TANER DEMİR I BOLD ANALİZ
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bugüne kadar akredite uyguladığı gazetecileri Saray’ına davet etmesi heyecana neden oldu. Cumhurbaşkanlığı Saray’ına Nevşin Mengü, İsmail Saymaz, Özlem Gürses, Çağlar Cilara, İsmail Küçükkaya, Fatih Portakal, Taha Akyol’un çağrılması, muhalif gazeteci açılımı olarak yorumlandı. Oysaki bu isimlerin tamamına yakını Türkiye’de yaşanan insan hakkı ihlalleriyle ilgili tek kelime etmedi.
MEHMET BARANSU, AHMET BÖKEN GAZETECİ DEĞİL Mİ?
‘Muhalifimsi gazeteciler’, 15 Temmuz sonrası kapatılan gazete ve televizyonlarda çalışan binlerce gazetecinin işsiz kalmasına ses çıkarmadı. Aralarında Hidayet Karaca, Mehmet Baransu, Ahmet Böken gibi isimlerinde bulunduğu yüzlerce meslektaşının cezaevlerine konulmasından rahatsız olmadılar. İçlerinden bazıları o kadar ileri gitti ki Erdoğan’ın ‘gazeteci değil terör örgütü üyesi’ yaftasını dillendirmekten yorulmadı.
GAZETECİLİĞİN TEMEL İLKESİ KARŞI GÖRÜŞ ALMA ZAHMETİNE BİLE KATLANMADILAR
İsmail Saymaz, İsmail Küçükkaya yaptıkları her yayında ‘F.T.’ sakızını çiğnemeyi gazetecilik sandı. Öğrencilere burs verdikleri için bebekli kadınların cezaevlerine atılmasına haberleriyle alkış tuttular. Devletin kontrolündeki Bank Asya’ya para yatırdığı gerekçesiyle hapse konulan 80 yaşındaki Nusret Muğla’nın cezaevinde yaşamını yitirmesini sorgulamadılar. Gazeteciliğin temel ilkesi olan karşıt görüş alma zahmetine hiç katlanmadılar. Erdoğan’ın hain ilan ettiklerinin yakınlarına mikrofon uzatmaya bile yanaşmadılar. Muhalif medyanın hukuksuzluklara sessiz kalması ‘Bumerang’ etkisiyle medyayı vurdu. Erdoğan, yandaş medyanın yanı sıra Sözcü, Cumhuriyet gibi muhalif görülen gazete ve televizyonları da davalar ve devlet gücüyle baskı altına aldı. Sedef Kabaş ve Hakan Aygün gibi gazeteciler cezaevine girdi.
EKMELEDDİN İHSANOĞLU İLE TANINAN ÖZLEM GÜRSES KİME MUHALİF?
Erdoğan’ın 2014’teki Cumhurbaşkanlığı yarışında rakibi olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nun danışmanlığını yürüten Özlem Gürses’e de muhalif sıfatı veriliyor. Muhalif gazeteci olmak sadece Erdoğan’ın karşısındaki siyasilere destek vermekle sınırlandırılıyor. Bugün Millet İttifakı’nı destekleyen yayınlar yapanlar muhalif olarak tanımlanıyor. Oysa İletişim Fakülteleri’nde öğrencilere gazeteciliğe giriş dersinde ‘objektiflik’ ‘haberde tarafsızlık’ ilkesi anlatılıyor. Özlem Gürses’in Türkiye’deki toplu gözaltı ve tutuklamalara dair yorumlarında ne objektiflik ve ne de tarafsızlık görülebiliyor.
FATİH PORTAKAL VE ÇAĞLAR CİLARA’YA SUSMA ÖDÜLÜ
Çağlar Cilara ve Fatih Portakal gibi isimleri de yukarıda saydıklarımdan ayırmak mümkün görünmüyor. Türkiye’de devasa televizyon ve gazetelerin kapısına kilit vurulması sonrası öne çıkan Çağlar Cilara, AKP’den ayrılan ve Erdoğan muhalifi isimlerle KRT’de yaptığı yayınlar sonrası muhalif olarak konumlandırıldı. Ancak bir anda suya sabuna dokunmayan konulara girdi. Bitcoin reklamı yapmaya başladı. FOX ekranlarındayken milyonların sevgilisi haline gelen Fatih Portakal ise aldığı tehditler sonrası geriye çekilmeyi seçti. Kendi kendine otosansür uygulayan Portakal Saray’a davet edilen ‘muhalif’ gazetecilerden oldu.
ERDOĞAN’DAN İKİNCİ YENİKAPI TUZAĞI
Duruşları sebebiyle diğerlerinden ayrılan Taha Akyol ve Nevşin Mengü’nün Erdoğan’ın daveti sonrası nasıl bir çizgi izleyecekleri merak konusu. Erdoğan, kritik seçimler öncesi ikinci Yeni Kapı hamlesi yaparak topluma “Herkesle kucaklaşıyorum” mesajı verecek. 15 Temmuz sonrası muhalefet partilerini ve sanatçıları Yenikapı’da toplayarak ‘Türk tipi başkanlığa’ giden yolun taşlarını döşeyen Erdoğan, ‘muhalifimsi gazetecileri’ ağırlayarak muhalif olarak konumlanan gazete ve televizyonlardan da seçmenlerine seslenme imkanına kavuşacak.
KILIÇDAROĞLU VE GÜLŞEN’İN YENİKAPI PİŞMANLIĞI DA DERS OLMADI
Erdoğan’ın ‘Yenikapı ruhu’ dayatmasına karşı duramayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sonrasında yaşanan hukuksuzluklar karşısında Ankara’dan İstanbul’a Adalet Yürüyüşü yapmak zorunda kaldı. Yenikapı’ya katıldığında mutluluk pozları veren sanatçı Gülşen imam hatiplerle ilgili söylediği bir söz nedeniyle cezaevine girmesi sonrası sanatçı arkadaşları pişmanlık mesajları attı. Türkiye’de ifade özgürlüğü ve demokrasi olmadığından yakındı. Şimdi de muhalifi görünümlü gazeteciler Erdoğan’ın davetiyle heyecanlandı. Saray’ın 2023 seçimi hamlesi olduğunu bile bile davete katılan gazeteciler, Türkiye’de bir gün tweet atamaz ve YouTube yayını yapamaz hale geldiklerinde seslerini nasıl duyuracak merak konusu.