Politika
Leyla Güven açlık grevinin 98’inci gününde hastaneye kaldırıldı


Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven, açlık grevi eyleminin 98’inci gününde fenalaşarak hastaneye kaldırıldı.
Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle 98 gündür açlık grevinde bulunan Leyla Güven, bir süre önce cezaevinden tahliye edilmiş, açlık grevini evinde sürdürmeye devam etmişti.
BARIŞ HEYETİ GÖRÜŞMESİNİN ARDINDAN FENALAŞTI
Önceki günlerde HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ile görüşen Uluslararası Barış heyeti üyeleri bugün Leyla Güven’i evinde ziyaret etti.
Delegasyon üyeleri, ziyaretin ardından sitenin bahçesinde açıklama yapacağı sırada Güven’in fenalaştığı belirtildi. Göğüs ağrılarının olduğu belirtilen Güven sağlık ekipleri tarafından Şanlıurfa yolu üzerindeki özel bir hastaneye kaldırıldı.
İZLANDA İÇİŞLERİ VE ADALET ESKİ BAKANI DA VAR
Heyette eski İzlanda İçişleri ve Adalet Bakanı Ögmundur Jónasson, Britanya Taşımacılık Sendikası TSSA Genel Sekreteri Manuel Cortes, Arjantinli İnsan Hakları aktivisti, ekonomist ve akademisyen Beverly Ann Keene, İngiltereli sendika hukukçusu Paul Scholey, yazar, film direktörü ve aktör Maxine Peake, Edinburg Üniversitesinden Connor Hayes, Britanya UNITE Sendikası Genel Sekreter Yardımcısı Tony Burke gibi isimler yer alıyor.
ENDİŞEMİZ TÜRKİYE’DE KÖTÜYE GİDEN İNSAN HAKLARI
Eski İzlanda İçişleri ve Adalet Bakanı Ögmundur Jónasson, HDP Genel Merkezini ziyaretin ardından “Arjantin, İzlanda, Amerika ve İngiltere’den gelen bir grubuz. Hepimizin endişesi ortak. Bu da Türkiye’deki kötüye giden insan hakları. Aynı zamanda bir ortak noktamız da adaletin sağlanması için kararlılığımız.” açıklaması yapmıştı.
Bunlar da ilgini çekebilir
“HDP kapatılmalı” çağrısı önemsenmeyen Devlet Bahçeli süreci kendisi başlatacak
Bahçeli’den “Sözde Cumhurbaşkanı” yorumu: Kılıçadaroğlu makus sondan kurtulamayacak
Koronavirüsten bugün de 186 kişi hayatını kaybetti
Türkiye’nin en önemli koronavirüs uzmanına bakanlıktan veto
Cumhur İttifakı anlaştı: HDP’de ilk hedef hazine yardımını kesme, sonra kapatma davası
Pervin Buldan: Roboski dosyası yenide açılmak zorunda



