BOLD – İsrail’de çok sayıda kişi dün sokaklara inerek Başbakan Benjamin Netanyahu hükümetinin meclisten geçirmek istediği yargı reformunu protesto etti. Ülkede yargı reformu etrafında dönen tartışmalar, bazı açılardan Türkiye’yi de andırıyor.
İsrail’de koalisyon hükümetinin başında, ülkenin en uzun süreli Başbakanlık yapmış ismi olan Benjamin Netanyahu bulunuyor. Netanyahu’nun koalisyon ortaklarını ise ülkenin aşırı milliyetçi partileri oluşturuyor.
Netanyahu hükümeti, vatandaşlar ve muhalefet tarafından haftalardır eleştiriliyor. Eleştirilerin odağında ise hükümetin getirmek istediği yargı reformu bulunuyor.
YARGI REFORMUYLA YARGIÇLARI HÜKÜMET BELİRLEYECEK
Söz konusu yargı reformu, İsrail’in bu yeni milliyetçi ve “dinci” koalisyon hükümetinin en önemli hedeflerinden biri. Değişiklikle birlikte atanacak yargıçların kontrolü hükümete bırakılırken, Yüksek Mahkeme’nin de yürütme ve yasalar üzerindeki yetkisi azaltılıyor.
Protestocular bu değişikliğin denge ve denetleme mekanizmalarını bozacağını ve yargı reformuyla anayasası veya senatosu olmayan ülkede her şeyin iktidarın kontrolüne geçeceğini savunuyor.
ORBAN’A GÖNDERME YAPTILAR: İSRAİL, MACARİSTAN DEĞİLDİR
Bu yüzden tasarıya karşı haftalardır protestolar düzenleniyor. Dün sokağa inen göstericilerden bazıları, demokratik kurumlara ve yargı bağımsızlığına zarar vermekle suçlanan Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a atıfla “İsrail Macaristan değil” sloganları attı. Göstericiler birkaç gün önce de üzerinde Orban ve Natanyahu ile birlikte Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran dini lideri Ali Hamaney ve AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın resminin olduğu dev bir pankart açtılar. Göstericilere göre Netanyahu’nun “pankarttaki diğer liderlerden farkı yok ve onlara benzeme yolunda ilerliyor.”
Anketler hükümetin planlarının halk tarafından desteklenmediğini ve toplumun çoğunun bir uzlaşı bulunması gerektiğine inandığını gösteriyor. Yolsuzluktan yargılanmaya devam eden Başbakan Netanyahu ise aksine, bunun ekonomiyi büyüteceğini savunuyor.
POLİSTEN SERT MÜDAHALE
Haftalardır süren protestolarda dün ise tansiyon biraz daha yükseldi. Çok sayıda kişi, hükümetin yargı reformuna karşı sokaklara çıktı ve protesto gösterisi düzenledi. Protestocular yolları ve demiryollarını keserken polisler göz yaşartıcı gaz ve basınçlı su kullandı. Bazı polislerin gözaltına aldıkları bir protestocunun boynuna dizleriyle bastırdıkları kameralara yansıdı. Tel Aviv’den gelen görüntülerde at sırtındaki polislerin protestocuları yerde sürüklediği görüldü.
Üstelik bu gösteriler sırasında Başbakan Netanyahu’nun eşi Sara Netanyahu, Tel Aviv’de bir kuaförde mahsur kaldı. Sara Netanyahu, muhalefet partilerinin protestoculara çağrı yapması ve polisin takviye güç göndermesi sayesinde kuaförden ancak çıkabildi. İsrail kamuoyunun yakından tanıdığı Sara Netanyahu, eşinin yargılandığı yolsuzluk davaları kapsamında, “pahalı hediyeler” dosyasında iş adamlarından on binlerce dolarlık hediye aldığı iddiasıyla da gündeme gelmişti. Netanyahu’nun yolsuzlukla yargılandığı dava halen devam ediyor.
PROTESTOCULARI ANARŞİSTLERE BENZETTİ
Başbakan Netanyahu, eşi henüz kuafördeyken sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Anarşistler (Yair) Lapid’in liderliğinde kırmızı çizgileri aşmaya devam ediyor. Şu anda karım Sara’yı tehdit ve taciz ediyorlar. Lapid ve muhalefete bunu derhal durdurmaları ve bu emsalsiz utanç verici durumu sonlandırmaları çağrısı yapıyorum” ifadesini kullandı.
Gerginliğin tırmanması, hükümet kanadından da sert tepkilere yol açtı. İsrailli bakanlar ise protestocuların “anarşist” olduğunu öne sürdü. Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ise “Polisler kendilerine taş atılırken fazlasıyla sabırlı davrandı” dedi.
Netanyahu, ulusa sesleniş konuşmasında da protesto hakkının ülkeyi anarşi ve kaosa sürükleme anlamına gelmeyeceğini dile getirerek egemen bir ülkenin anarşiye hoşgörü gösteremeyeceğini belirtti. Hükümet karşıtı protestocuların ‘çizgiyi aştığını’ savunan Netanyahu şunları söyledi: “Kırmızı çizgi şu ki şiddet ve anarşi yasaktır. Huvvara’da iki kardeşin öldürülmesi üzerine kanunu çiğneyenlere şunu söyledim: ‘Herkesin kendine uygun gördüğünü yapmasına izin vermeyeceğiz’. Şiddeti, polisi tehdit etmeyi, anayolları kapatmayı, kamu görevlilerini ve ailelerini tehdit etmeyi kabul edemeyiz. Kanunları çiğnemeye ve şiddete ne Tel Aviv’de ne de Huvvara’da müsade etmeyeceğiz.”
MUHALEFETTEN “BUNLAR İYİ İNSANLAR” TEPKİSİ
Ana muhalefet lideri Gelecek Var Partisi Başkanı Yair Lapid, Netanyahu’nun protestoları Huvvara’daki saldırılara benzetmesini ‘kışkırtıcı, zayıf ve tehlikeli bir adamın korkunç açıklaması’ diye eleştirdi. Huvvara’da saldırılarını ‘teröristlerin pogromu’ diye niteleyen Lapid, “Netanyahu bunları nasıl protesto gösterisi yapmak için sokağa inen elit İsrail ordusu askerleri, pilotlar, gaziler, doktorlar, hemşireler ve öğrencilerle kıyaslar. Bunlar ülkenin en iyi insanları” dedi.
BBC’ye göre İsrail’in üst düzey askeri istihbarat biriminden emekli olan bir grup da bu tasarıya karşı protestolara katılıyor. Protestolara katılan bir emekli istihbaratçının sözleri, durumu biraz da özetler nitelikte: “Bu çok sıra dışı bir durum. Bu tip konularda genellikle tarafsız kalma eğiliminde oluruz ama bu sıradan bir siyasi tartışmanın çok ötesinde. Bu dramatik bir değişim. Demokrasimizin temel prensiplerinin tamamen yıkılmasından endişe ediyoruz. Bu yasa kabul edilirse yedek askerlik görevlerimizi yapmayacağız.”
Ülkede bilişim, yargı ve bankacılık sektörlerinden çalışanlar da yargı reformunun ekonomi dahil olmak üzere ülkeye olumsuz etkileri olacağı uyarısında bulunuyor.