Erdoğan rejimi, Mülkiye olarak bilinen 160 yıllık Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini ‘özel’ bir hedef olarak seçti. Bürokrasi ile Mülkiye’nin bağını kopardı, yerine kendi adamlarını koydu.
BOLD – Amerika’nın önde gelen gazetelerinden New York Times’ın yayınladığı haberde, Erdoğan ve müttefiklerinin kapsamlı tasfiyesiyle binlerce akademisyenin işini, seyahat etme hakkını ve pasaportlarını kaybettiği aktarıldı.
BAZILARI MAHKUM EDİLDİ, BAZILARI İNTİHAR ETTİ
Haberde, “Bu akademisyenler, kamu veya özel üniversitelerde bir daha çalışamaz hale geldiler. Haklarında açılan ve hala devam eden yasal süreçler bu insanları arafta bıraktı. Yurt dışında olanların birçoğu geri dönmedi. Basında adlarının geçmesinden hatta gazetecilere konuşmaktan korktular. Bazıları hapse mahkum edildi. En az biri intihar etti” ifadelerine yer verildi.
160 YILLIK FAKÜLTE ÖZEL HEDEF HALİNE GELDİ
Otoriter bir devletin demokratik tiplerden kurtulmak için hapse attığı, dava açtığı ancak eninde sonunda bu tip kişiler yetiştiren kurumlara saldırdığına dikkat çekildi.
“Gazeteleri satın almak kolay olabilir. STK’ları da kapatabilirsiniz. Ama üniversiteler dağıtması çok daha zor kurumlardır. Ankara Üniversitesinden tasfiye edilen 90 kadar akademisyenin 36’sı Mülkiye’dendi. Bu da 160 yıllık fakültenin özel bir hedef haline geldiğine ilişkin şüpheleri çoğalttı” denildi.
YÖNETENLER SINIFININ EĞİTİMİNDE EN ÖNEMLİ KURUM
Mülkiye’nin devlete adam yetiştiren bir siyaset bilimi okulu ve Türkiye’nin yönetenler sınıfının eğitiminde en önemli kurumlardan olduğunun anlatıldığı haberde, eski öğretim üyeleri İlhan Uzgel, Canberk Gürer, Elçin Aktoprak ve Kerem Altıparmak’ın görevden alınış süreçleri bu isimlerle birebir görüşülerek aktarıldı.
BÜROKRASİ İLE MÜLKİYE’NİN BAĞI KOPARILDI
Haberde, Türkiye’nin ABD-Türkiye ilişkileri konusunda en önemli uzmanlarından İlhan Uzgel’in de kovulduğu 7 Şubat 2017’ye kadar 30 yıl boyunca gururla Mülkiye’de öğretim üyesi olarak çalıştığı ifade edildi. AKP’nin Türk bürokrasisiyle Mülkiye’nin bağını kopardığı dile getirildi.
2004’DEN SONRA KENDİ ADAMLARI GELDİ
Uzgel “Mülkiye’nin Türk bürokrasisiyle bağı 2004 gibi kopmaya başladı. AKP bu bağı kopardı. Kendi adamları bürokrasiye egemen olmaya başladı” diye anlattı. Eski Mülkiye akademisyeni Elçin Aktoprak ise “Ben Mülkiye’de büyüdüm. Bu kampüste ülkenin geri kalanında olmayan bir özgürlük vardı” diyor.
GEZİ’DEN SONRA FAKÜLTE İLE REKTÖR’ÜN ARASI AÇILDI
Haberde, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin özellikle de AKP hükümeti karşıtı Gezi Parkı gösterilerinin olduğu 2013 yazından sonra rektörle ilişkilerinin bozulduğu aktarıldı. Eski Mülkiye akademisyeni Canberk Gürer, “Erdoğan Gezi’den sonra ‘ülkeyi tek-adamlaştırma’ sürecini başlattı. Bizim rektörümüz de üniversiteyi ‘tek-adamlaştırma’ya başladı’ diye anlattı.
BARIŞ AKADEMİSYENLERİ VAKASI
Haberde, kendilerine ‘Barış Akademisyenleri’ diyen iki bin dolayında akademisyenin “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildirisi de işlendi. Eylül 2016’da binlerce insanla birlikte Ankara Üniversitesi öğretim kadrosundan da 21 kişinin bu gerekçe ile kovulduğu vurgulandı.
TUTUKLANIRSAN AİLENDEN KİMİNLE İLETİŞİM KURALIM
Elçin Aktoprak herkesin o günlerde çok tedirgin olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Avukatlar da dahil herkes bize ne yapmamız gerektiğini, söylemeye başladı. ‘Tutuklanırsan ailenden kimle iletişim kurmalıyız. Mesajlarında ne var? Evinde ne var?’ Hepimiz ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk.”
RESMİ GAZETEDEN KOVULUP KOVULMADIKLARINA BAKIYORLARDI
Canberk Gürer “ÖSYM kovulmadan bir ay kadar önce beni Twitter’da engelledi” derken, Profesörlerin her gün Resmi Gazete’den kovulup kovulmadıklarına baktıklarını anlattı. Aktoprak ve Gürer 7 Şubat 2017’de 27 diğer akademisyenle birlikte kovuldu. Kampüste büyük gösteriler oldu ve polis biber gazıyla müdahale etti. Aktoprak okula girmeye çalıştığında güvenlik görevlileri “Üzgünüz hocam, siz de kovulanlardansınız” diyerek kampüse almadılar.