HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 6 yıl aradan sonra Kürt siyasetçilere yapılan Kobani operasyonunun bizzat Saray’da hazırlandığını söyledi. “Bu dosyanın savcısı da Erdoğan ve damat savcıdır” dedi.
BOLD – Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Grup Toplantısı’nda gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. MA’da yer alan habere göre Buldan, HDP’ye dönük baskılara değinerek başladığı konuşmasında şunları dile getirdi.
- Ne iktidarın siyasi komploları ne de faşizmin HDP’nin sesini kesmeyecek.
- Yarımız cezaevinde de olsak, HDP içeride ve dışarıda faşizmin karşısında tek vücut olmaya, halklarla, demokrasiden ve barıştan yana olan herkesle kenetlenmeye, özgürlük ve demokrasi umudunu dimdik ayakta tutmaya devam edecektir.
- Kobani soruşturması kapsamında siyasetçilerin gözaltına alınmasıyla HDP’ye yönelik destek ve dayanışma arttı.
- Tek bir HDP’li de kalsak da mazlum halkların sesine ses, nefesine nefes olmaya devam edeceğiz. Çünkü HDP sadece siyasi bir hareket değildir. Eşitlik ve özgürlük fikriyatının filizlendiği bir yaşam biçimidir.
- Bizlere her gün siyasi operasyon düzenleyenler HDP’yi halen anlayabilmiş değiller. HDP sizin gibi çıkar ve rant ortaklığına dayanan bir şirket değildir.
- HDP her kimlikten, her inançtan, her görüşten milyonların mücadele ortaklığıdır. Her bedeli ödemeye hazır bir mücadele ortaklığıdır.
- AKP-MHP komplo ortaklığının talimatıyla 25 Eylül sabahı partimize yönelik siyasi bir komplo operasyonu düzenlediler. 17 arkadaşımızı, yargı komplosuyla tutukladılar.
- Gerekçe 6 yıl önceki Kobani’yle dayanışmak için yapılan IŞİD protestoları.
- Güya HDP ayaklanmayı başlatmış ve bunun üzerinden tam 6 yıl geçmiş ve 6 yıl düşünmüşler, taşınmışlar bu yalanı uydurmaya karar vermişler.
- Biz şu an tam bir yalan rüzgarıyla karşı karşıyayız.
- Nazi Propaganda Bakanı’nın Büyük Yalan Teorisi vardır. Buna göre, ‘Bir yalanı bin kez söylerseniz, yalan yalan olmaktan çıkar, gerçeğin ta kendisi olur’. Şimdi belli ki bu sözleri kendisine rehber edinmiş bir iktidarla karşı karşıya olduğumuzu özellikle ifade etmek isterim. Yalan, bunların diğer adı olmuş.
- Bugün 6 Ekim Kobani’nin de yıl dönümü. IŞİD, Şengal’de yaptığı Ezidî soykırımının ardından 15 Eylül 2014’ten itibaren Kobani’yi işgal etti ve aynı katliamları Kobani’de gerçekleştirmeye başladı.
- Kobani halkı da IŞİD barbarlığına karşı yaşamını, evini, toprağını onurluca savundu.
- O süreçte mazlum Kobani halkıyla dayanışmak için hem Türkiye’de hem de dünyanın 70 ülkesinde insanlar ayaktaydı.
- IŞİD protestoları 7 Ekim’den çok daha önce başlamıştı. Tek bir talep vardı, o da; IŞİD katliamlarının durdurulması, Kobani’ye insani yardım koridorunun açılmasıydı.
- 7 Ekim 2014’te IŞİD protestoları sırasında Varto’da 25 yaşındaki Hakan Buksur adlı bir gencimiz güvenlik güçlerinin açtığı ateşle yaşamını yitirdi, katledildi. Bu tam bir provokasyondu.
- Evet, aynı gün Erdoğan Antep’te büyük bir sevinçle, bunun da altını önemle çizmek istiyorum, büyük bir sevinçle ‘Kobanî düştü düşecek’ diyerek adeta yangına körükle gitti ve provokasyonların büyümesine neden oldu.
- Ardından paramiliter güçler ve ırkçı gruplar örgütlü ve organizeli bir biçimde sokaklara salındı, demokratik tepkileri kanla bastırmaya çalıştılar.
- Varto katliamı ve Erdoğan’ın kışkırtıcı açıklaması olmasaydı, güvenlik güçleri silah kullanmasaydı, ölümler de yaşanmayacaktı.
- Devletin müdahalesi olmayana kadar protestolarda hiçbir şiddet olayı yaşanmamıştı.
- Protestolarda hayatını kaybedenlerin büyük çoğunluğu partimizin taraftarları olup, güvenlik güçlerinin açtığı ateş, attığı gaz bombası ve ırkçı grupların linç saldırısı nedeniyle yaşamlarını yitirdiler. Katledilen her bir insanımızın acısını halen derinden hissediyoruz.
- Şiddet çağrısı aranacaksa eğer HDP’nin insani dayanışmasında değil, güvenlik güçlerinin Varto provokasyonunda ve ‘Kobani düştü düşecek’ sözünde aranmalıdır.
- Çok açık söylüyorum; onlarca insanın ölümünden AKP iktidarı ve devlet içinde birlikte hareket ettiği paramiliter güçler sorumludur.
- Bu operasyon dosyası bizzat Saray’da hazırlanmıştır ve bu dosyanın savcısı da Erdoğan ve damat savcıdır.
- Erdoğan, ‘Yargımız Kobani eylemlerinin hesabını soruyor’ diyor. Ortada bir yargı yok ki. Hangi yargıdan söz ediyorsunuz?
- Ortağınızın serbest bırakın dediğini serbest bırakan, sizin tutukla dediğinizi tutuklayanlara mı yargı diyorsunuz.
- Sayın Erdoğan buradan gerçekten size sormak istiyoruz. Onlar yargı değil, sizin operasyon güçlerinizdir. Gerçek yargı hukuka, adalete ve hakikate bağlı olur; saraylara, iktidarlara bağlı olmaz.