Türkiye bu akşamdan itibaren dört günlük karantinaya girdi. 4 Ocak 2021 Salı gününe kadar vaktini film izleyerek değerlendirmek isteyenler için çok bilinmeyen 10 harika film seçtik.
BOLD– Dört günlük karantinada şöyle birkaç film izleyeyim ama popüler yapımlardan da gına geldi, diyenlerdenseniz sizin için politik gerilimden komediye, westernden aile dramasına on film önerisi hazırladık İyi seyirler ve mutlu yıllar…
OLİMPO GARAJI / GARAGE OLİMPO (1999)
Diktatörlük konulu filmlerin en iyiierinden biri olan Olimpo Garajı, anti-militarist bir devrimci kadın olan Maria etrafında gelişiyor. Maria, devrimci örgütün üyesi olarak yürüttüğü gizli faaliyetlerinin yanı sıra, yoksul çocuklara da gönüllü eğitim vermektedir. Faşist askeri diktatörlüğe karşı eylemler planlayan Maria, Felix adlı geçmişine dair hiç kimsenin hiçbir şey bilmediği bir adam ile tesadüfen karşılaştığında hayatının ne yönde gelişeceğinden habersizdir.
MÜKEMMEL YABANCILAR / PERFETTİ SCONOSCİUTİ (2016)
Mükellef bir sofra etrafında bir araya gelen yedi arkadaş harika zaman geçirirken birinin aklına gelen fikir geceyi kâbusa çevirir: Herkes cep telefonlarını masaya koyacaktır ve tüm mesajlar, aramalar, mailler herkesle açıkça paylaşılacaktır. Bu cesaret oyununda sırlar açığa çıktıkça telefonun çalması herkeste biraz heyecan biraz da gerginlik oluşturur.
Filmin Serra Yılmaz tarafından çekilen “Cebimdeki Yabancı” isimli yerli versiyonu da oldukça başarılı bulunmuştu.
JOHNNY ASKERE GİTTİ / JOHNNY GOT HIS GUN (1971)
Bir top mermisi tarafından yaralanan Joe Bonham, gözlerini, ağzını, burnunu ve kulaklarını kaybetmiş bir halde hastanede yatmaktadır. Mors alfabesi kullanarak doktorlarla iletişim kuran Joe onlardan kendisini öldürmelerini ya da savaşın dehşetinin yıkımının sergilendiği bir ucube şovuna koymalarını ister.
PUNISHMENT PARK (1971)
ABD’de savaş karşıtı protestoların yoğunlaştığı Vietnam yıllarında yürürlüğe sokulan McCarran Ulusal Güvenlik Yasası ile “iç güvenliği tehdit” gerekçesiyle neredeyse herkes tutuklanmaktadır: Savaş karşıtları vicdani retçiler, sivil haklar savunucuları, Komünist Parti üyeleri… Hapse mahkum edilen bu kişilere bir de alternatif sunulmaktadır: Ceza Parkı adı verilen, çölün ortasındaki bir arazide 85 km’lik bir yolu aç ve susuz kat ederek, kendilerine önden 2 saat avans veren polislere yakalanmadan ABD bayrağına ulaşırlarsa serbest bırakılacaklardır.
Punishment Park, militarist yönetimlerde işlerin hangi noktaya gelebileceğine dair yapılmış en iyi çalışmalardan biri olarak gösteriliyor.
1900 EFSANESİ / LA LEGGENDA DEL PİANİSTA SULL’OCEANO (1998)
Bir transatlantikte geçen Danny Boodman’ın yaşamı kimin tarafından bırakıldığı belli olmayan bir kutudan çıkan bir bebekle tamamen değişir. Sorumluluğunu üstlendiği bebeğe Novecento ismini veren Danny, çocuğu son nefesine dek odasında tek başına büyütecektir.
Novecento ise babası Boodman bir kaza sonrası hayatını kaybedene dek bu mabetten çıkmaz. O gün odasında çalmaya başladığı piyano, tüm gemiyi şaşkınlığa sürükleyecek, yakın zamanda herkesi kendine hayran bırakacaktır.
OX-BOW OLAYI / THE OX-BOW INCIDENT (1943)
Kendi adaletini kendisi yerine getirmeye çalışan bir grup kasabalı, çok sevdikleri Lawrence Kinkaid’in öldürüldüğü ve sığırlarının çalındığı haberiyle, olay mahalline giden şerifi beklemeden, hırsızların peşine düşer. Şerif vekili Mapes’in yetki vermesiyle silahlanan kasabalının karşısında sadece Arthur Davies, Yargıç Daniel ve Vaiz Sparks vardır. Kör kitlesel hareketin ve toplumsal öfkenin doğasına dair çarpıcı bir film…
ELLY HAKKINDA / DARBAREYE ELLY (2009)
Oscar ve Altın Küre ödüllü Asgar Ferhadi tarafından yönetilen film, Almanya’da yaşayan Ahmat’ın İran’ı ziyarete gitmesiyle başlar. Birkaç arkadaş Hazar Gölü kıyısında üç günlük bir tatil planı yapar. Tatili düzenleyen Sepideh, bu tatile Ahmat’la tanıştırmak istediği Elly’ı da çağırır. İyi başlayan tatil ikinci gün Elly kaybolunca kâbusa dönüşür… O andan itibaren bazı yalanlar ortaya çıkar ve yalanın tüm olayların seyrini nasıl değiştirebildiği gözler önüne serilir.
DELİK / LE TROU (1960)
Karısını öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm giymiş ve infazını bekleyen Claude Gaspard, başka bir hücreye transfer edilince, bu hücredeki mahkûmların hapishaneden kaçma planlarının olduğunu öğrenir. Tam da bu sırada yargılandığı dava düşer ve Gaspard’a, en fazla 5 yıl içinde hapishaneden çıkacağı açıklanır. Acaba Gaspard’ın seçimi ne olacaktır?
EVERYTHING IS ILLUMINATED (2005)
Amerikalı genç Yahudi Jonathan aile yadigârlarını biriktirmektedir. Ölüm döşeğindeki büyükannesi, Jonathan’a bir fotoğraf verir. Fotoğraftaki kadın İkinci Dünya Savaşı sırasında dedesinin hayatını kurtaran kadındır. Jonathan fotoğraftaki kadını bulmak için Ukrayna’ya gitme kararı alır Jonathan, şirketin tur rehberi, rap müzik hayranı Alex, Alex’in kendini kör sanan Yahudi düşmanı büyükbabası ve büyükbabanın çılgın köpeği eşliğinde yapılan yolculuk oldukça tuhaf olacaktır.
HAPPY END (2017)
Sinemanın dâhilerinden Michale Haneke’nin yönettiği yapımda Isabelle Huppert, Toby Jones ve Mathieu Kassovitz yer alıyor. Haneke’nin aynı zamanda senaryosuna imza attığı film inşaat devi Laurent ailesi etrafında gelişir. Çok elit ve rahat bir hayat sürmekte olan ailenin hayatı, Eve yaşamlarına dâhil olunca alt üst olur. Arka planında mülteci sorunun irdelendiği öyküde Eve, yıllarca üstü kapatılan birçok sırrın ortaya çıkmasına sebep olacaktır.