Evinin önünde silahlı sopalı saldırıya uğrayan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, hastanede tedavisi sürerken açıklama yaptı. “Selçuk Özdağ ancak öldürülürse susar” dedi.
BOLD – Selçuk Özdağ, tedavi gördüğü hastaneden telefonla KRT canlı yayınına bağlandı. Kendisine yönelik saldırıyla ilgili detayları aktaran Özdağ, “Sayın Cumhurbaşkanı ve Bahçeli’ye sesleniyorum; korkmuyorum, susmayacağım. O gençlere sesleniyorum, kendinizi kullandırmayın. Selçuk Özdağ ancak öldürülürse susar” ifadelerini kullandı. İşte Özdağ’ın açıklaması:
- Ben Ülkü Ocakları Başkanlığı’nda yıllarca hizmet ettim. Burası orman kanunlarının olduğu Türkiye olmayacak.
- Bu devam ederse Türkiye için kötü olur. Bundan sonra farklı şeyler söyleyeceğim.
- Arkadan saldırdılar, yumruklaştık. Silah doğrulttular. Şoförüm silahla çıkınca korkup kaçtılar.
- Bunlar Türkiye’de iktidarda kalırsa herkese küfür etmeye devam edecekler.
- Bahçeli’ye sorular sormuştum, MHP yandaşları bana hakaretlerde bulundular.
- Bahçeli istediğini söyleyecek; biz sorular sorduğumuz zaman bize sopalarla, silahlarla, saldıracaklar.
- Bu bir hukuk reformu… Doğru hukuk reformu yapacaklar.
- Ben buradan bunlara oy verenlere sesleniyorum. Dikişler var, elim kırık. Bunlarla boğuşmaktan. Boğuşmamış olsam, biz silahımızı çekmesek ateş etmesek belki de ölmüştüm.
- Susmayacağım, korkmayacağım. Gençleri de kimse kullanmasın, gençler kullandırtmayın kendinizi. Ben soru sordum ’17-25 Aralık Bahçeli için ne ifade ediyor?’ dedim.
- Selçuk Özdağ susmaz, Selçuk Özdağ ancak öldürürlerse susar.
- Aziz millete sesleniyorum, bunların hukuk reformu bu. Kendilerini eleştirenleri susturmanın yolu silah, sopa, hakaret, küfür…
- Bunları yapıyorlar. Ben 3 dönem milletvekilliği yaptım. Ben 5 sene ülkü ocaklarında çalıştım, 7 sene idamla yargılandım, Muhsin Yazıcıoğlu’nun yardımcılığını yaptım.
- Bu saldırı demokrasi ayıbıdır. Türkiye’yi zorbalar ülkesi yapmayacağız. Burası orman kanunlarının geçerli olduğu bir ülke olmayacak.
- Sayın Cumhurbaşkanı bu failleri bulun.
- Ben hayatım boyunca hiçbir zaman korkmadım. Kenan Evren’den de korkmadım. Konuşmaya da devam edeceğim. Farklı şeyler de söyleyeceğim.
- Arabaya biniyordum, bana arkadan saldırdılar.
- Onlarla boğuşmaya, yumruklaşmaya başladım. Bana hiçbir şey söylemediler.
- İki kişi bana silah doğrultmuştu. Şoförüme de silah doğrultmuştu. Şoförüm silahla ateş etmeye başlayınca korktular ve çekildiler.
- Milletimi uyandırmak istiyorum, uyarmak istiyorum. Aziz milletim uyanın.


AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, S-400 alımı nedeniyle F-35 programından çıkarılan Türkiye’nin söz konusu savaş uçakları için çok ciddi ödemeler yaptığı halde hala uçakları teslim alamadığını söyledi. Erdoğan, “NATO’da birlikte olduğumuz ülkelerin bize yön vermesini asla kabul edemeyiz” dedi.
BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cuma cuma namazı çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı ve Türkiye’nin ABD ile AB ilişkileri konusunda açıklamalar yaptı.
ABD’nin seçilmiş Başkanı Biden’ın görevi devraldıktan sonra S-400 konusunun çözüme kavuşturulacağını umduğunu dile getiren Erdoğan şunları söyledi: “Çok ciddi bir parayı ödediğimiz halde F-35’ler ne yazık ki hala verilmedi. Bu tabii bizim uluslararası diplomaside Amerika’nın bir müttefik ülke olarak bize yaptığı çok ciddi bir yanlıştır. Temenni ederim ki Sayın Biden’ın görevi üstlenmesiyle birlikte görüşmelerimizi yaptıktan sonra, çok daha olumlu adımları atar ve bunları da yoluna koyarız… Biz bir defa kendi savunma noktasındaki adımlarımızı bir yerlerden izin alarak yapamayız. Biz bir NATO ülkesiyiz. NATO ülkesi olarak da NATO’da birlikte olduğumuz ülkelerin bize yön vermesini asla kabul edemeyiz…. Savunma sanayisi konusunda atacağımız adımları hiçbir ülke belirleyemez. Bu tamamıyla bizim alacağımız karara bağlıdır” dedi.
Erdoğan, AB ile ilişkilerle ilgili soruyu yanıtlarken, “Bugüne kadar AB bize verdiği sözleri hiç tutmadı. Şimdi yeni bir sürecin içerisindeyiz” diye konuştu.



Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, evinin önünde saldırıya uğradı. Saldırganların silahlı ve sopalı olduğu bildirildi. Özdağ’ın çok kan kaybettiği belirtildi.
BOLD – Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selim Temurci, Twitter hesabında Selçuk Özdağ’a yönelik saldırı düzenlendiğini duyurdu. Selim Temurci, “Genel Başkan Yardımcımız Selçuk Özdağ abimize evinin önünde silahlı ve sopalı saldırıda bulunulmuştur” dedi. Temurci, “Bu aşağılık saldırıyı şiddetle kınıyor, suçluların bir an önce yakalanarak adaletin önüne çıkarılmasını bekliyoruz. Korkaklarla ve alçaklarla mücadelemiz kesintisiz sürecektir” ifadelerini kullandı. Halk TV’ye konuşan Temurci, “Çok kan kaybettiğini söyledi, şu anda hastanede tedavisi devam ediyor” dedi.
MHP’Lİ YALÇIN HEDEF GÖSTERDİ
Selçuk Özdağ, kısa süre önce kişisel Twitter hesabından MHP hakkında açıklamalarda bulunmuştu. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın ise açıklamaları ardından Özdağ hakkında sert ifadeler kullanıştı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, 13 Ocak tarihinde Twitter hesabından yaptığı açıklamalar şöyle:
- Selçuk Özdağ adında bir siyaset bukalemunu, son sığındığı kapı halktan itibar görmeyince, çareyi milletimizin sevgiyle kucakladığı MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli ve teveccühünü esirgemediği partimize çatarak gündeme gelmekte bulmuş.
- Bu Selçuk Özdağ ne tür bir âdemdir, biraz analiz edelim. Kendisi hasbelkader MHP ve Ülkücü camiada başladığı siyasi hayatına BBP ve Ak Parti ile devam etmiş; ardından İYİ Partili olmuş, son olarak da Gelecek Partisi kurucular kuruluna girmiştir.
- Ülkücülük; mensubiyet şuuru ve aidiyet hissi gerektiren, siyasi, ideolojik, kültürel ve sosyolojik bir kimliktir. Eğer bir insanın ruhu, seciyesi ve bozuk iskeleti Ülkücü olmanın gerektirdiği vakar ve ağırlığı kaldıramıyorsa Ülkücü olarak kalması zordur.
- Ülkücülüğün üzerine tarihin, coğrafyanın ve milletin yüklediği ağır görevler; bazı zayıf omuzların çökmesine ve sefil karakterlerin ezilmesine yol açmaktadır.
- Dayanma gücü, cesaret, sebat ve iman gerektiren Ülkücü kimlik üzerlerine on numara bol gelen “yük elinden katı şikeste vü zâr” tipler, Ülkücü vasfında tutunamayarak derhal kaplarına uygun kimliklere kaçış yapmaktadır.
- Ülkücülük kalın geldiği için taşıyabilecekleri daha kolay yükler arayan bu gibi gevşekler; siyaset tarihimizde dönek, hain, oportünist, revizyonist, bukalemun, satılmış, satıcı gibi sıfatlarla alınmaktadır.
- S. Özdağ da Ülkücülükte tutunamadığı, Ülkücü kalamadığı için sicilli dönekler ve bukalemunlar zümresinin ilk sıralarına adını yazdırmıştır.
- Bu gibiler, siyasetin de toplumun da yüz karası tiplerdir. Kapı kapı gezdikleri, parti parti dolaşıp bir kararda duramadıkları, her kaba girdikleri için de kimse onları inandırıcı bulmamaktadır.
- Bir siyasetçinin inandırıcılığı, geçmişte sergilediği siyasi tavrın değişip değişmemesine değil; ait olduğu camiaya mensubiyetindeki sağlamlığa, bağlı bulunduğu siyasi partideki istikrar ve samimiyetine bağlıdır.
- Partilerin de dönemsel siyasi tavırları değişebilir, ancak ilkeleri ve temel hedefleri değişmez. MHP gibi kendini milletine adamış bir partinin ana gayesi, milletin bekasıdır. Bu uğurda öteki partilere karşı tavır değişikliğine gidilmesi, yaklaşımların gözden geçirilmesi mümkündür
- MHP’nin bulunduğu ideolojik çizgi ve dayandığı siyasi zeminse istikrarlı ve değişmezdir. Bunun içindir ki “Ülkücü MHP’de olur!”. S. Özdağ gibi her kaba girebilen “mayi tabiatlı” politikacıların mayasında cıvıklık, ülke ve millete kendini adamakta atalet ve uyuşukluk vardır.
- S. Özdağ gibiler, memleketin gerçeklerine göre değil; kendi çıkar ve keyiflerine göre tavır alırlar. Bu hususta da her türlü Makyavelizm’i sergilemekten imtina etmezler.
- Bu gibi gevşeklerin ne menem tipler olduklarını anlamak için çıktıkları siyasi yolculukta yaşadıkları acı ve sefil sergüzeşte bakmak kâfidir. Fransa tarihinde Talleyrand adında eşine ender rastlanır bir siyasi dönek ve bukalemun vardır.
- Talleyrand, papazlıkla başladığı siyasi yolculuğunda önce mesleğine ihanet etmiştir. Fransız İhtilalinde ihtilalci olmuş; Direktuvar, Konsüllük ve İmparatorluk dönemlerinin dışişleri bakanlıklarını yürütmüştür.
- Siyasi hayatının son döneminde de kralcı kesilip murahhaslık, elçilik yapan Talleyrand; kendisini satın alanların hepsini satarak her devirde gemisini yürütmüştür. Talleyrand kılıklı politikacı taslaklarının son örneklerinden biri de işte bu S. Özdağ müptezelidir.
Özdağ, bugün de MHP’nin gazetesi Türkgün’de hedef alındı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başdanışmanı Yıldıray Çiçek, bugünkü köşesinde Özdağ’a sert ifadelerle yanıt verdi.


