BOLD – HDP’nin cezaevinde olan eski eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, geçtiğimiz günlerde DEM Parti ile AKP arasında bir görüşme trafiği var mı tartışmalarına yönelik “Var mı bilmiyorum. Ama eğer yoksa bu, iki parti için de büyük bir eksikliktir. DEM Parti özgüvenle hareket etmeli, iktidar partisi dahil ana muhalefet ve diğer tüm partilerle görüşebiliyorsa görüşmeli, ilkeler çerçevesinde ve demokrasinin gelişimi için uzlaşabiliyorsa uzlaşmalıdır” demişti.
“KÜRT SORUNUN ÇÖZÜMÜNDE MUHATAP ERDOĞAN’DIR”
Demirtaş bunun üzerine Diyarbakır’daki Barış Konferansı’na gönderdiği mesajda net olarak “Kürt sorununun çözümünde muhatap Sayın Erdoğan’dır” ifadesini kullanmıştı. Demirtaş’ın bu açıklamaları bir süredir “Yeni bir çözüm süreci mi başlıyor?” tartışmalarını alevlendirdi.
“YENİ ÇÖZÜM SÜRECİ İÇİN KENDİMİZİ SAKINMAYIZ”
Demirtaş’la beraber eşbaşkanlık yapan ve aynı süreçte tutuklanan Figen Yüksekdağ da cezaevinden “AKP ile yeni bir çözüm süreci için kendimizi sakınmayız” mesajını gönderdi.
Figen Yüksekdağ, “Bugün Selahattin Demirtaş, ben, Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel ve Ayla Akat gibi siyasetçiler çözüm sürecindeki rolümüzden dolayı yargılanıyoruz. Buna rağmen yeni bir çözüm ve barış iradesinin geliştirilmesi için hiçbirimiz kendimizi sakınmayız” dedi.
Artı Gerçek‘ten İrfan Aktan’ın sorularını yanıtlayan Figen Yüksekdağ, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Aktan, Yüksekdağ’a “Selahattin Demirtaş geçtiğimiz günlerde İstanbul seçimleri bağlamında basınla paylaştığı beyanatta, “DEM Parti iktidar partisi dahil ana muhalefet ve diğer tüm partilerle görüşebiliyorsa görüşmeli, ilkeler çerçevesinde ve demokrasinin gelişimi için uzlaşabiliyorsa uzlaşmalıdır” demişti. Demirtaş’ın bu yaklaşımına dair sizin değerlendirmeniz ne yönde? Sizce AKP ve DEM Parti’nin ilkeler çerçevesinde ve “demokrasinin gelişimi için” uzlaşması, yani yeni bir çözüm süreci söz konusu mu?” sorusunu yöneltti.
“1 NİSAN SONRASI”
“Bugünün avantajı şu; geçmişteki gibi sıfırdan ya da sınırlı deneyimle başlanmaz. Bugün bizim açımızdan yerel seçim çalışmaları ve toplumun siyasete katılım kanallarının açılması, demokratik çözüm iradesinin geliştirilmesi bağlamında önemlidir. Kayyım darbesine son vermek ve kazanılmış mevzilerimizi korumak bakımından da bu demokratik iradenin kitleselleşmesi ve hareketli kılınması ihtiyaçtır. Yani 1 Nisan sonrası için yerel seçim sathını iyi bir başlangıç olarak değerlendirmeliyiz. Politik mücadelenin anlık, taktik basınçlardan sıyrılacağı, yeni kazanımlara basarak yükseleceği süreç ise asıl olarak 1 Nisan sonrasıdır.”