Cezaevinde hastaneye götürüldükten sonra ceza infaz kurumuna getirilen tutuklu ve hükümlüler karantina koğuşunda tek başına tutuluyor. Kanser hastası Deniz Yıldırım, tek başına hayatını idame ettirememesine rağmen koğuşta yalnız kalıyor.
BOLD – Koronavirüs kapsamında cezaevlerinde alınan tedbirler hasta mahpusların durumunu daha da kötüleştirdi. Deniz Yıldırım’ın eşi, “Olası kötü bir durumda yetkililer sorumlu” dedi. Gazete Duvar’ın haberine göre Elazığ Cezaevi’nde tutulan kanser hastası Deniz Yıldırım, kemoterapi tedavisi için hastaneye kaldırıldı. Tedavisi sonrası cezaevine yeniden dönen Yıldırım şu an korona virüsü riski nedeniyle tek başına karantina koğuşunda tutuluyor.
BİR ŞEY OLSA KİMSENİN HABERİ OLMAYACAK
Kemoterapi tedavisi gören Yıldırım enfeksiyon riski de yaşıyor. Yıldırım’ın eşi Birsen Yıldırım, eşinin tek tutulmasının kendilerini endişelendirdiğini söylüyor. Yıldırım, “Deniz’in ince bağırsakları dışarıda, kemoterapi tedavisi görüyor. Ateşi çıksa, bayılsa bir şey olsa kimsenin haberi olmayacak. Eşim çok hasta. Tahliye edilmesini istiyoruz. Evde bakalım ona. Bu konuda daha önce başvurularımız oldu ama herhangi bir yanıt alamadık” dedi.
OĞLUM BABASINI SORUYOR
Yıldırım, Meclis’ten geçen infaz yasasının kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını belirtti. Yıldırım, “Bu infaz yasasından çok umutluyduk. Bu kadarını beklemiyorduk. Ev hapsine razıydık” ifadelerini kullandı. Yedi ve üç yaşında iki çocuğu olan Yıldırım, “Yedi yaşındaki oğlum babasını hep soruyor. Bu belirsiz süreç bizi çok etkiledi” dedi.
AĞIR HASTALARIN ÇOĞU HASTANEYE GÖTÜRÜLMÜYOR
Ceza infaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği Savunuculuk Koordinatörü Berivan Korkut ise bütün ısrarlarına rağmen evde bakım uygulamasına geçilmediğini söylüyor. Üniversite hastanelerinin hasta mahpuslar için verdiği sağlık raporlarının bir hasta mahpusun evde bakılması için yeterli olması gerektiğini ifaden eden Korkut, şöyle konuştu: “Hasta mahpuslar hastanelere, oradan da karantina koğuşlarına götürülüyor. Hasta mahpuslarla ilgili bürokratik süreçler kalkmalı. Bürokratik sürecin kısıtlandığı ve insan yaşamına takılmayacağı bir süreç elzem. Bunlar süreci uzatan ve hayati tehlikeyi artıran şeyler. Hapishanelerdeki ağır hastaların çoğu hastaneye götürülmüyor. Bir kısmı da hastaneye gitmek istemiyor. Çünkü karantina koğuşlarında hayatlarını devam ettiremezler. Öz bakımlarını tek başına sağlayamazlar.”
TORBAYLA YAŞIYOR, ÖLÜM RİSKİ TAŞIYOR
Korkut, şunları söyledi: “Kanser hastası Deniz de korona virüsü noktasında ölüm riski yaşıyor. Bu kişiye bakacak kimse yok. Kemoterapi görüyor, torbayla yaşıyor. Bu kişiye bir sağlık çalışanı atanmalı. Bu mümkün değilse aileden birinin kendisine eşlik etmesi gerek. Bu da mümkün değilse evde tedavi yöntemi seçilmeli. Ellerimizdeki parmakların bile risk olduğu bir dönemde bu insanın organları dışarıda. Eğer bağırsakları dışarıda olan bir mahpus bu dönemde tahliye edilmiyorsa, üç kez yoğun bakıma kaldırılan hasta mahpus Sabri Kaya tahliye edilmiyorsa kim tahliye edilecek? İnsanlar ya tedavi görecek ya da kanserin kendisini öldürmesini bekleyecek. Mahpuslar insani anlamda zor bir süreçten geçiyorlar.”