Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM), 2018 yılında düşünce ve ifade özgürlüğünden en fazla mahkum olan ülkeler arasında ilk sırayı aldı.
BOLD – AİHM’in 2018 adli yılı verilerine göre, Türkiye’nin 40 davada, ifade ve düşünce özgürlüğünün korunmasıyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. maddesini ihlal ettiğine hükmedildi. Türkiye’nin ardından ise Rusya 14 mahkumiyet kararıyla ikinci sırayı aldı.
AİHS’nin adil yargılama hakkıyla ilgili ise Rusya 68 mahkumiyetle ilk sırada yer alırken, Türkiye 53 mahkumiyetle Rusya’yı takip etti.
Rusya, geçen yıl 238 davada AİHS’nin en az bir maddesinden mahkum olarak, ihlalde birinci oldu. Türkiye ise 140 davada AİHS’nin en az bir maddesinden ihlal kararı alarak Moskova’nın ardından yine ikinci sırada geldi. Türkiye’yi 86 mahkumiyetle Ukrayna izledi.
Türkiye, taraf olduğu 1954’ten tarihten bu yana AİHS’yi en fazla ihlal eden ülke oldu. Rusya ise 1959 ve 2018 yılları değerlendirildiğinde Strasbourg mahkemesinde en fazla mahkum olan ülke oldu. Türkiye ise AİHS’ne taraf olduğu 1990’lı yıllardan itibaren ihlalde ilk sırayı aldı.
3 BİN 128 DAVADA TÜRKİYE’YE İHLAL KARARI
AİHM’in tarihinde şu ana kadar toplam 3 bin 128 davada en az bir maddeden Türkiye aleyhine ihlal kararı çıktı. Rusya için 2 bin 365, İtalya için 1830, Ukrayna için 1274 davada en az bir ihlal kararı çıktı.
TÜRKİYE’DEN AİHM’E 7 BİN 500 BAŞVURU VAR
AİHM’de karar için bekleyen davalarda 11 bin 750 başvuruyla yine Rusya ilk sırada yer alırken, Romanya 8 bin 500 başvuruyla ikinci sırada, Ukrayna 7 bin 250 başvuruyla üçüncü sırada 7 bin 100 başvuruyla Türkiye dördüncü sırada geliyor.
TÜRKİYE’DEN OHAL BAŞVURULARI
AİHM’e geçen yıl Rusya’dan 12 binin üzerinde başvuru geldi. Bir önceki yıl Rusya’dan 8 bin civarında başvuru gelmişti. Türkiye’den geçen yıl gelen başvurular ise bir önceki yıla oranla önemli bir düşüş göstererek 25 bin 978’den 6 bin 717’ye indi.
AİHM’e geçen yıl bütün ülkelerden 41 bin 300 başvuru geldi. 2017 yılında AİHM’e 63 bin 350 başvuru gelmesi dikkate alındığında bu yüzde 32’lik bir düşüş anlamına geliyor. Bu düşüşte AİHM karar mekanizması içindeki reformun önemli olduğu bildirildi.