BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve ABD, Libya’daki binlerce yabancı asker ve paralı askerin ülkeden derhal ayrılmaları çağrısı yaptı. Peki Libya’da hangi ülke hangi grubu destekliyor? Libya’da hangi ülkenin ne kadar askeri bulunuyor?
BOLD – ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) nezdindeki daimi büyükelçisi Richard Mills, yabancı güçlerin Libya’dan çekilmesi için tanınan sürenin dolduğuna işaret ederek Türk ve Rus askerlerinin Libya’dan çekilmesi çağrısı yaptı.
BM Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Libya konulu bir oturumda konuşan Mills, Libya’dan tüm yabancı askerlerin çekilmesi için tanınan sürenin dolduğuna işaret ederek “Rusya, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) dahil tüm yabancı tarafları, Libya’nın egemenliğine saygıya ve Libya’daki askeri müdahaleyi derhal ve tamamen durdurmaya çağırıyoruz” dedi.
TARAFLARA ATEŞKES ANLAŞMASINA UYMA ÇAĞRISI
Libya’da taraflar 23 Ekim’de BM himayesinde ateşkes anlaşması imzalamış, anlaşma çerçevesinde tüm yabancı güçler ve paralı askerlerin üç ay içinde (23 Ocak’a kadar) ülkeyi terk etmesi istenmişti. Tanınan süre Cumartesi günü sona ererken sahada bir değişiklik olmadığı bildiriliyor.
ABD’li elçi Mills, BMGK’daki konuşmasında “Ekim ateşkes anlaşmasına dayanarak Türkiye ve Rusya’yı, güçlerini ülkeden çekme işlemlerini derhal başlatmaya, topladıkları, finanse ettikleri, konuşlandırdıkları ve destek verdikleri yabancı paralı askerler ve askeri vekalet güçlerini Libya’dan çekmeye çağırıyoruz” ifadesini kullandı.
BM Güvenlik Konseyi’nin 15 üyesi Perşembe günkü görüşmelerinden sonra yaptıkları yazılı açıklamada da ‘yabancı askerlerin ve paralı askerlerin daha fazla ertelemeden ülkeden çekilmeleri, ve tüm Libyalıların, uluslararası aktörlerin de silah ambargosuna ve ateşkes anlaşmasına saygı göstermeleri’ çağrısında bulundu.
“DIŞ MÜDAHALE BARİZ ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR”
Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Temsilcisi Stephanie Williams ise Libyalıların iç savaşa son vermek ve yeni bir sayfa açma konusunda istekli olduğunu ancak ülkeye dış müdahalenin bariz şekilde devam ettiğini söyledi.
Williams, “Savaşın taraflarına dış destek durmadı, dış müdahale bariz şekilde devam ediyor. Libyalılar yeni bir sayfa açmak ve kendi kaderlerini belirlemek istiyor.” ifadesini kullandı.
GUTERRES: LİBYALILARI RAHAT BIRAKIN
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de Libya’daki binlerce yabancı asker ve paralı askerin ülkeden derhal ayrılmaları çağrısı yaptı ve “Libyalıları rahat bırakın” dedi.
Guterres, Perşembe günü gazetecilere açıklamasında “Ateşkes sürüyor. Bütün yabancı askerlerin ve bütün yabancı paralı askerlerin önce Bengazi’ye sonra Trablus’a çekilmeleri, oradan da geri dönmeleri gerekir. Libyalıları rahat bırakın. Zira yalnız bırakıldıklarında kendi sorunlarıyla kendileri baş edebildiklerini kanıtladılar” diye konuştu.
LİBYA’DA SAVAŞAN GRUPLAR
LİBYA ULUSAL MUTABAKAT HÜKUMETİ (UMH)
Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükumeti, 2016 yılında BM’nin arabuculuğunda varılan anlaşma çerçevesinde kuruldu. UMH, Trablus, Misrata ve ülkenin batı bölgelerini kontrol ediyor. Fayiz es Serrac, UMH’nin başbakanı ve başkanlık konseyinin de başkanı. Sarraj, Libya’daki yerel milis güçlerinin yanı sıra Müslüman Kardeşler de dahil olmak üzere siyasal İslamcı örgütler ve eski Savunma Bakanı Osama el Cuveyli’ye bağlı güçlerin de desteğini alıyor.