Yazıcıoğlu suikastını kim karartıyor?


Cezaevlerinde geçen yıl bin 855 kişi 3 bin 534 kez işkence gördü


AKP’li Belediye Meclisi Üyesi Kovid-19 aşısını hangi sıfatla yaptırdı?
Popular
- Gündem1 gün önce
Kerime öğretmenin çığlığı: Ruhen ve bedenen iflasın eşiğine geldim
- Gündem2 gün önce
Erdoğan’ı aşılayan doktorun İmamoğlu’na benzerliği sosyal medyayı salladı
- Gündem2 gün önce
Teşkilata 30 bin Pfizer gelmiş diyorlar ne iş
- Gündem2 gün önce
Kültürhane’nin mimarı Barış Akademisyenleri’nden ‘ufka bakma durağı’
- Gündem22 saat önce
3 gündür Emniyet’te tutulan hamile kadının gözaltı süresi 4 gün uzatıldı
- Gündem1 gün önce
Bedelli Tuğgeneral Gültekin Yıldız: Askerliğimi fazlasıyla yaptım!
- BOLD ÖZEL18 saat önce
20 yıllık AKP iktidarının utancı: Yoksulluk intiharları!
- Ekonomi2 gün önce
Merkez Bankası’nın kara günleri: Son 7 yılda sadece 2 kere artıda kalabildi