Gündem
Saray, Kavala ve Demirtaş’ın tahliyesi için ne düşünüyor?


Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç’ın Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş için tahliye çağırısına Saray’dan ilk cevap geldi. Tahliye için kapıları kapatmayan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Arınç’ın sözleri için ise “Onlar kendi görüşlerini ifade ediyorlar” dedi.
BOLD – Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Bülent Arınç’ın Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş hakkındaki sözlerine dair, “Onlar kendi görüşlerini ifade ediyorlar” dedi.
TAHLİYE TARTIŞMASINA SARAY’DAN İLK YORUM
Bülent Arınç “Osman Kavala’nın tutuklu kalmasına hayret ediyorum, Demirtaş’ın da tahliyesi olabilir” demişti. Arınç’ın sözlerine AKP içinden kimi isimler çok sert sözlerle tepki gösterirken, Saray’ın beklenen açıklaması sözcü İbrahim Kalın’dan geldi. Kalın “Cumhurbaşkanımız adına sözcü gibi konuşmuyorlar. Onlar kendi görüşlerini ifade ediyorlar, Cumhurbaşkanımız da bunları dinliyor. Tüm bunların istişareleri yapıldıktan sonra politika haline gelmesi Cumhurbaşkanımızın iradesiyle olan bir şey. Gerçekten çok dinleyen, istişare eden, not alan bir liderden bahsediyoruz” diye konuştu.
NTV’ye konuşan Kalın’ın sözleri, Kavala ve Demirtaş’ın tahliye edilebileceğinin sinyalleri olarak yorumlandı. Yargı reformuna işaret eden Kalın, “Bu iki isim üzerinden tartışmak istemem. Meseleyi sadece bu iki kişinin davasına indirgemek istemem. Bunlar zaten yargı reformu içerisinde konuşulan konular. Toplumdaki bazı hassasiyetleri de göz ardı etmemek lazım. Sn. Arınç bu şekilde konuştuğunda belki hukuki bir açıdan konuşuyor ama bunu yaşanan olaylardan bağımsız ele almak mümkün değil” ifadesini kullandı.
ERDOĞAN GEZİ’DEN BERAATE KARŞI ÇIKMIŞTI
Diğer yandan mahkeme daha önce Gezi Davası’nda Kavala’nın tahliyesine karar vermiş, hemen ardından yeni bir tutuklama kararı gelmişti. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan tutuklama kararına saygı duyulması gerektiğini belirtirken tahliye kararı için “Türkiye ayağı içerisindeydi, bir manevrayla dün O’nu beraat ettirmeye kalktılar” demişti.
Bunlar da ilgini çekebilir
56 milletvekili Demirtaş için sordu: Türkiye AİHM kararlarına uymak zorunda değil mi?
Gizli sanık Recep Tayyip Erdoğan
İnsan Hakları İzleme Örgütü: Türkiye’de son 4 yılda asker ve polis gözetiminde işkence arttı
Yargı reformu söyleminden 39 yeni cezaevi çıktı
Erdoğan yıla çifte tuzakla başladı
Tartışmalı paket Meclis’e geliyor: Hakimler AYM kararlarına uymak zorunda kalacak
Gündem
Akit yazarı yabancı dil barajını komploya bağladı: Sınavı geçenler ya batıcı ya FETÖ’cü


Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK) doktora için aranan dil puanını yükseltme çalışmalarına Akit yazarı Fatma Gülşen Koçak’tan tartışılacak bir itiraz geldi. Koçak “Dil barajını geçenler ya batıcı ya FETÖ’cü” dedi.
BOLD – Doktora için aranan dil puanını yükseltmek için kolları sıvayan YÖK’e ilginç bir tepki geldi. Dil puanının yükseltilmesini AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a şikayet eden Yeni Akit yazarı Fatma Gülşen Koçak, sınavı geçenleri “batıcı ya da FETÖ’cü” sözleriyle suçladı.
“YABANCI DİL BARAJI İLE YİNE İNSANIMIZ DOĞRANIYOR”
Sosyal medya hesabından açıklama yapan YÖK Başkanı Yekta Saraç, doktora eğitimine başlamak için aranan asgari 55 olan yabancı dil barajını yükseltmek istediklerini ve çalışmalara başladıklarını açıkladı. Dil puanının yükseltilmek istenmesine karşı çıkan Fatma Gülşen Koçak, “Dil barajlarını geçenler ya batıcı ya FETÖ’cü. Yabancı dil barajı ile yine insanımız doğranıyor. Reise rağmen bu yapılıyor üstelik” dedi.
ERDOĞAN’A YÖK’Ü ŞİKAYET ETTİ: ANADOLULU AKADEMİSYENLERİN ÖNÜ KESİLECEK
Cumhuriyet’in haberine göre YÖK’ü AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şikayet eden Koçak, “YÖK ne yapmak istiyor? Dün gece bütün öğretim elemanlarına gönderilen yabancı dil barajının yükseltilme isteği ne anlama geliyor? Bu barajı REİS düşürdü. Yeniden yükselterek 28 Şubat’da ezilen Anadolulu akademisyenlerin önü kesilecek” iddiasında bulundu.
Akit yazarı Koçak, açıklamalarının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Yabancı dil elbette bilinmeli. Ama bu baraj şimdiki olduğu şekilde korunmalı. Daha yabancı dil bile yazamayanların barajı yükseltmek isteği gerçekten ironik. 2005 yılından 2014 yılına kadar soruların çalındığı itiraf edildi. Hakkıyla geçenlere değil sözümüz. Ama pek çok vatan evladının onlarca yıl hakkı yendi. Reis bu oyunu gördü ve dil barajını düşürdü. Bunu nasıl göremiyorsunuz?”


18 yıllık AKP iktidarında işkence vakaları raporlaştırıldı. Bugüne kadar 27 bin 493 kişi işkence gördü, 86 kişi işkenceden öldü. 2016-2020 yılları arasında kaçırılan 24 kişi de aylarca süren ağır işkenceye maruz kaldı.
BOLD – TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 2002-2020 yılları AKP hükümetleri İşkence ve Kötü Muamele Raporu’nu açıkladı. Buna göre AKP’nin iktidar olduğu 18 yılda 27 bin 493 kişi işkenceye maruz kaldı. 86 kişi işkence nedeniyle hayatını kaybetti. 201-2020 arasında kaçırılan 24 kişi yoğun işkence gördü. 2002 yılında 988 işkence olayı yaşanırken, bu sayı 2020 yılında 3 bin 534’e yükseldi. En fazla işkence olayı 2015 yılında yaşandı, bu yılda 5 bin 671 işkence olayı kayıtlara geçti.
“İŞKENCE GÖRDÜĞÜNÜ SAKLAYANLAR VAR”
Dün yaptığı basın toplantısında konuşan Sezgin Tanrıkulu, Tanrıkulu, işkence gördüğü halde açıklamayan, suç duyurusunda bulunmayanlar ile toplantı ve gösterilerde işkenceye maruz kalanlar dikkate alındığında gerçek sayının bunun çok üzerinde olduğunu vurguladı.
“İŞKENCENİN ARTMA NEDENİ CEZASIZLIK”
Artan işkence ve kötü muamele olaylarında cezasızlığın rolüne vurgu yapan Tanrıkulu raporda şunları belirtti:
“Cezasızlık, en yalın ifadeyle yaşanan bir hak ihlalinin soruşturmasının, faillerinin bulunmasının, yargılanmasının ve cezalandırılmasının, suçtan mağdur olanların tazmin edilmesinin söz konusu olmamasıdır. Burada altı çizilen konu devletin sorumluluğudur. 2020 Yılı mayıs ayında kovid-19 salgını gerekçesiyle gündeme gelen sokağa çıkma yasağı/kısıtlamalarına uymayan (ya da uymadığı iddia edilen) kişilerin kolluk güçlerinin fiziksel şiddetine maruz kaldığı çok sayıda olay yaşandı. İşkence/darp olaylarındaki artışın Türkiye’de artık iyice yerleşen cezasızlık olgusundan kaynaklandığı ortadadır. İşkence ve hatta yaralama/öldürme suçu işleyen kolluk görevlilerinin adil ve etkili bir biçimde soruşturulmadığını, yargılanmadığını birçok olay göstermiştir.”
“BULUNAN KAYIPLARIN YOĞUN İŞKENCE GÖRDÜĞÜ BELİRLENDİ”
Raporda, 90’lı yıllarda sıkça karşılaşılan ve 2016 yılında OHAL’in ilanıyla birlikte yeniden gündeme gelen zorla kaybetmelere de yer verildi.
“Bugüne kadar zorla kaybetmeler ile ilgili cezalandırılan herhangi bir kamu görevlisi yoktur” diyen Tanrıkulu, İHD’nin verilerine göre, 2019 yılında 7 kişinin zorla kaçırıldığını, Hafıza Merkezinin verilerine göre de 1990’lardan bugüne gözaltına alındıktan sonra kaybolan insan sayısının bin 388’i bulduğunu aktardı. Çalışmalar sonucu 253 toplu mezar bulundu, bu mezarlarda 4 binden fazla kişinin gömülü olduğu tespit edildi.
Tanrıkulu, raporunda, “2000’li yıllarda azalan ve Cumartesi Anneleri’nin eylemlilikleri dışında kamuoyu gündeminden çıkan ‘zorla kaybetmeler’, 15 Temmuz’dan sonra yeniden başladı. OHAL sonrası dönemde (2016-2020 yılları arasında) çoğunluğu Cemaat operasyonları çerçevesinde kaybedilenlerden 24’ü daha sonra bulundu. Bu kişilerin kayıp oldukları dönemde yoğun işkence gördükleri belirlendi.
İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE OLAYLARININ YILLARA GÖRE DAĞILIMI
GÖZALTINDA ÖLÜMLERİN YILLARA GÖRE DAĞILIMI
Kanser tedavisi gören eski Milletvekili Hatice Kocaman tutuklandı


