyareti yorumladığında daha ağır ifadeler kullanarak, “Cinayetin ardından Erdoğan’ın büyük tiyatrosu ve abartılı konuşmaları göz önüne alındığında kesinlikle aşağılık” değerlendirmesini yapmıştı.
Ona göre “Erdoğan’ın otoriterlerin katına dönmesi çok uygun”. Çünkü “Körfez diktatörleriyle samimi bir ilişki onun için çok daha uygun. Çökmekte olan Türkiye ekonomisi, ona işleri düzeltmek için ihtiyaç duyduğu tüm dürtüleri veriyor.”
Ziyaret, ekonomik boyutunun yanı sıra güvenlik ile ilgili faktörleri de barındırıyor. Kulislere sızan bilgilere göre Suudi Arabistan, Rus işgaline karşı savaşan Ukrayna kuvvetleri tarafından kutlanan Bayraktar TB2 savaş uçaklarının aynısını satın almak istiyor. Riyad ayrıca Türkiye’yi, Suudi Arabistan’ın ezeli rakibi İran’dan uzaklaştırmaya da hevesli.
KAŞIKÇI CİNAYETİ SONSUZA DEK KAPANDI
Zaten ziyaret sonrası yapılan açıklamada çevreci girişimlerden bilim insanlarının karşılıklı ziyaretine, sağlık ve turizm sektöründeki anlaşmalardan adli alanlarda tecrübe paylaşımına ve en önemlisi de ekonomik iş birliği ve enerji alanında koordinasyon seviyesinin yükseltilmesine kadar birçok alanda mutabakata varıldığı açıklandı.
Bu ziyaretin ekonomik etkileri elbette yakında görülmeye başlanacaktır. Ancak Suudi Prens’in Türkiye ziyareti ile birlikte önümüzdeki aylarda ABD Başkanı Joe Biden’ın Ortadoğu’ya yapacağı ziyaret ve Riyad’da muhtemelen Prens Selman’la kucaklaşması, artık bir noktayı kesinleştirmiş olacak. Cemal Kaşıkçı cinayeti artık tamamen kapatılmış, üzeri örtülmüş bir dosya olarak tarihte yerini alacak.