LİBYA TEMSİLCİLER MECLİSİ VE LİBYA ULUSAL ORDUSU
Tobruk merkezli Libya Temsilciler Meclisi’nin başkanlığını Akile Salih yürütüyor. Libya’nın üçte ikisi Libya Temsilciler Meclisi’nin kontrolünde bulunuyor.
Libya Temsilciler Meclisi’ne General Halife Hafter komutasındaki Libya Ulusal Ordusu destek veriyor. Libya Ulusal Ordusu özellikle 2014’ten bu yana güçlendi ve ülkenin stratejik yerlerini ele geçirmeye başladı.
Hafter, Türkiye ve Katar’ı Libya’da radikal dinci bir yönetim kurmaya çalışmakla suçluyor.
Hafter, özellikle 2019 yılında radikal gruplara yönelik operasyonlarını yoğunlaştırdı ve aynı yılın Nisan ayında da Trablus’a karşı taarruza geçti. Ancak 2020 yılının ortalarına doğru operasyon Türkiye’nin aktif müdahalesi sonucu başarısız oldu ve Libya Ulusal Ordusu elindeki bazı stratejik bölgeleri Ulusal Mutabakat Hükumeti’ne kaptırdı.
Libya Ulusal Ordusu, sahil kenti Sirte ve Al Jufra Hava Üssü’nde yoğunlaşıyor.
23 Ekim’de BM himayesinde Libya’da ateşkes anlaşması imzalandı. Ateşkes anlaşmasına göre bütün yabancı güçler 90 gün içerisinde ülkeyi terk edecekti.
LİBYA’DA HANGİ ÜLKE HANGİ GRUBU DESTEKLİYOR?
Katar ve Türkiye, Libya’da Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükumeti’ni aktif olarak destekliyor.
Libya’daki siyasi otorite boşluğu ve iç savaş nedeniyle, Afrika ülkelerinden binlerce insan Libya üzerinden İtalya ve Malta’ya göç etmeye çalışıyor. Otorite boşluğunun giderilmesi ve göçün engellenmesi için askeri olarak destek vermese de İtalya ve Malta uluslararası toplum tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükumeti’ni destekliyor.
Libya Temsilciler Meclisi’ni ve General Halife Hafter komutasındaki Libya Ulusal Ordusu’nu ise Rusya, Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün, Fransa, Sudan, Çad, Suriye ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) destekliyor.
BM tahminlerine göre Libya’da yaklaşık 20 bin yabancı askeri güç ve paralı asker bulunuyor.
BM Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Temsilcisi Stephanie Williams, Libya’daki 10 askeri üssün tamamen ya da kısmen yabancı ülke askerleri tarafından kullanıldığınıaçıkladı.
TÜRKİYE
Türkiye, 2011 yılında iç savaşın başlangıcından bu yana Libya’da aktif ülkeler arasında yer alıyor.
Önce Muammer Kaddafi’ye karşı mücadele eden ve Bingazi’de yoğunlaşan silahlı grupları destekleyen Türkiye, Libya’da iki farklı hükümetin ortaya çıkmasının ardından Serrac’a destek verdi.
Türkiye, 2019 yılı Nisan ayında Trablus’a karşı başlatılan taarruz karşısında Serrac yönetimine insansız hava araçları, zırhlı araçlar ve ekipman desteği vermeye başladı.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın ortakları arasında bulunduğu Baykar Makina’nın Libya’daki Ulusal Mutabakat Hükumeti güçlerine yaklaşık 1 milyar dolarlık silahlı ve silahsız insansız hava aracı satışı yaptığı iddia ediliyor.
Serrac, 2019 yılı Kasım ayı sonunda AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İstanbul’da yaptığı görüşmede askeri işbirliği anlaşması ve deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin bir mutabakat muhtırası imzaladı.
Askeri işbirliği anlaşmasının ardından Türkiye’nin Libya’daki Ulusal Mutabakat Hükumeti’ne desteği artarak devam etti.
2 Ocak 2020’de TBMM, Libya’ya asker gönderilmesine ilişkin tezkereyi onayladı ve Türkiye’den ilk askerler 5 Ocak’ta Libya’ya gönderilmeye başlandı. İlk etapta Türk ordusundan 100 asker Libya’ya gönderildi.
2020 yılı Aralık ayında TBMM, Libya’ya asker gönderilmesine ilişkin tezkereyi 18 aylığına uzattı.