Anayasa Mahkemesi, CHP’li Enis Berberoğlu’nun, milletvekili seçilmesine karşın yargılaması durdurulmayıp milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin başvurusunu ikinci kez görüştü. Yüksek Mahkeme oybirliği ile yine hak ihlali kararı verdi.
BOLD – Anayasa Mahkemesi (AYM), CHP’li Enis Berberoğlu’nun, AYM’nin hak ihlali kararının yerel mahkeme tarafından uygulanmaması üzerine yaptığı yeni başvuruyu görüştü. AYM, oy birliğiyle aldığı kararda yine ihlal bulunduğunu belirtti.
YEREL MAHKEME AYM’NİN KARARINI UYGULAMADI
Enis Berberoğlu, MİT TIR’ları görüntülerinin Can Dündar’a verdiği iddiasıyla 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Dokunulmazlığının kaldırılmasının ardından yargılanan, ancak yeniden milletvekili seçilmesine karşın yargılaması durdurulmayan Berberoğlu’nun mahkumiyet kararı TBMM’de okununca milletvekilliği düşürüldü. Berberoğlu’nun başvurusu sonrası Yüksek Mahkeme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine 17 Eylül 2020’de karar verdi. Ancak yerel mahkeme AYM’nin kararını uygulamadı.
OYBİRLİĞİ İLE İHLAL KARARI VERİLDİ
Yerel mahkemenin kararı sonrası Berberoğlu’nun avukatı Yiğit Acar, yeniden AYM’nin kapısını çaldı. Anayasa Mahkemesi, başvuruyu yeniden gündeme aldı. Bugün yapılan görüşmede, Berberoğlu’nun “Anayasa Mahkemesi ihlal kararının gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği” iddiasını yeniden yerinde bularak bir kez daha oybirliğiyle ‘ihlal’ kararı aldı.
TÜİK’e göre gıda zamları rağmen halkın ekonomiye güveni artıyor


Müzik emekçileri tepkili: ‘40 yıl vergi verdik, 40 gün bize bakamadılar’


9 aylık Saime bebeğin annesi ve babası tutuklandı


Akit yazarı yabancı dil barajını komploya bağladı: Sınavı geçenler ya batıcı ya FETÖ’cü
Popular
- Videohaber21 saat önce
Türkiye’de gazeteciliğin geldiği yer!
- Gündem17 saat önce
Uyuşturucu verdi, tecavüz etti, dayak attı ve serbest bırakıldı
- Gündem2 gün önce
Kalyon Holding şantiyesinde böcekli yemek isyanı
- Ekonomi2 gün önce
Marketler de darbeci oldu
- Gündem2 gün önce
Gazeteci Ayşenur Arslan ‘teröristlerin anası’na cevap verdi
- BOLD ÖZEL4 saat önce
“O peçeteye isimlerimizi değil umutlarımızı yazdık”
- Medya2 gün önce
Gazeteci Cengiz Çandar yakalama kararına isyan etti
- BOLD ÖZEL24 dakika önce
9 aylık Saime bebeğin annesi ve babası tutuklandı