Koronavirüs salgınının ekonomik krizi tetiklediğini belirten Prof. Dr. Refet Gürkaynak, yüksek döviz borcunun ve ekonomi yönetiminin yetersizliğinin Türkiye’nin işini zorlaştırdığını vurguladı.
BOLD – Dünya ekonomisini alt üst eden yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının Türkiye’deki etkisini değerlendiren Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Refet Gürkaynak, özel sektörün yüksek döviz borcunun kırılganlık yarattığına dikkat çekerek “Türkiye ekonomisinin dövize ihtiyacı var” dedi.
“PARA BASMAK DURUMU DAHA DA KÖTÜLEŞTİREBİLİR”
GazeteDuvar için İngilizce bir makale kaleme alan Profesör Refet Gürkaynak, “Dövizi basamayız; para basmak sadece kamu ve özel sektör borcunun yerel para ağırlıklı olduğu ülkelerde işe yarar. Döviz borcu bulunan ülkelerde ihtiyaç duyulan şey gerçek kaynaktır. Kontrolsüz parasallaştırma, yerel paranın değerini düşürerek işleri daha da kötüleştirir ve döviz borcu bulunanlara daha fazla zarar verir” yorumunu yaptı.
Vatandaşa ve KOBİ’lere nakit yardımında bulunmak için Merkez Bankası tarafından para basılması seçeneğinin likidite artışının döviz talebini artıracağını vurgulayan Gürkaynak, bunun da yerel paranın değerinde düşüşe yol açacağına dikkat çekti.
“4 ÇIKIŞ YOLU VAR”
Mevcut koşullarda Türkiye’nin önünde dört çıkış yolunun bulunduğunu belirten Prof. Dr. Refet Gürkaynak, bunların ihracatı artırmak, uluslararası piyasalardan borçlanmak, gelişmiş ülke merkez bankalarından Swap ile kaynak sağlamak ve uluslararası bir organizasyondan, yani IMF’den borç almak olduğunu belirtti.
Türkiye’nin ihracatını 175 milyar dolarlık kısa vadeli dış borcunu karşılayacak ölçüde artırmasının mümkün olmadığına dikkat çeken Gürkaynak, Uluslararası piyasalardan borçlanmanın maliyetinin ise çok yüksek olduğunu vurguladı.
“5 YILLIK DOLAR BORCUNA YÜZDE 10 FAİZ ÖDEMEK ZORUNDA”
Türkiye’nin 5 yıllık dolar borcuna yüzde 10 faiz ödemek zorunda olduğunu belirten Gürkaynak, Amerika’nın yüzde 1, Almanya’nın ise negatif faizle borçlanabildiğini, bu nedenle borcun da çıkış yolu olmadığını ifade etti.
Üçüncü yol olan gelişmiş ülke merkez bankalarından Swap hattı kurmak ise Refet Gürkaynak’a göre bu yolla elde edilebilecek kaynak kısa vadeli olacağı için çare değil.
“ER YADA GEÇ IMF’DEN BORÇ ALMAK ZORUNDA”
Prof. Dr. Refet Gürkaynak’a göre bu şartlar altında er veya geç, IMF gibi bir uluslararası kurumdan borç almak zorunda kalınacak. Bu adım ya bilinçli ve organize bir şekilde ya da bir kriz anında, IMF’in ileri süreceği tüm şartlar kabul edilerek yapılacak.
Türkiye’nin izlemesi gereken yolun, Merkez Bankası’nın kısa vadeli kaynağı ile uzun vadeli dış kaynağın bir arada kullanılacağı bir program olması gerektiğini ifade eden Gürkaynak, ayrıca dış borçlanmanın maliyetini düşürücü bir reform programının da uygulamaya konulması ve daha iyi, kapsayıcı bir büyüme modeline geçilmesi gerektiğini vurguladı.
Cezaevinde koronadan babasını kaybeden Ferhat Yeter: Ders çıkarılsın!