Türkiye, Libya UMH güçlerine eğitim ve sahada danışman desteği, silahlı insansız hava araçlarıyla hava desteği, istihbarat desteği, savaş gemileri ile kara birliklerine ateş gücü desteği ve hava unsurlarına karşı hava savunması desteği sağladı.
1 Nisan 2020’de bir Türk fırkateyninin, kendisine çok yaklaşan Hafter güçlerine ait bir insansız hava aracını yerden havaya füze ile vurduğu belirtildi.
Mayıs 2020’de Türk silahlı insansız hava araçlarının Libya Ulusal Ordusu’na ait 3 Pantsir-S1 hava savunma sistemini yok ettiği ifade edildi.
Misrata’daki Hava Üssü ve Tunus sınırındaki El-Watiya hava üssü Ulusal Mutabakat Hükumeti tarafından Türkiye’nin kullanımına verildi.
4 Temmuz 2020’de hangi ülkeye ait olduğu tespit edilemeyen savaş uçakları, El-Watiya Hava Üssü’nü hedef aldı. Hava saldırısında Türkiye’nin Libya’ya sevk ettiği 3 adet MIM-23 Hawk hava savunma sistemi ve bir adet KORAL Elektronik Muharebe Sistemi’nin yok edildiği iddia edildi. Milli Savunma Bakanlığı, saldırının hava savunma sistemine zarar verdiğini kabul etti.
El-Watiya Hava Üssü’ne saldırının BAE’ye ait Dassault Mirage savaş uçakları atarafından gerçekleştirildiği iddia edildi.
Bana ve Çirkin adlı yük gemilerinin Türkiye’den Libya’ya silah taşıması da uluslararası basında yerini aldı. Bana adlı geminin kaptanı İtalya’da gözaltına alındı ve gemiden bir mürettebat itirafçı oldu.
Avrupa Birliği’nin Libya’ya silah ambargosunu denetlemek için oluşturduğu İrini misyonuna bağlı gemiler Akdeniz’de Çirkin adlı gemiyi arama girişiminde bulundu. Ancak Çirkin adlı gemiye eşlik eden Türk fırkateynleri geminin aranmasını engelledi.
LİBYA’YA TÜRKİYE TARAFINDAN GÖNDERİLEN SURİYELİ SAVAŞÇILAR
AKP hükumeti, Suriyeli muhalif savaşçıları Libya’ya ilk olarak 2019 yılı Aralık ayında gönderdi. İlk gönderilen grup 300 kişiden oluşuyordu.
Suriyeli savaşçılara aylık 1500-2000 dolar arasında maaş ve Türk vatandaşlığı vaat edildiği belirtildi. 2020 yılı Eylül ayı itibariyle Libya’ya toplam 18 bin Suriyeli savaşçının gönderildiği kaydedildi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), gönderilen Suriyeli savaşçılardan 350’sinin 18 yaşın altında ‘çocuk savaşçı’ olduğunu, 34’ü 18 yaşın altında olmak üzere 471 Suriyeli savaşçının Libya’da hayatını kaybettiğini bildirdi. Gönderilen Suriyeli savaşçılarının çoğunu Suriyeli Türkmenler oluşturuyordu.
SOHR, Libya’ya gönderilen Suriyeli savaşçılardan 50’sinin daha önce IŞİD ile bağlantılı olduğunu ileri sürdü. SOHR, ayrıca Tunus’tan radikal örgütlerle bağlantılı 2 bin 500 savaşçının Türk istihbaratı tarafından Libya’ya gönderildiğini iddia etti. ABD Dışişleri Bakanlığı ise gönderilen savaşçıların IŞİD ve radikal örgütlerle bağlantılı olduğu iddialarını destekleyecek elde yeterli kanıt bulunmadığını açıkladı.
KATAR
Türkiye ile birlikte Libya’da Ulusal Mutabakat Hükumeti’ni destekleyen Katar yönetimi, daha çok mali yardımda bulunuyor ve her zaman geri planda durmaya özen gösteriyor.
MISIR
Mısır, Hafter’i destekleyen ülkeler arasında başı çekiyor.
Libya iç savaşının ilk yıllarında doğudaki silahlı grupların liderliğini yapan Hafter’in ülkenin doğu komşusu Mısır ile işbirliğinin bu dönemlerde başladığı belirtiliyor.
