BOLD – Edirne Cezaevi’nde 4 Kasım itibariyle mahpusluğunun altıncı yılını dolduracak olan Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 29 gazetecinin sorularını cevapladı.
Emek ve Özgürlük İttifakı’ndan Altılı Masa’ya, LGBTİ+ haklarından sınıf mücadelesine, İmralı görüşmelerine, Öcalan’dan HDP’ye kadar pek çok kritik konuyla ilgili değerlendirmeler yapan Demirtaş, 7 Haziran 2015-1 Kasım 2015 tarihleri arasında yaşanan karanlık dönemi anlattı.
“TBMM, 7 HAZİRAN-1 KASIM ARASI KARANLIK DÖNEMİ ARAŞTIRMALI”
Demirtaş, “7 Haziran 2015 – 1 Kasım 2015 arasında yaşananları birilerinin anlatmasını bekleyerek gerçekleri öğrenemeyeceğiz. Seçimden sonra bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmalı ve o dönem tüm yönleriyle araştırılıp rapor alarak TBMM ‘ye sunulmalı. Ben de o komisyona beyanda bulunmaya, katkı sunmaya hazırım. O dönemde son derece sinsi, kirli ve karanlık bir operasyonlar silsilesi yaşandı. 15 Temmuz şaibeli darbe girişiminin taşları da o dönemde döşendi. Bunların hepsinin ortaya çıkarılması hayati önemdedir. Bugünkü tek adam rejimini inşa süreci de o dönemin yıkımı üzerinden planlandı. Gerçekler mutlaka ortaya çıkarılmalı, hesaplaşma ve yüzleşme gerçekleşmeli ki, bu tür kirli oyunlar bir daha sahnelenmesin.” diye konuştu.
“EN İDEAL GÜNAH KEÇİSİ OLARAK GÖSTERİLİYORUM”
7 Haziran-1 Kasım dönemine ilişkin özeleştiri yapıp yapmayacağı sorusuna Demirtaş, “Özeleştirim var. Daha etkili bir barış söylemiyle çatışmaların önünü alabilmeliydik. Fakat ne hikmetse o dönem yaşanan ve yaşatılan dehşet senaryolarına ilişkin herkes benden özeleştiri istiyor.” dedi. O dönemin faturasını bir kişiye çıkarmanın doğru olmayacağını aktaran Demirtaş, “Eğer bu her şeyi çözecekse tüm haksızlığına rağmen ben sorumluluk üstlenirim ama durum öyle değil. O sürecin iki taraftan da aktörleri tek kelime özeleştiriye yaklaşmazken en ideal günah keçisi olarak gösteriliyorum.” dedi.
“O DÖNEMİN İÇİNDE SADAT ÇETELERİ VAR”
5 aylık karanlık dönemde olanları sıralayan Demirtaş, “Oysa işin içinde darbeci çeteler var, IŞİD çeteleri var; istihbaratın, JÖH ve PÖH’ün de dahil olduğu SADAT çeteleri var. Hepsi açığa çıkmalı. Seçimden hemen sonra bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulsa ve o dönem tüm yönleriyle araştırılsa çok daha sağlıklı olur. Muhalefet bu defa daha dikkatli ve cesur olmalı, barış söyleminden ve ısrarından geri adım atmamalı. Çünkü AKP-MHP ittifakı savaş politikasından beslenen bir çizgiyi yıllardır uyguluyor. Herkesin çok dikkatli olması lazım.” diye konuştu.
“İMRALI FOTOĞRAFLARINI CEZAEVİ MÜDÜRÜ ÇEKTİ”
Öcalan ile görüşmeleri üzerinden yapılan eleştirileri cevaplayan Demirtaş, “İmralı‘da çekilen fotoğrafları Cezaevi Müdürü kendi eliyle çekti ve kendisi elden Adalet Bakanlığına getirdi. Hatta Müdür Bey yolda trafik kazası geçirdi, kazayı da ucuz atlattı. Kaza sonrasında elinde sıkıca tuttuğu çantada o fotoğraflar vardı. Fotoğrafları da Adalet Bakanı bize bizzat kendisi, bir flash bellekte verdi. Flash bellekte T.C. Adalet Bakanlığı yazıyordu. Kandil fotoğrafından da devletin bilgisi vardı. Hepsi yasal güvenceler çerçevesinde gerçekleşti tabii ki. Fakat ahlak dışı bir şekilde, bugün o fotoğraflardan hem yargılanıyoruz hem havuz medyasında linç edilmeye çalışılıyoruz. Süreç yasal güvenceye bağlanmaz ve kalıcı barışla sonuçlanmazsa yargılanacağımızı, Öcalan öngörmüş ve bunu İmralı‘da dile getirmişti.” diye konuştu.