Gözaltında maruz kaldığı çıplak arama sonrası intihar eden Onur Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Can, AKP’li isimlerin ‘ispat edin’ açıklamalarına tepki gösterdi. Ezgi Can, “İspatlasınlar o zaman, diyorlar ya ispatı; yok olan ailem” dedi.
BOLD – 2010 yılında gözaltında maruz kaldığı çıplak arama sonrası intihar eden Onur Yaser Can’ın kardeşi Ezgin Can, AKP’li isimlerin Türkiye’de çıplak aramanın olmadığı sözlerine tepki gösterdi.
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun Uşak’ta 30 üniversite öğrencisinin çıplak aramaya maruz kaldığını açıklaması sonrası gündeme gelen hukuksuz uygulamayla ilgili kamuoyundan tepkiler devam ediyor. Çıplak aramayla ilgili mağdurların yaptığı açıklamalar karşısında zor durumda kalan AKP’nin Grup Başkanvekili Özlem Zengin, “Türkiye’de çıplak arama olduğuna asla inanmıyorum, yok böyle bir şey” cevabı vermişti. AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan ise, “Çıplak arama iddiası varsa belgesini getirsinler” demişti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da Özlem Zengin’in açıklamasını destekleyerek, Gergerlioğlu’nu terörist olarak suçladı. Karakollarda çıplak aramanın olmadığını iddia eden Soylu, “Türk Polis Teşkilatı’na bu iddiaları atan ispatlamazsa, namussuzdur, şerefsizdir” hakaretinde bulundu.
KARAKOLDA DA UYGULANIYOR
AKP hükumetinin reddettiği çıplak arama yasal mevzuatta bulunuyor. “Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğüne göre, “Çıplak arama, hükümlünün utanma duygusunu ihlal etmeyecek şekilde ve kimsenin görmemesini sağlayacak tedbirler alınarak gerçekleştirilir” deniyor. Can ailesinin avukatı Ümit Erdem, çıplak aramayla ilgili “Cezaevlerinde mevzuata girmiş ama gördüğümüz üzere kollukta da uygulanıyor ancak kabul edilmiyor” diyor.
SİZ BU ÇOCUĞA NE YAPTINIZ
AKP’li isimlerin yalanlamasına 2010 yılında gözaltına alındığı karakolda çıplak aramaya uğrayan ve intihar eden Onur Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can, “Siz bu çocuğa ne yaptınız? Ve yaptığınızın sonucunda neler oldu? Eminim hayatlarına hiçbir şey olmamış gibi devam ediyorlar ama ben her şeyimi kaybettim” sözleriyle tepki gösterdi.
ÇIRILÇIPLAK SOYDULAR, ONURUMLA OYNADILAR
ODTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu Onur Yaser Can, 2010 yılının Haziran ayında İstanbul Harbiye’de esrar satın aldığı iddiasıyla gözaltına alındı. 28 yaşındaki genç, nöbetçi savcının talimatıyla ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. İki gün sonra tutanaklarda eksiklik olduğu gerekçesiyle tekrar karakola çağrıldı. Ezgi Can Sevgi polisin, ağabeyi ve başkaları aleyhine değiştirdiği tutanakları imzalamaya zorladığını söylüyor. Gözaltına alındığında kötü muameleye maruz kalan Onur Yaser Can, baskı altında tutanakları imzalamak zorunda kaldı. 23 Haziran’da bir kez daha karakola çağrıldı. Ve 23 Haziran 2010 tarihinde odasından çırılçıplak atlayarak intihar etti. Anne Hatice Can, oğlunun intiharından sonra kot pantolonun arka cebinde bir not buldu. Notta, “Narkotik Şube’de çırılçıplak soyulup yere çöktürülüp öksürtüldüm. Onurumla oynadılar. Korkuyordum” yazıyordu.
ANNESİ DE CANINA KIYDI
Oğulları Onur’un ölümünün ardından Can ailesi hukuk mücadelesine başladı. İki polis memuru hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan dava açıldı. Polisler dava sırasında çıplak aramayı itiraf etti ama 2011 yılında işkence ve kötü muameleyle ilgili polisler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. İki polis, evrakta sahtecilik suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Anne Hatice Can(56), mahkeme kararını Yargıtay’a taşıdı ama sürecin adaletsizliğine dayanamayarak 2014 yılının Mart ayında oğlu gibi pencereden atlayarak canına kıydı.
İSPATI ABİMİN PARÇALANAN RUHU
Yargıtay kararı bozunca dava yeniden görülmeye başlandı. Geçtiğimiz yıl Ekim ayında İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görülen karar duruşmasında iki polis memuru 6 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ancak karardan kısa süre önce baba Mevlüt Can hayatını kaybetti. Karar duruşmasının görüldüğü mahkeme salonunda dört kişilik aileden geriye kalan Ezgi Sevgi Can vardı. Hukuk mücadelesini tek başına sürdüren Ezgi Can, AKP’li Özlem Zengin’in “Türkiye’de çıplak arama yoktur” sözlerini duyunca neler hissettiğini DW Türkçe’ye anlattı. Ezgi Can, “Abimin başına gelen insanlık dışı muamele… Annemi, babamı kaybedişim. Hepsi çıplak aramadan kaynaklanıyor. ‘İspatlasınlar o zaman’ diyorlar ya, ispatı yok olan ailem. ‘İspatı katledilen ailem, abimin parçalanan ruhu’ diye haykırmak istedim” dedi.
On yıldır devam eden yargı sürecinde, bu ay içinde yeni bir gelişme yaşandı. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, Can ailesinin itirazı üzerine İstanbul Valiliği’nin olay tarihinde Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli olan ve evrakta sahtecilik suçuna iştirak etmiş diğer polisler hakkında soruşturma izni verilmemesi kararını kaldırdı.
MÜCADELEMİ SÜRDÜRECEĞİM
Onur Yaser Can’ın karakolda kötü muamele ve işkenceye maruz kalmasına ilişkin açılan dosya, Türkiye’de takipsizlik verilmesinin ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde bulunuyor. On yıl içinde ailesini kaybeden Ezgi Sevgi Can, tek dileğinin, yaşadıklarına sebep olan polis memurlarının işkenceden yargılandığı günü görmek olduğunu belirtiyor. Ezgi Can, “Ufak ufak adımlarla ben bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğim. Bütün sorumlu polisler işkenceden yargılanana kadar mücadelemi sürdüreceğim” diyor.
“Çıplak aramanın ispatı benim yok olan ailem”
10 yıl önce intihar eden Onur Yaser Can’ın çıplak aranmasına dair hukuk mücadelesini kardeşi Ezgi Can yürütüyor
Yargılanmamış polislere şimdi yargı yolu açıldı
DW #Haber’dehttps://t.co/1pJlMJKoHO pic.twitter.com/eeXtEdxXWu
— DW Türkçe (@dw_turkce) December 29, 2020
Yüzde 55 engelli KHK’lı öğretmen Alparslan Karakuş tutuklandı