Mısır, özellikle 2013 yılındaki askeri darbeden bu yana Müslüman Kardeşler başta olmak üzere radikal olduğunu düşündüğü grupları ciddi bir güvenlik tehdidi olarak görüyor.
Mısır hükümeti, ülke sınırları içerisinde radikal gruplara karşı yoğun operasyonlar düzenlerken, Libya’daki Serrac yönetiminin de bu grupları desteklediğini savunuyor.
Mısır’ın ayrıca Libya’ya yönelik çok ciddi ekonomik çıkarları da bulunuyor. 1991 yılındaki Körfez Savaşı’ndan bu yana Libya’dan aldığı ucuz petrol anlaşmasını, ülkenin istikrara kavuşmasının ardından da devam ettirmek istiyor.
Ayrıca, savaşın sona erip Libya’nın yeniden yapılandırılmasında Mısır, kendi şirket ve işçilerinin de rol almasını umuyor.
Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah Es Sisi, Libya Ulusal Mutabakat Hükumeti’nin 2020 yılı yaz aylarında Sirte ve El Jufra Hava Üssü’ne yönelik bir saldırısına karşılık vereceğini açıkça ifade etti.
BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ (BAE)
Libya’da son yıllarda giderek etkili olan ülkelerden birisi de Birleşik Arap Emirlikleri (BAE).
Daha önceki yıllarda, BAE, Hafter ile Serrac arasında siyasi bir çözüm bulunması için yürütülen müzakerelere evsahipliği yaptı. Ancak Serrac’ın Hafter’in ülkenin lideri olmasını kabul etmemesi üzerine bu görüşmeler başarısız oldu ve Hafter 2019 yılı Nisan ayında Trablus’a karşı taarruz başlattı.
BAE, radikal İslam’la küresel çapta mücadele etme amacının bir parçası olarak Hafter’in desteklenmesi gerektiğini savunuyor.
BM raporlarına göre, Birleşik Arap Emirlikleri Hafter güçlerine savaş uçakları, zırhlı araçlar, silahlı ve silahsız savaş uçakları ve mali yardımda bulundu. BAE, ayrıca İsrail’den satın aldığı gelişmiş füze sistemlerini de Hafter güçlerine verdi.
BAE’nin Çin’den satına aldığı ‘Wing Loong II’ silahlı insansız hava araçlarını Hafter güçlerine destek için Libya’ya gönderdiği ortaya çıktı. SİHA’ların Hafter tarafından Abu Dabi yönetimine tahsis edilen El-Kadim Hava Üssü’nden yönlendirildiği belirtiliyor.
ABD Savunma Bakanlığı, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Libya’daki Rus paralı askerleri finanse ettiğini ve Libya’daki Rus Wagner Grubu’na ait paralı askerlerin ana finansörlerinden birinin Abu Dabi yönetimi olduğunu açıkladı.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin Libya’ya askeri yardımları Eritre’deki bir askeri üs üzerinden yaptığı belirtiliyor ve bu üstten Libya’ya yüzlerce uçuşun yapıldığı hava trafik kayıtlarına yansıdı.
RUSYA
Moskova uzunca bir süre her iki grupla da temasını korudu. Ancak son dönemde Rusya’nın desteğinin Hafter’e bağlı gruplara doğru kaymaya başladığı görülüyor.
Özellikle 2019 yılıyla birlikte Rusya ile Hafter arasındaki görüşmeler de yoğunlaştı.
Son dönemde Rusya’da özel bir güvenlik şirketi olan Wagner Group’un Libya’ya savaşçı yolladığı yönündeki iddialar artmaya başladı.
Rusya’nın Libya’daki öncelikleri arasında Kaddafi döneminde yapılmış enerji anlaşmalarını devam ettirecek istikrarlı bir yönetim kurulması var.
Ayrıca, Suriye’deki iç savaşın sona yaklaştığı bir dönemde Libya’da kendisine yakın bir yönetimin göreve gelmesi, Rusya’nın Akdeniz’deki varlığını da güçlendirecek bir gelişme olarak gösteriliyor.
ABD’nin Afrika Komutanlığı, Rus Wagner Grubu’na bağlı 2 bin savaşçının Hafter saflarında savaşa katıldığını açıkladı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Wagner Grubu’nun Libya’daki savaşta bulunduğunu kabul etti. Ancak Rus hükumetinin Wagner’e askeri ve mali destek vermediğini savundu.
