İspanya iç savaşını küçük bir çocuğun gözünden okuyan film, faşizmle bir çocuğun hayal dünyası üzerinden başa çıkmasının hikayesi.
Artık büyük bütçeli film yönetmeni kategorisinde sayılan Guillermo del Toro en çarpıcı iki filmine 2006 (Pan’ın Labirenti) ve 2007’de (Yetimhane) imza attı. İkisi de “çocuk” eksenli olan filmler içinde “Pan’ın Labirenti” bir adım öne çıkıyor.
SAVAŞ VE ÇOCUKLAR
İspanya İç Savaşı’na küçük Ofelia’nın gözünden bakan filmi birçok farklı düzlemde okumak mümkün. Devrim, faşizm, cinsiyetçilik… Savaşın çocukların iç dünyası üzerinde bıraktığı tesiri bu kadar iyi anlatan eser azdır.
Tarsem Singh’in aynı tarihi taşıyan filmi The Fall’da da zor zamanlar geçiren bir çocuğun (Alexandria) hayal dünyasına konuk .
ÇOCUKLUĞUN YIKILAN DÜNYASI
The Fall’daki Alexandria’nın renkli dünyasının aksine Pan’ın Labirenti’ndeki Ofelia’nın hayalleri tam anlamıyla korkutucudur. Bu dünyanın büyülü krallığı bile yer altındadır.
Del Toro’nun devrim, mücadele, faşizm, ihanet vb birçok kavramı bir çocuk üzerinden anlatması acımasızca ve bu yüzden çok da sarsıcı. Ofelia ve içinde bulunduğu ortamın oluşturduğu güçlü tezat çocuklarımıza ne yaptığımızı bir tokat gibi suratımıza çarpıyor.
Savaş çığırtkanlığı yapmadan önce bunun çocuklara ne yapacağını düşünmek lazım. Kimin çocuğu olduğuna aldırmaksızın…