ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Çin’den yeni tip koronavirüsün çıktığı iddia edilen Wuhan’daki laboratuvarı erişime açmasını istedi. Koronavirüsün kaynağı konusunda uluslararası soruşturma isteyen Avustralya ile Çin arasındaki gerilim de artıyor.
BOLD – ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Çin’e Wuhan’daki viroloji laboratuvarlarının kapılarını dış dünyaya açması yönündeki çağrısını yineledi. Pompeo, koronavirüs salgınının Wuhan’da nasıl patlak verdiğini dünyanın anlaması gerektiğini ve Pekin’in şeffaf olmakla yükümlü olduğunu vurguladı.
Dışişleri Bakanlığı’nda basın toplantısı düzenleyen Pompeo, ‘’Wuhan Viroloji Enstitüsü’ne hala erişimimiz yok, dünyanın erişimi yok. Bu virüsün nereden kaynaklandığını hala tam olarak bilmiyoruz’’ dedi. Pompeo, ABD’nin Çin’deki laboratuvarların güvenliğiyle ilgili endişelerinin sürdüğünü belirtti.
Pompeo, ‘’Çin’de bulaşıcı patojenler üzerinde çalışmalar yürütmeye devam eden çok sayıda laboratuvar bulunuyor. Bu salgının tekrar yaşanmasını önleyecek düzeyde güvenlik tedbirleriyle faaliyet gösterip göstermediklerini bilmiyoruz. Çin Komünist Partisi bize, ortağımız olmak istediklerini söylüyor. Güvenilir ortakların bu bilgiyi paylaşma yükümlülüğü bulunmaktadır’’ diye konuştu.
ABD, VİRÜSÜN KAYNAĞINI ARAŞTIRIYOR
Başkan Donald Trump 15 Nisan’da yaptığı açıklamada, koronavirüsün Wuhan’daki bir laboratuvardan kaynaklanmış olma ihtimalini araştırdıklarını söylemişti.
Virüsün Wuhan’daki Viroloji Laboratuvarı’nda yarasalar üzerindeki bir deney sırasında kazara dışarıya sızmış olabileceği yönünde iddialar uzun süredir gündemde. ABD istihbaratının da bu konuyu araştırdığı ortaya çıkmıştı.
DEMOKRAT SENATÖRLERDEN POMPEO’YA MEKTUP
Washington Post gazetesinde bu ay içinde yayımlanan bir köşe yazısında, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2018 yılında Wuhan’daki laboratuvarda güvenlik ve idare zafiyetleri yaşandığı yönünde diplomatik yazışmalar yoluyla uyarıda bulunduğu belirtilmişti.
İki Demokrat senatör Chris Murphy ve Edward Markey Salı günü Pompeo’ya bir mektup göndererek, ABD’nin Pekin Büyükelçiliği’nden gönderilen diplomatik yazışmalarla ilgili bilgi talep etti.
Her ikisi de Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nun üyesi olan Murphy ve Markey mektupta, Trump yönetiminin salgın öncesinde ABD’nin Çin’de görevli sağlık uzmanlarının sayısını neden daralttığını ve Wuhan Viroloji Enstitüsü’nin güvenliği ve idaresiyle ilgili kaygı ve uyarıların neden ciddiye alınmadığını sordu.
ÇİN VE AVUSTRALYA ARASINDA GERİLİM ARTIYOR
Avustralya başbakanı Scott Morrison geçen hafta Trump ile bir görüşme yaptıktan sonra, büyük salgınların nereden kaynaklandığının; tıpkı daha önce bazı ülkelerin elindeki kitle imha silahlarını denetlemekle görevlendirilen silah denetçileri gibi, uluslararası olarak tayin edilen ‘bağımsız müfettişler’ tarafından araştırılmasını önermişti.
Başbakan Scott Morrison, dün yaptığı son açıklamada “Hükümetinin bu konuda izlediği tutumun makul ve sağduyulu olduğunu” söyledi.
Canberra’da basın toplantısı düzenleyen Morrison “Bu virüs dünya çapında 200 binden fazla insanın yaşamının sona ermesine sebep oldu. Küresel ekonomiyi kapattı. Olağanüstü etkiler yarattı. Böyle bir durumda dünyanın, bunun nasıl ortaya çıktığının bağımsız bir soruşturmayla değerlendirilmesini istemesi tamamen makul ve sağduyulu bir taleptir. Böylece gereken dersleri öğrenebilir ve bir daha aynı şeyin yaşanmasına engel olabiliriz” diye konuştu.
ÇİN, ULUSLARARASI SORUŞTURMA ÇAĞRILARINI REDDETTİ
Koronavirüsün yayılmasında Çin hükümetinin sorumluluğu bulunduğuna dair suçlamalar ve uluslararası soruşturma çağrıları Batı dünyasında giderek daha yüksek sesle dile getirilirken Çin’den konuyla ilgili tartışmalara tepki geldi. Dışişleri Bakan Yardımcısı Le Yuşeng, Çin’in suçlu olduğu varsayımından yola çıkacak her tür uluslararası soruşturmaya karşı olduklarını belirterek “Çin’i damgalama amaçlı siyasi soruşturmalara kararlılıkla karşı çıkacaklarını” söyledi.
ÇİN’DEN AVUSTRALYA’YA: “AYAKKABILARIMIZIN ALTINA YAPIŞA SAKIZ”
Son günlerde Çin’de devlet kontrolündeki medya platformlarında da Çin’i eleştiren ülkelere yönelik ağır yorumlar ve tanımlamalar dikkat çekiyor.
Bunlardan birinde Avustralya “Çin’in ayakkabısının altına yapışan sakız” diye nitelendi ve “ABD’nin maşası” olmakla suçlandı. Avustralya’nın bu tutumunun Çin ile ikili ilişkilerine ve ticaret ortaklığına kalıcı zarar verme tehlikesi taşıdığı söylendi.