BOLD – Cumartesi Anneleri, 1011. hafta açıklamalarında 28 Temmuz 1993 tarihinde Bitlis şehir merkezinden silahlı ve telsizli üç kişi tarafından kaçırılan 19 yaşındaki gazeteci Ferhat Tepe’nin akıbetini sordu.
GÖZALTINA ALINMADIĞI SÖYLENDİ
Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen kayıp yakınları, bu haftaki açıklamasını gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in yeğeni Setenay Eren okudu. Açıklamada öne çıkan başlıklar şöyle:
19 yaşındaki Ferhat Tepe, Özgür Gündem gazetesi Bitlis muhabiriydi. Ağır hak ihlallerine maruz kalanların sesini duyurmaya çalışıyordu. Ferhat, 28 Temmuz 1993 tarihinde Bitlis şehir merkezinde, silahlı ve telsizli üç kişi tarafından kaçırıldı. Ailenin ve çalıştığı gazetenin ısrarlı başvurularına rağmen, devletin ilgili tüm kurumları onun gözaltına alınmadığını söyledi.
AİLESİNDEN FİDYE İSTENDİ
Kaçırılmanın ardından, ailenin evine telefon eden bir kişi, Ferhat Tepe’yi, Türk İntikam Tugayı adına kaçırdıklarını, serbest bırakılması için babası İshak Tepe’nin partisinden istifa etmesi ve 1 milyar lira para ödemesi gerektiğini söyledi.
FAİLİ MEÇHUL OLARAK GÖMÜLMÜŞ
O dönemde DEP Bitlis İl Başkanı olan İshak Tepe, telefonda konuştuğu kişinin sesini, kısa süre önce bir toplantıda kendisini tehdit eden Tatvan Tugay Komutanı Korkmaz Tağma’nın sesine benzettiğini kamuoyuyla paylaştı. Her yerde Ferhat’ı arayan ailesi ve gazetesi onun ağır işkence görmüş bedenine 13 gün sonra “meçhul kişi” olarak gömüldüğü Elazığ Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaştı.
ÖLÜM KAYITLARA GÖLDE BOĞULMA OLARAK GİRİLMİŞ
Resmî kayıtlara göre Ferhat, kaçırıldığı yere yaklaşık 400 kilometre uzaklıktaki Hazar Gölü’ne yüzmeye gitmiş, ancak yüzme bilmediği için boğulmuş ve balıkçılar tarafından bulunmuştu.
BEDENİNDE AĞIR İŞKENCE İZLERİ BULUNDU
Ancak Ferhat Tepe’nin bedeninde ağır işkence izleri vardı. Ayrıca, onu kaçırılırken gören ve Diyarbakır Jandarma Alay Komutanlığı’nda işkenceli sorguda gördüğünü açıklayan 14 tanık mevcuttu. Buna rağmen, iç hukuk yollarından bir sonuç alınamadı. Bunun üzerine aile AİHM’e başvurdu. AİHM, Ferhat Tepe soruşturmasında “şaşırtıcı eksiklikler” olduğunu tespit etti.
AİHM TÜRKİYE’Yİ MAHKUM ETTİ
Olayın aydınlanması için hükumetin, AİHM’le işbirliği yapmadığını; gerekli bilgi, belge ve tanıklara ulaşımı engellediğini ve etkin bir cezai soruşturma yürütmediğini belirterek Türkiye’yi mahkum etti.
ÖLDÜRENLER CEZA ALMADI
Sonuç olarak, AİHM’in de belirttiği gibi, iç hukukta “etkili bir soruşturma yürütme hususunda bilinçli olarak gösterilen yargısal direnç” bugüne kadar devam etti. Adli süreç, Ferhat Tepe’yi işkenceyle öldürenler ve bedenini kaybedenler için cezasızlıkla sonuçlandı.
Ferhat’ın kaybedilişinin 31. yılında bir kez daha vurguluyoruz: Türkiye’de yaygın bir sorun olan cezasızlık uygulamaları, mevcut iç hukuk yollarının kayıp yakınlarına hiçbir çözüm sunmamasına neden olmaktadır. Etkili bir soruşturmanın amacı, hesap verebilirliği sağlamak ve suçlular üzerinde caydırıcı etki yaratmaktır.
FERHAT TEPE İÇİN ADALET İSTENDİ
Devletin etkin soruşturma yapma yükümlülüğünü yerine getirmemesi, benzer suçların bugün ve gelecekte işlenmesine zemin hazırlamaktadır. Kaç yıl geçerse geçsin Ferhat Tepe için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.