BOLD – Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, Türkiye’de hakim ve savcıların siyasi baskı altında olduğunu öne sürdü. Hakim ve savcıların korktuğunu söyleyen Sağkan, tutuklamanın infaza, gözaltıların ise insanlara gözdağı verme amacıyla kullanıldığını söyledi.
AİHM KARARLARININ UYGULANMAMASI AĞIR BİR TABLODUR
Sözcü’den Saygı Öztürk’e konuşan Sağkan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının tanınmamasını eleştirdi. Bu kararların uygulanmaması nedeniyle AİHM ve Bakanlar Komitesi tarihinde Azerbaycan’dan sonra ikinci kez Türkiye hakkında ihlal prosedürü başlattığını hatırlatan Sağkan, “11 Temmuz’da verdiği kararla da mahkemenin kararının uygulanmadığına kesin olarak hükmetti. Şimdi bu bir yargı sorunudur. Haliyle bu çok ağır bir tablodur ve bunun sonuçlarının da ülkemiz açısından çok çok ağır olabileceği bir takvimsel sürecin de başladığını biliyoruz” dedi.
TUTUKLAMALAR CEZAYA, GÖZALTILAR GÖZDAĞINA DÖNÜŞÜYOR
Tutuklamaların cezaya ve erken infaza, gözaltıların gözdağına dönüştüğünü belirten Sağkan, “İfade hürriyetinin yargı eli kullanılarak kısıtlandığı bir süreci yaşıyoruz. Hak ihlallerine, özgürlüklerin ihlaline ‘dur’ demesi gereken yargı, ülkemizde hak ihlallerinin yaratılmasında araç haline getirildi. O yüzden, Türkiye’de hukuk sistemi çok kara bir tablo halindedir. Bu kara tablonun örneklerle gölgesinde yeni adli yıla girdik” dedi.
PEKER’İN İDDİALARIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA DÖNÜŞ OLMADI
Sedat Peker’in açıklamalarıyla ilgili olarak, Ankara Barosu Başkanı olduğu dönemde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ihbar niteliğinde başvuru yaptığını söyleyen Sağkan, “Üzerinden bir yıldan fazla süre geçmesine rağmen halen tarafımıza verilen bir bilgi yok. Yani nasıl bir işlem yürütüldü, ne yapıldı, ne araştırıldı, ne toplandı, hiçbir bilgi alamıyoruz. Haliyle bu durumun temeli yargıya duyulan güvensizliğin bir basamağı” ifadelerini kullandı.
AYM KARARINI UYGULAMAYAN HAKİM ÖDÜLLENDİRİLDİ
Erinç Sağkan, siyasi eylem ve siyasi kişilerle ilgili yargılamalarda ‘siyasi baskı’ bulunduğunu belirtti. Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayan ilk derece mahkemesinin hakiminin bakan yardımcısı yapılarak taltif edildiğini kaydeden Sağkan, “Yargıya zararı en başta kendi mensubu veriyor. Bir cumhuriyet savcısı çok fazla konuşulur durumda. 2018’de mesleğe başladığı söylenen, tecrübesi henüz yeterli olmayan bir savcının-hukukun üstünlüğünü bir kenara bıraktık- mevcut yasal düzenlemelerin tamamen dışında uygulamalar yaptığını, tutuklamaya sevk ettiğini görüyoruz. Bunu düzeltmeye kalkan hakimin -tutuklama sebeplerinin olmadığını açıkça kararında yazdığı halde- kendini adli kontrol hükümlerini uygulamak zorunda hissetmesi aslında o mahkemenin de baskı altında olduğunu gösteriyor” dedi.
SAVCILAR MESLEKLERİNİN ELLERİNDEN ALINMASINDAN KORKUYOR
Hakimlik teminatı sağlanamadığı müddetçe de tam anlamıyla bağımsız bir yargı sisteminden bahsetmenin mümkün olamayacağının altını çizen TBB Başkanı Sağkan, “Cumhuriyet savcılarının şu anda yaşadığı temel kaygı, bir sabah kalktıklarında mesleklerinin ellerinden alındığı gibi bir güne uyanmak. Bu çok ağır bir korkudur” dedi.