BOLD ANALİZ – NURULLAH KAYA
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a daha güçlü yetkiler veren yeni Seferberlik ve Savaş Hali Yönetmeliği akıllara, acaba Erdoğan yeni bir şeyler mi planlıyor sorusunu getirdi. Bunun yanıtını aramadan önce 15 Temmuz kontrollü darbeden bir gün önce Resmi Gazete’de yayınlanan EMASYA detayını hatırlayalım.
EMASYA askere özel bir görev veriyordu. Ergenekon ve Balyoz darbe girişimlerinden sonra AKP bu yasayı kaldırmakla haklıydı. O dönem demokrasi ve hukuku savunuyordu. Çünkü EMASYA “Darbeye zemin hazırlama” üzerine kurulmuştu. Kaldırılan EMASYA’da asker valiye rağmen güç kullanamayacaktı. Erdoğan Ergenekon ve Balyoz davalarının devam ettiği dönemde EMASYA için “Böyle protokol olmaz, olmayacak. Bu işi bitireceğiz.” demişti…
Ancak Erdoğan ne yaptıysa hukukun ve kurulların dışına çıkmayan Hizmet Hareketi’ni sözde terörist ilan edebilmesi için EMASYA’ya ihtiyaç duyuyordu. Yani darbeyi kolaylaştırıcı yasa -tutuklu bulunan askerlerin söylediği gibi- sözde terörizme karşı mücadele edilmesi için askeriyenin hemen harekete geçmesi gayesiyle EMASYA protokolünün geçerli olması gerekiyordu. Erdoğan, Akar, Fidan ve Ergenekon ittifakı hazırladıkları kapsamlı planın bir parçası olarak EMASYA protokolünü aktifleştirdi.
Erdoğan, 13 Temmuz 2016 sabahı bu protokolü imzaladı ve 14 Temmuz 2016’da Resmi Gazete’de yayınlatıp yürürlüğe koydu. Aslında 14 Temmuz’da yayınlanan bu yasaya göre kimler suçsuz kimler suçlu sayılacak belirlenmişti…
24. MADDE ÇOK KRİTİK
Değişikliği bakmadan önce yönetmelik nedir tüzük nedir okuyalım. Tüzük, bakanlar kurulu tarafından, kanunların uygulanabilirliğini göstermek, kanunların emrettiği işleri belirtmek üzere Danıştay’ın incelemesinden geçirilerek çıkarılan düzenleyici metindir. Yönetmelikler, tüzüklerden farklı olarak çok daha dar ve özel bir alanı kapsar, Danıştay’ın incelemesine gerek yoktur. Bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri tarafından çıkarılırlar.
Acaba bu gece Erdoğan basit bir tüzük-yönetmelik değişikliği mi yaptı yoksa başka büyük planlar için yetkisini mi genişletti. Bu madde Erdoğan’a veya ondan sonra yerine geçebilecek kişiyi çok korkutucu bir yetki veriyor. Değişiklikteki en kritik madde 24. Bu maddeye göre bir kalkışma veya ayaklanma durumunda Erdoğan anında seferberlik ilan edebilecek. Madde aynen şu şekilde;
“(1) Cumhurbaşkanı, aşağıda belirtilen hâllerde genel veya kısmi seferberlik ilanına karar verir:
- a) Savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi.
- b) Ayaklanma olması veya vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli veya eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten ve/veya dıştan tehlikeye düşüren davranışların ortaya çıkması.
Diğer bir madde ise Jandarma ve MİT’le ilgili olan kısım. Daha önce içişleri bakanlığına bağlanan jandarma tekrar TSK’ya geçebiliyor. Madde şu şekilde; “Seferberlik ve savaş hâllerinde Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenecek bölümleriyle kuvvet komutanlarının emrine girecek Jandarma Genel Komutanlığı…”
Seferberlik ve savaş halinde silah altına alınacak MİT mensuplarının bu teşkilatın emrine tertip edilmesi öngörülüyor. MİT mensuplarının araçları için sefer görev emri verilmesi halinde de bu emir, yapılacak bildirim üzerine Milli Savunma Bakanlığı’nca ertelenecek.
Tabi ki böyle olağanüstü bir olayda Cumhurbaşkanının hızlıca devriye girmesi önemli ancak bu maddeler 15 Temmuz’da olduğu gibi önceden kurgulanmış kontrollü bir kumpasta kullanılırsa vay o zaman Türkiye’nin haline. Bu durum ülke 15 Temmuz’dan da daha beter yerlere gidebilir. Çünkü bu sefer ülkesini seven ve bu uğurda yıllarca hapis yatmayı göze alan kahramanlar çıkmayabilir.