BOLD – İsveç, AB Konseyi Başkanlığı olarak da bilinen AB dönem başkanlığını 1 Ocak’ta Çekya’dan alacak.
İsveç, 6 ay sürecek dönem başkanlığı sırasında öncelik vereceği konuları “güvenlik, rekabetçilik, yeşil ve enerji dönüşümü ile demokratik değerler ve hukukun üstünlüğü” olarak açıkladı. Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’yı işgale başlamasının ve savaşın meydana getirdiği göç, gıda ve enerji krizi gibi sonuçların devam ettiği bir ortamda dönem başkanlığını üstlenen İsveç, AB’nin Ukrayna’ya ekonomik ve askeri desteğinin devamı ve bu ülkenin AB üyeliğine yaklaşması için gerekli reform desteğinin verilmesini önceleyecek.
1 Temmuz 2023’e kadar başkanlığı yürütecek olan İsveç, bu dönemde öncelik vereceği başlıkları belirledi. İsveç dönem başkanlığı tarafından hazırlanan belgelere göre, bu başlıklar güvenlik, rekabetçilik, çevre ve enerji dönüşümü, demokratik değerler ve hukukun üstünlüğü olacak.
Sözcü’nün aktardığına göre güvenlik başlığında İsveç önceliği Rusya ile savaşı devam eden Ukrayna’ya askeri ve ekonomik desteğin sürdürülmesine verecek. İsveç, Ukrayna’nın AB üyelik sürecinin de desteklenmesi, ayrıca ülkenin yeniden inşası için daha fazla adım atılması gerektiğini savunuyor. Ayrıca, Avrupa’nın güvenliği için hem Avrupa ülkeleri arasında konsensüs sağlanmasını hem de ortaklarla yakın işbirliğini vurgulayacak olan İsveç dönem başkanlığı, sınır ötesi organize suçlarla mücadelenin de altını çizecek.
DOĞU AKDENİZ VE TÜRKİYE
Dış politikada İsveç dönem başkanlığının önceliği Rusya olacak. AB’nin kendi çevresindeki diğer gelişmelerin de Birlik açısından hayati önem taşıdığını vurgulayan İsveç, ilgili ülkelerle daha yakın temasları artırmak istiyor. Balkanlar’daki güvenlik durumunun önemine dikkati çeken İsveç, Doğu Akdeniz’de istikrar ve güvenliğin AB’nin stratejik çıkarına olduğunu belirtiyor. İsveç, aynı şekilde Türkiye ile işbirliğine ve karşılıklı çıkara dayalı ilişkilerin de AB’nin stratejik çıkarları bakımından önem taşıdığını düşünüyor.
ABD ile transatlantik bağların güçlü tutulmasını savunan İsveç hükumeti, bir yandan da Amerikan yönetiminin Avrupa ülkelerini olumsuz etkileyebilecek korumacı ekonomik kararlarının getirdiği ortamda ekonomi politikalarına yön vermeye çalışacak. İsveç hükumeti ayrıca çevre ve enerji dönüşümü başlığında da kısa vadede enerji fiyatlarının düşürülmesini, uzun vadede enerji piyasası reformu yapılmasını amaçlıyor.
TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİNDE İLERLEME BEKLENMİYOR
İsveç’in dönem başkanlığında ve AB’nin genel gündeminde Türkiye katılım müzakereleri perspektifiyle yer almıyor. BBC’ye göre bunun iki temel nedeni Türkiye’de yaklaşan seçimler ve mevcut hükumetin son dönemde giderek artan şekilde demokratik değerlerden uzaklaşması gerekçesiyle katılım müzakerelerinin durma noktasına gelmesi olarak gösteriliyor. Ayrıca 2019 ve 2020 senelerinde yaşanan ağır Doğu Akdeniz bunalımı kapsamında alınan AB Konseyi kararları, Türkiye ile yüksek düzeyli siyasi diyalog mekanizmalarını da engelliyor. Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti de AB’nin Türkiye ile enerji, güvenlik gibi önemli alanlarda işbirliği yapma girişimlerini veto etmeye devam ediyorlar.
Bu nedenlerle İsveç’in dönem başkanlığı sırasında Türkiye-AB ilişkilerinde bir ilerleme beklenmiyor. Buna karşın Ankara’nın NATO üyeliği müzakeresi yürüttüğü Stockholm’den AB Dönem Başkanı sıfatıyla beklentileri var. Ankara’da yapılan değerlendirmeler, özellikle yeni İsveç hükumeti ile son dönemde artan temas ve işbirliğinin AB-Türkiye ilişkilerine olumlu yansımaları olabileceğine işaret ediyor. Bu süreçte Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımlarını Meclis’te onaylayıp onaylamayacağı önemli bir etken olarak değerlendiriliyor.