BOLD – Necip Hablemitoğlu cinayetinde azmettirici olduğu iddiası ile yargılanan eski istihbaratçı Enver Altaylı, davaya “siyasi saiklerle” monte edildiğini belirterek, Çin ve Rusya’nın Türkiye’nin Orta Asya Türk cumhuriyetleri üzerindeki etkisini kırmak için yıllarca istihbarat faaliyetinde bulunduğunu, kendisinin de bu durumu deşifre ettiği için hedef olduğunu savundu ve Doğu Perinçek’i işaret etti.
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun 21 yıl önce öldürülmesine dair yürütülen davanın yeni duruşması Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, tutuklu sanık eski askerler Levent Göktaş, Fikret Emek, Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Nuri Gökhan Bozkır, eski istihbaratçı Enver Altaylı, Aydın Köstem ve tutuksuz sanık Mehmet Narin katıldı.
Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu ve kızları da mahkeme salonunda hazır bulundu. Duruşmada, cinayetin azmettiricisi olduğunu ileri sürülen eski istihbaratçı Enver Altaylı savunmasına başladı. Altaylı, 79 yaşında yorgun ve hasta olduğunu belirterek, haksız ve hukuksuz şekilde bu dosyada tutuklu yargılandığını savundu.
SAVCI BENİ ÖPEREK UĞURLADI
Gazeteci Müyesser Yıldız’ın kendi internet sitesindeki haberine göre; savunmasının başında, ilk celsede suçunu öğrenmek istemesini, “davayı uzatma amaçlı psikolojik harp” olarak nitelendiren Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın’a tepki gösteren Altaylı, “Avukat Bey cezaevini çok matah mı sanıyor? 5 yıldır hapisteyim. 79 yaşındayım, kaç gün yaşayacağım belli değil. Davayı uzatmadan ne menfaatim olabilir?” dedi.
Ülkenin geçtiği süreçte mahkemeden adalet beklemediğini ve bu davaya siyasi malzeme olarak monte edildiğini belirten Altaylı savunmasına şöyle devam etti: “5 yıl hücrede tutuldum. Siyasi malzeme olarak bu davaya dahil edildim. Bu metne ‘iddianame’ demek doğru değildir. Savcının hayal gücünü test ettiği bir metindir. Hablemitoğlu’nun katledilmesine ilişkin hiçbir bilgim yoktur. Halil Şıvgın, 2016’da benimle ilgili birtakım beyanlarda bulunmuştur. O dönem Almanya’daydım. Soruşturmayı yürüten başsavcıvekilini aradım. Frankfurt’tan gelip ifade verdim. Bu meselelerle ilgili donanımlı biri olduğumu anladığı için benimle 2,5 saat konuştu, notlar aldı. Gelmeyebilirdim. Alman vatandaşıyım, dünyanın her tarafında dostlarım var, onların yanına gidebilirdim. Zihni Çakır, Halil Şıvgın ve Nizamettin Avşar’ın hakkımdaki beyanları yalandır. Bu kişilerin burada tanık olarak dinleneceği günü sabırsızlıkla bekliyorum. Bu cinayetle ilgili adım ilk çıktığında yurtdışından gelip dönemin savcısına ifade verdim. Hangi cani, ismi geçtikten sonra gelir de ifade verir? Savcı beni öperek uğurladı. Bu cinayetten bilgim, en ufak katkım varsa Allah’ın laneti tüm ailemin üzerine olsun. Bu çok çirkin, alçakça, terbiyesiz bir iftiradır.”
SAVUNMA YAPARKEN SALONU DUMAN KAPLADI
Duruşmaya tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevi’nden SEGBİS’le bağlanan Altaylı savunmasını yaparken mahkeme salonunu yanık kokusu kapladı. Mahkeme başkanının ne olduğunu sorması üzerine bina boşluğunda kâğıt yandığı bilgisi verildi.
Bir süre sonra salonu duman kaplayınca duruşmaya 15 dakika ara verildi.
DOĞU PERİNÇEK’İ İŞARET ETTİ
Altaylı, mahkemeden adalet beklemediğini, adil bir karar çıkacağına inanmadığını söyledi. Verilen aranın ardından savunmasına devam eden Altaylı, bu davaya monte edildiğini tekrarlarken, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Vatan Partisi yöneticisi Nusret Senem isimlerini işaret edip, tutuklu olduğu diğer davada verilen cezanın bozulması ihtimali belirince adının bu davaya karıştırıldığını ve tutuklandığını öne sürdü.
ÇİN VE RUSYA’NIN ÇALIŞMALARINI DEŞİFRE ETTİĞİM İÇİN HEDEF OLDUM
İddianamede, “cinayete azmettirme” suçundan cezalandırılmasının talep edildiğini hatırlatan Altaylı, “İddianameye bakıldığında, ne zaman, nerede Levent Göktaş’ı azmettirdiğim anlaşılmıyor. Levent Göktaş ve Aydın Köstem’i nerede ne zaman hangi fiilim ile azmettirmişim belli değil.” ifadelerini kullandı.
Uzun yıllar Türk istihbarat birimleri içerisinde görev aldığını aktaran Altaylı, Çin ve Rus istihbarat teşkilatlarının Türkiye ve Orta Asya’daki Türk cumhuriyetleri üzerine çalışma yöntemlerini anlattı. Altaylı, Çin ve Rusya’nın Türkiye’nin Orta Asya Türk cumhuriyetleri üzerindeki etkisini kırmak için yıllarca istihbarat faaliyetinde bulunduğunu, kendisinin de bu durumu deşifre ettiği için hedef olduğunu savundu.
Sonrasında Rusya ve Çin istihbaratlarının çalışma yöntemlerini anlatan Altaylı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunların fiiliyatta Türkiye’de nasıl uygulandığını biliyorum. Bilmesi gerekenler de benim bildiğimi biliyor. Bunun için MİT’te bana bir yemek verildi. Müsteşar ve yardımcıları katılacaktı. İşi çıktığı için Müsteşar gelemedi; ama yardımcılarına 3 saat bu istihbarat faaliyetlerini anlattım, Doğu Perinçek örneğini verdim. Cemaatlerle nasıl mücadele edilir, bunu konuştum. Beni kapıya kadar, boynuma sarılarak uğurladılar. Bir şey daha söyledim; ‘Arkadaşlar, 15 Temmuz’da neredeydiniz?’ diye sordum. Tabii bunlar tutanaklara geçmiştir.”