Wagner Grubu’nun BAE ve Suudi Arabistan tarafından finanse edildiği belirtiliyor.
2020 yılı Mayıs ayında ABD’nin Afrika Komutanlığı, Rusya’nın Hafter güçlerine destek vermek için 14 savaş uçağını El Jfra Hava Üssü’ne gönderdiğini açıkladı.
ÜRDÜN
Ürdün, Libya’daki Hafter güçlerine lojistik destek sağlıyor. Libya’ya gönderilen askeri yardımların bir kısmının Kızıldeniz kıyısındaki Akabe Hava Üssü’nden yapıldığı batı basınına yansımıştı.
ABD
Libya’da NATO’nun hava operasyonları ve uçuşa yasak bölge ilan edilmesiyle Kaddafi’nin devrilmesinde önemli rol oynayan ABD, son dönemde yaşananlar karşısında net bir tutum takınmış değil.
ABD, Hafter ile doğrudan temas kuruyor. 20 yıl ABD’de yaşayan ve ABD vatandaşı olan Hafter’in CIA ile geçmişte bağlantısı olduğu yönünde de ortaya atılan iddialar var.
Hafter, 2020 yılı Nisan ayında Trablus’a yönelik taarruzu başlattığında dönemin ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ile telefonda bir görüşme yaptı.
ABD basını bu görüşmede Amerikan yönetiminin Hafter’e operasyon için yeşil ışık yaktığını bildirmişti.
ABD daha sonra Hafter’in Libya’daki çatışmalardan sorumlu olacağına dair bir karar taslağının BM Güvenlik Konseyi’ne sunulmasına engel oldu.
İTALYA
İtalya, Libya’ya coğrafi yakınlığı ve tarihi bağlarından dolayı buradaki gelişmeleri en yakından takip eden Avrupa ülkelerinden birisi.
Libya, Akdeniz’i geçerek İtalya üzerinden Avrupa’ya ulaşmak isteyen mültecilerin Afrika’daki en önemli çıkış noktalarından birini oluşturuyor.
İtalya’nın mülteci akınını durdurmak için Ulusal Mutabakat Hükümeti ile birlikte çalıştığı ve destek verdiği belirtiliyor.
Geçen yıl Libya’da tansiyonun yeniden yükselmesinin ardından İtalyan yetkililer de devreye girerek, müzakereler yürütmüştü.
FRANSA
Fransa ile Libya’da etkili bir diğer Avrupa ülkesi İtalya’nın çıkarları pek örtüşmüyor.
Fransa’nın Kuzey Afrika’daki en temel önceliğini radikal gruplar ve bunun dolaylı olarak Avrupa’da yaratabileceği tehditleri kontrol altına almak.
Bu nedenle Fransa zaman zaman Libya-Çad sınırındaki radikal gruplara yönelik hava operasyonu düzenliyor.
Fransa, Libya’da doğrudan herhangi bir taraf tutmasa da Hafter’e karşı mücadele eden bazı radikal gruplara yönelik hava operasyonları da Hafter’in sahadaki ilerlemesine yardımcı oluyor.
SUDAN
Sudan, eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde Hafter güçlerine destek vermek için 1 000 civarında savaşçı gönderdi.
Ömer El Beşir’in devrilmesinin ardından yeni yönetim Sudanlı savaşçıların BAE kanalıyla Libya’ya gönderilmesi konusunda soruşturma başlattı ve bazı isimleri tutukladı. Guardian gazetesi, 2019 yılı Aralık ayında 3 bin Sudanlı paralı askerin Hafter saflarında savaşması için Libya’ya gönderildiğini iddia etti.
ÇAD
Hafter saflarında savaşması için paralı asker gönderen bir diğer ülke ise Çad. Çad’ın Libya’ya bin civarında paralı asker gönderdiği belirtiliyor.
SURİYE
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın, daha önce muhalifler safında savaşan 300-400 paralı askeri Hafter saflarında savaşması için Rusya’nın desteğiyle Libya’ya gönderdiği ortaya çıktı. Esad’ın paralı askerlere aylık bin dolar maaş ve af teklif ettiği ifade edildi.
ABD’li gazeteciden çarpıcı iddia: Donald Trump’ı KGB büyüttü