SEVİNÇ ÖZARSLAN | BOLD ÖZEL
15 Temmuz gecesi, askeri öğrencilerin her yaz eğitim için götürüldüğü Yalova Hava Meydan Komutanlığı’nda filo komutanı olarak görev yapan jet pilotu kurmay binbaşı Mehmet Gürler’e cezaevinde MS teşhisi konuldu. Altı yıldır tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevinden hastaneye kaldırılan Gürler’in yapılan test sonucunda koronavirüs kaptığı da ortaya çıktı.
Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin 29 Nisan 2022 ve 27 Mayıs 2022’de verdiği iki ayrı rapora göre Gürler’in hastalığının seviyesi ve engellilik durumu bir ay içinde 2’den 5’e çıktı. Tedavi taleplerine zamanında cevap verilmediği için yürüme ve konuşma güçlüğü çeken Gürler’in sağlık ve psikolojik durumu, avukatı Elif Esra Kırımlı’nın verdiği bilgiye göre her geçen gün kötüye gidiyor.
MEHMET GÜRLER KİMDİR, 15 TEMMUZ GECESİ NE YAPTI?
1977 Uşak doğumlu olan Mehmet Gürler, 1999 yılında Hava Harp Okulu’ndan mezun oldu. 2015’te Hava Harp Okulu Birinci Öğrenci Filo Komutanı olarak atandı. 15 Temmuz gecesi Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs ettiği iddiasıyla yargılanan Gürler, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Yurt dışındaki bir görevden yeni dönen Mehmet Gürler, o gece Yalova kampında, öğrenci seçme uçuşunun yapıldığı bölgede, odasında öğrenciliği bırakmak isteyen adaylarla görüşüyor, onlara moral motivasyon veriyordu. Kendisinin ifadesiyle öğrencileriyle daha samimi ve rahat iletişim kurabilmek için üzerinde üniforması değil, kapri şort ve tişört vardı.
Gürler’e yöneltilen suçlamalardan biri öğrencileri otobüslere bindirmesi. Oysa Gürler, terör saldırısı olduğunu düşündükleri için öğrencilerin bir kısmını Mavi Otobüs’e İstanbul’daki Hava Harp Okulu’na göndermek için bindirdiğini söylüyor. Olayın darbe girişimi olduğunu anladıktan sonra ise öğrencilerin dışarı çıkmasını yasaklıyor. Bu nedenle birçok öğrencisi “Suçu bizi kurtarmaktı, bizi otobüse bindirmeyip, linç edilmemizi önlemekti” diye verilen karara isyan ediyor.
“DARBEDEN HABERİM OLSAYDI ASKERLİĞİ BIRAKMAK İSTEYEN ÖĞRENCİLERE MORAL MOTİVASYON VERMEZDİM”
Gürler 16 aylık tutukluluktan sonra çıktığı ilk mahkemede yaptığı savunmada o saatleri şöyle ifade ediyor:
“Burada özellikle dikkatinizi çekmek istediğim şudur Sayın Başkanım. Saat 23:00 ila 23:30 arası, ben kapri şort ve tişört ile öğrenci seçme uçuşu bölgesinde, öğrenci alay çadırlarından 2,5- 3 kilometre uzaklıkta hala aday öğrenciliği bırakmak isteyen öğrencilerle bire bir görüşme yapıyorum, mülakat yapıyorum, onlara moral motivasyon sağlamaya çalışıyorum, dolayısıyla bu menfur darbe girişimini bilen, bu darbe girişiminden haberi olan bir kişinin bu saate kadar kendi odasında, biraz önce arz ettiğim gibi olay yerinden 2,5-3 kilometre uzaklıkta kapri şort ve tişörtlü bir şekilde aday öğrenciliği bırakmak isteyen öğrencilere, insanlara moral motivasyon aşılamaya çalışmasını neyle açıklanabileceği sizlerin takdirlerine arz ediyorum.
Saat 01.00 ile 01.30 civarında öğrencilerin güvenlik nedeniyle Hava Harp Okulu’na gittiklerini düşündüğüm için bir kısmını otobüslere bindirdim ancak saat 02.00-02.30 arasına bakarsak olayın gerçek yüzünün anlaşılması üzerine çıkış emrini iptal ettim, hatta çıkışı yasakladım, yani hiç kimse Yalova Meydan Komutanlığı’nın sınırlarını terk etmeyecek şekilde yasakladım.”
Mahkemede ifade veren öğrencilerden Gamze Gülbahar da kendilerinin Yalova kampından çıkışını engelleyen, verdiği emirle yasaklayan kişinin de Mehmet Gürler olduğunu söylüyor.
Yeniçağ gazetesi yazarı Batuhan Çolak, 4 Ağustos 2016’da “Harp Okulundaki dehşet ve 2 cenaze” adlı yazısında “Otobüsler çıktıktan sonra, vatansever bir subay olayların farkına varıyor, geride kalan öğrencilere kesin bir şekilde emir veriyor, bu hain bir girişimdir, tek bir araç ve tek bir öğrenci buradan çıkmayacak, dediğini de yapıyor ve geriye kalan öğrencilerin hayatını kurtardığı gibi sivil vatandaşlara açılacak olası bir ateşi de engelliyor.” demişti.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi ise Mehmet Gürler’in darbeden haberdar olarak hareket ettiğine karar verdi, kararın gerekçesi şöyle açıklandı:
“Sanığın kendisine verilen emirlerin adli veya askeri bir suç işlenmesi amacıyla verildiği bilinç ve iradesine sahip olarak darbe teşebbüsü kapsamında icra edilen faaliyetlere katıldığı, eylem üzerinde emri verenlerle birlikte hakimiyet kurduğu anlaşılmış, bu doğrultuda atılı suçun sübut bulduğu yukarıda ayrıntılı olarak yazılan ve izah edilen mevzuat hükümleri, yazılı ve sözlü deliller ile tüm dosya kapsamından anlaşılmakla eylemine uyan TCK’nın 309. Maddesinde düzenlenen somut bir tehlike suçu olan ve ayrıca bir neticenin gerçekleşmesinin aranmayan suçu işlediği mahkememizce değerlendirildiğinden aşağıdaki şekilde cezalandırılmasına karar verilmiştir.”
6 yıl sonra gelen özgürlük: Tahliye olan öğrenciler aileleriyle Silivri’de bayramı yaşadı