Türkiye’nin son beş yıldaki insan hakları karnesi, İsviçre’nin Cenevre kentinde bugün masaya yatırılıyor. Toplantı youtube kanalımızdan canlı yayında…
BOLD – Türkiye’nin son beş yıldaki insan hakları karnesi, İsviçre’nin Cenevre kentinde Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Evrensel Periyodik İnceleme Mekanizması (UPR) kapsamında bugün masaya yatırılacak. Türkiye’deki insan hakları ihlalleri ve sivil toplum örgütlerinin şikayetleri görüşülecek.
Cenevre’de yapılacak bugünkü toplantıda üçüncü kez Türkiye’deki mevcut durum incelenecek. Toplantıda KHK ile kamu görevinden alınan 130 bin kişinin durumu ve 15 Temmuz başarısız darbe girişiminden sonra yaşanan işkence ve adam kaçırma iddiaları da ele alınacak.
Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Faruk Kaymakcı başkanlığında incelemeye katılacak olan Türk heyeti, BM İnsan Hakları Konseyi üyesi ülkelerin sorularına cevap verecek.
Toplantıda, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, STK’lar ve Türkiye tarafından hazırlanan 3 farklı rapor görüşülecek.
Konsey, perşembe günü çıkacak olan nihai raporda Türkiye’ye insan haklarını iyileştirme yönünde tavsiyelerde bulunacak. Birleşmiş Milletler, Türkiye ile ilgili UPR raporlarını en son 2010 ve 2015 yıllarında yayımlamıştı.
HRW’DEN “TÜRKİYE’YE BASKI” ÇAĞRISI
İnternet üzerinden canlı yayınlanacak toplantı öncesi New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden (HRW) konuya ilişkin bir açıklama yapıldı.
HRW, internet sayfası üzerinden paylaştığı metinde Türkiye’nin üçüncü kez incelemeye alınmasının önemli olduğunu belirterek katılımcı ülkelerden Türk hükümetine baskı yapmalarını istedi.
HRW’nin açıklamasında gözden geçirme toplantısının “Türkiye’deki insan hakları krizi ve hukukun üstünlüğü konusunda yaşanan dramatik aşınmanın kabul edilmesi ve bu sorunun ele alınması için bir fırsat sunduğu” ifade edildi.
Açıklamada “Türkiye’de son dört yılda ifade özgürlüklerini barışçıl şekilde kullanan gazeteciler, aktivistler, insan hakları savunucuları ve hükümete muhalif olarak algılanan kişilerin bu faaliyetleri nedeniyle tutuklandıklarına” dikkat çekildi.
Açıklamada ayrıca bu kişilerin tutuklanmalarına terörle mücadele kapsamına giren ya da girmeyen geniş ve muğlak suçlamaların gerekçe gösterildiği vurgulandı.
DARBE SONRASI BASKICI ÖNLEMLER
HRW’den BM İnsan Hakları Konseyi’ne yapılan çağrıda, “ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin 15 Temmuz’daki darbe girişiminden bu yana aldıkları baskıcı önlemlerin çoğunun darbeye verilmiş meşru yanıtlar olduğunu öne sürerek bunları haklı göstermeye uğraştıkları” da ifade edildi.
Açıklamasında darbe girişiminin sorumlularının adaletin önüne çıkartılmasının önemli olduğunu vurgulayan HRW, ancak hükümeti eleştirenlere ve muhaliflere uygulanan baskıların bu amaca hizmet etmediğini, aksine bu amaçtan sapılmasına yol açtığını savundu.
Ayrıca ‘‘Özgürlükleri tehdit edilen çok sayıdaki gazeteciden biri olan Ahmet Altan, yazdığı yazılar nedeniyle, darbe ile bağlantılı suçlardan hala hapiste tutuluyor. Çok sayıda gazeteci de gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılanıyorlar. Binlerce vatandaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı veya iktidar partisi AKP’yi eleştiren sosyal medya paylaşımları nedeniyle Türkiye mahkemeleri tarafından para ve hatta hapis cezalarına çarptırıldılar’’ ifadeleri kullanıldı.
KHK’LILARIN DURUMU
‘‘Terör örgütleriyle ilişkili oldukları iddiasıyla, darbe girişimin ardından KHK ile kamu görevinden çıkartılan 130 binden fazla kişinin geleceği belirsizliğini koruyor’’ diyen örgüt açıklamasında, “Söz konusu kamu görevlilerinin (KHK’lıların) itirazlarını incelemek için kurulan komisyon bugüne dek göreve iade talebiyle yapılan başvuruların çoğunu reddetti. Etkin başka bir çare de bulunmadığından, bu insanların çoğu iş bulamıyor, seyahat edemiyor ve temel kamu hizmetlerinden yararlanamıyorlar” denildi.
İŞKENCE İDDİALARI SORUŞTURULMADI
UPR raporlarında öne çıkan başlıklardan biri de işkence iddiaları. Söz konusu iddialarla ilgili HRW, ülkedeki işkence iddialarının soruşturulmadığınu vurguladı. HRW, “Polis gözetimi altında işkence ve kötü muamele yapıldığına ilişkin ısrarlı ve güvenilir raporlara rağmen iddiaların araştırılması için bir girişimde bulunulmadığına” dikkat çekti.
Açıklamada “darbe girişimi sonrası dönemde kontrol ve denge mekanizmalarını ortadan kaldıran bir başkanlık sistemine geçilmesiyle birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yetkilerinin arttığına” da işaret edildi.
HRW’DEN TALEPLER
HRW, toplantıya katılacak BM üyesi devletlerin, Erdoğan hükümetinden ısrarla talep etmesi gereken konular da şu şekilde sıralandı:
- Aktivistlerin, politikacıların, insan hakları savunucularının, gazetecilerin ve yazarların şiddet içermeyen faaliyetler nedeniyle yargılanmasına son verilsin.
- Yargının tarafsız olması sağlansın, hakimler ve savcılar üzerindeki siyasal baskılar kaldırılsın ve insan haklarını koruyan yasalar çıkartılsın.
- Barışçı toplanma özgürlüğünün genel ve kapsamlı yasaklarla keyfi ve orantısız bir şekilde kısıtlanmasına son verilsin.
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Kavala’nın ve Demirtaş’ın “keyfi ve uzun süreli tutukluluk hallerine son verilerek, derhal serbest bırakılmaları” yönündeki kararları uygulansın.
- Türk Ceza Kanunu’nun, Terörle Mücadele Kanunu’nun ve ilgili diğer tüm kanunların ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlükleriyle, bilgiye erişim hakkının kısıtlanması için kullanılan tüm maddeleri, bu kanunların uluslararası insan hakları standartları ile uyumlaştırılması amacı gözetilerek, gözden geçirilsin.