BOLD – Türkiye’de 2017 yılında yapılan anayasa değişikliği ile kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, 2018 yılından itibaren uygulanmaya başlandı. Yaklaşan seçimle ilgili adaylık tartışmalar sürerken, adaylığı en çok konuşulan isim Cumhur İttifakı’nın adayı Tayyip Erdoğan oldu.
Bazı siyasetçi, hukukçu ve yazarlar Erdoğan’ın Anayasa değişikliği olmadan bir kez daha cumhurbaşkanlığına aday olamayacağını savunuyor.
Tartışmalar sürerken SOL Parti, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığının Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından kabul edilmesi üzerine yeniden itirazda bulundu.
YSK ESKİ BAŞKANI DA OLAMAZ DEDİ
Konuyla ilgili YSK eski başkanlarında Tufan Algan, Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu’na konuştu. Uğuroğlu’nun, “2014 ve 2018’de iki kez seçilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 3’üncü defa aday olup olamayacağı konusunda ne düşünüyorsunuz?” sorusuna Algan şu yanıtı verdi:
“Erdoğan’ın üçüncü defa aday olamayacağı konusunu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da daha önce dile getirmişti. Tecrübelerime dayanarak sizin söylediklerinizle ilişkilendirdiğimde üçüncü defa aday olamayacağını düşünüyorum. Ancak Meclis erken seçim yapar aday olması için” dedi.
3 KASIM ÖRNEĞİ
3 Kasım seçimlerinde de benzer bir tartışmanın yaşandığını söyleyen Algan,” Milletvekili seçimi kanununun 11’inci maddesi, Türk Ceza Yasasının 312’nci maddesinden mahkûm olanların milletvekili seçilemeyeceğini söylüyor. O zaman Tayyip Bey kendisini İstanbul birinci bölge birinci seçim çevresinden ilk sırada aday gösterdi. Bu şekilde geçici milletvekili listesinde yer aldı. O zaman seçime girebilir mi giremez mi konusu sorun oldu. Kuruldaki oylamada 3 girer, 3 giremez oyu geldi. 7 asil üye olmamız hasebiyle son oy benimdi. Ben de giremez deyince 3 Kasım 2002’de seçime giremedi. Böyle yoruma muhtaç olmayan açık maddelerde yorum yapılamaz
Tayyip Bey’in Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nden aldığı cezada Türk Ceza Kanunun un 312’nci maddesiydi. Bunu inkâr etmek görevi kötüye kullanmak demektir.
İktidar ve muhalefet o zaman ‘seçime girer’ oyu verenler hakkında herhangi bir işleme gitmedi. 3 Kasım 2002’de ‘seçime girer’ diyenler hakkında suç duyurusunda bulunsalardı veya savcılık resen hareket etseydi bugün kimse farklı düşünemezdi. YSK hukuku kabul ederdi” diye konuştu.