Türkiye’de mağdurların yargı hiyerarşisindeki tek umudu olan AİHM’nin dosyaları yıllarca bekletmesi büyük hayal kırıklığına neden oldu. Son örnek gazeteciler Mehmet Baransu ve Hidayet Karaca. AİHM, 7 yıldır hapiste olan iki gazetecinin başvurusunda ölü taklidi yapıyor.
BOLD ANALİZ – Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Başkanı Robert Spano’nun, 2021 yılı değerlendirme toplantısındaki itirafı, acı bir gerçeği ortaya koydu.
Tutuklu gazeteciler Mehmet Baransu ve Hidayet Karaca’nın dosyalarının 7 yıldır neden 3’üncü (öncelikli olmayan) kategoride tutulduğu ve bekletildiği şeklindeki soruya cevap olarak, “Mahkemenin bazı durumlarda yetersiz kaldığı gerçeğini reddedemem” itirafında bulundu Spano.
Dile kolay, hücrede 7 yıl. Neden? Erdoğan rejimine muhalif yazılar kaleme almak ve yayın yapmak suçundan! Suçları; muhalefet etmek, eleştirmek, yanlışları yazmak.
Erdoğan’ın diktatörlüğü ve onun güdümündeki iliştirilmiş yargıya göre bu eylemler suç. İktidar layüseldir, eleştirilemez, dokunulamaz, hiçbir meseleden sorumlu tutulamaz. Hesap sorulması zinhar yasaktır. Sormaya kalkan, bedelini işkencelerden geçirilerek, infaz edilerek, zindana atılarak öder.
Türkiye’nin son 7-8 yılı, 21’nci yüzyılın en vahşi insanlık suçlarına ve soykırım uygulamalarına sahne oluyor. Üstelik bu zulümlerin büyük bir kısmı Saray kontrolündeki yargı eliyle yapılıyor. Mağdurların hukuk yoluyla hak arama imkanları yok denecek kadar az.
Hele Gülen Hareketi’ne “iltisaklı” olmakla suçlanıyorsanız, maruz kaldığınız haksızlıklar yargı kurumlarının umurunda bile olmuyor. Hakkınızı yargıda aradığınızda borçlu bile çıkabiliyorsunuz.
Türkiye bu akıl ve vicdan tutulmasının bedelini, açlıkla, sefaletle, güvensizlikle, itibarının sıfırlanması ile ödüyor, ancak Saray ve avanesinin keyfi yerinde. Zulümlerin, hukuksuzlukların üstüne inşa ettikleri saltanatlarında keyif çatıyorlar.
Mağdurların yargı hiyerarşisindeki tek umudu olarak geriye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kalıyor. Malesef AİHM de dosyaları yıllarca atıl bekletmesi ve karar vermemesi nedeniyle mağduriyetleri daha da artırıyor.
SPANO İTİRAF ETTİ
AİHM Başkanı Robert Spano da Strasbourg’ta düzenlediği basın toplantısnıda bir gazetecinin sorusu üzerine bunu itiraf etti. Spano, “AİHM’de sadece 47 hakim çalışıyor” cevabı verdi. Bir hukukçu için bu mazeret olabilir mi?
HAPİSTE YILLARDIR ÇÜRÜYENLERE ‘SAYIMIZ AZ’ MI DİYECEKSİNİZ?
Yıllarca hapiste çürüyen insanlara, ‘hakim sayımız az, kusura bakmayın ondan dolayı suçsuz yere yıllarca hapis yatmanıza ses çıkartamadık’ mı diyeceksiniz? Avrupa Birliği’nin demokrasi ve hukuk değerlerine, tecrübesine güvenen insanlara söyleyeceğiniz başka sözünüz yok mu?
AİHM, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Deniz Yücel ve Nazlı Ilıcak gibi isimlerin haklılıklarının tescil edilmesi ve mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda çok önemli kararlara imza atıyor, doğru.
İHLAL KARARLARI YETERLİ DEĞİL
Ancak bu kararlar AİHM’in hala bir umut kapısı olduğu algısını canlı tutsa da hukuksuzlukların sona erdirilmesinde yeterli olmuyor.
Erdoğan yine hoyratça bildiğini okuyor. Başı sıkıştığında Avrupa’yı mülteci kartını masaya koyarak tehdit ediyor.
Maalesef istediğini de alıyor, Avrupa Birliği ve AİHM hukuksuzlukla güçlü ses verme konusunda beklentileri karşılayamıyor. Bu yüzden de Mehmet Baransu ve Hidayet Karaca gibi Türkiye’de gazeteciliğin yüzakı olmuş gazetecilerin dosyaları, AİHM’de 7 yıldır üçüncü yani önemsiz kategoriye alınıp incelenmeden öylece bekletiliyor.
AİHM KURULUŞ FELSEFESİNE UYGUN DAVRANMALI
AİHM artık adına, kuruluş felsefesine ve geleneğine uygun olarak Türkiye’deki insan hakları ihlallerine, insanlık suçlarına karşı çok daha fazla duyarlılık göstermeli.
İNSANLIK SUÇLARI SÜMENALTI EDİLMEMELİ
İnsanlık suçları önemsiz kategoriye alınıp yıllarca sümenaltı edilmemeli.
AİHM, hakları ihlal edilen mağdurların yanında, Erdoğan diktatörlüğünün karşısında olduğunu kararlarıyla dünyaya çok daha güçlü şekilde ilan etmeli. Erdoğan’ın tehditlerine pabuç bırakmamalı.
Tutuklu askeri öğrenci Furkan Deniz: Vicdan kırıntısı olsa bize yeter