Neredeyse tamamını zaten yüksek gerilimle geçirdiğimiz bir yılda buna ne gerek var desek de Playlist, 2020’nin en iyi korku filmlerini seçti.
BOLD– Mart 2020’den beri yıl kimse için iyi geçmiyor. Sinema, icat edildiğinden beri en zor günlerini geçirmekte. Merakla beklenen birçok film ertelendi ya da beyaz perdeye gelemeden dijital platformlarda yayınlandı. Ancak birçok film yine de seyirciyi etkilemeyi başararak yılın en iyileri listelerine girdi.
KORKU DOLU YILIN EN İYİ KORKU FİLMLERİ
The Playlist her yıl sonunda klasik hale gelen listelerini yayınlamaya başladı. Size ulaştıracağımız listelerin ilki yılın en iyi korkuları… 2020 kesmedi biraz da film izleyerek korkalım derseniz işte sizin için yılın en iyi 15 korku filmi…
AFTER MIDNIGHT

İlk kez Tribeca Film Festivali’nde seyirciyle buluşan After Midnight kız arkadaşı Abby’nin ardında şifreli bir not bırakarak kayboluşunu araştırırken bir yandan da akıl sağlığını korumaya çalışan Hank’in yaşadıklarını konu alıyor. Filmin yönetmeni Jeremy Gardner aynı zamanda başrolde.
COLOR OUT OF SPACE

Henüz Stephen King’in annesi ve babası bile ortalarda yokken korku türünün geleceğine yön veren H.P. Lovecraft’tan uyarlanan film, kent yaşamını terk edip ufak bir kasabaya yerleşen bir ailenin, bahçelerine bir meteor düşmesiyle değişen yaşamına odaklanıyor. Asıl sorun ise meteorun uzay zaman üzerindeki tuhaf etkisidir. Richard Stanley’in yönettiği filmin başrolünde Nicholas Cage var.
EXTRA ORDINARY

Mike Ahern ve Enda Loughman ikilisi tarafından yönetilen korku-komedi karışımı Extra Ordinary, Doğaüstü güçlere sahip olmasına rağmen bunları sergilemekten ve bu konudaki yardım isteklerinden sürekli kaçınan Rose’un kızı şeytani bir varlığın etkisi altında olan Martin’e yardım etmeyi kabul etmesiyle gelişen olayları anlatıyor.
HIS HOUSE

Güney Sudan’daki iç savaştan kendilerini zorlukla kurtaran genç bir çift mülteci olarak sığındıkları İngiltere’de kamptan çıkarılarak bir eve yerleştirilir. Mülteciliğin zorlularına bir de evdeki şeytani bir varlık eklendiğinde çift için zorlu bir yaşam başlar. Bu kötülüğü yakından tanıdıkça kendileriyle ve geçmişleriyle yüzleşmeleri gerekecektir. Film, mültecilik ve ırksal ayrım hakkındaki metaforik anlatım diliyle “Get Out”a yakın bir noktada duruyor.
LA LLORONA

Venedik, Sundance ve Tribeca gibi önemli festivallerde gösterilen La Llorona, Guatemala’da yaşanan bir silahlı çatışma sırasında öldürülen Alma ve çocukları ile bu katliamdan sorumlu olarak gösterilen Enrique arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Enrique beraat eder ancak Alma’nın huzursuz ruhunun onu rahat bırakmaya niyeti yoktur.
POSSESSOR

Kadrosunda Andrea Riseborough, Christopher Abbott, Tuppence Middleton, Sean Bean, Rossif Sutherland gibi önemli isimler barındıran Possessor, bilim kurgu-korku türünün iyi örneklerinden. Tasya Vos insanların beynine yerleştirdiği bir tür implantla onları şirketine fayda sağlayacak suikastlarda kullanır. Ancak bu teknoloji Tasya’nın şiddet dolu geçmiin bastırmakta zorlanmasına yol açar ve bir süre kendini kendi kimliğini yok etmekle tehdit eden bir adamın zihninde hapsolmuş bulur.
RELIC

1980’lerin perili ev filmlerini andıran Relic, ailenin en yaşlı üyesi Edna’nın bir süre kaybolduktan sonra hiçbir şey olmamış gibi geri dönmesinin ardından şiddet dolu birine dönüşmesinin ardındaki şeytani gücü keşfeden Kay ve Sam’in hem kendilerini hem Edna’yı kurtarma çabalarını anlatıyor.
SCARE ME

İlk romanını yazmak için şehitde bir ev kirlayan Fred ile başarılı ama kibirli korku roman yazarı Fanny’nin elektriklerin kesilmesi üzerine birbirlerine korku hikâyeleri anlatmalarıyla başlayan gerilim dolu olayları anlatıyor.
SEA FEVER

Connie Nielsen ve Dougray Scott’ı buluşturan Sea Fever, Batı İrlanda açıklarındaki bir gemi mürettebatının, su kaynaklarında büyüyen bir parazite karşı verdiği akıl almaz hayatta kalma mücadelesini anlatıyor.
SPREE

Kurt Kunkle (Joe Keery-Stranger Things) çalıştığı şirketin tanıtımını yapıp sosyal medyada viral olmak ister. Ama yaptığı ölümcül plan onu ve çevresini hiç beklemediği bir şekilde etkileyecektir.
THE BEACH HOUSE

İlişkilerinde sorun yaşayan bir çift sükunet arayışıyla ailelerinin deniz kenarındaki evine gider. Fkat davetsiz misafirlerin gelişi hayatlarını alt üst eder. Klasik bir konuya sahip olan film, iyi oyunculukları ve sağlam anlatımıyla birçok eleştirmenden övgü almayı başardı.
THE INVISIBLE MAN

Yılın en iyi filmlerinden biri olarak gösterilen The Invisible Man, kontrol delisi kocası Adrian’ın ölmesiyle hayatı değişen Cecilia’nın hikâyesini anlatıyor. Hayatını kendi istekleri doğrultusunda yeniden düzenlemeye çalışan Cecilia, açıklanamaz bazı olaylarla karşılaşınca Adrian’ın gerçekten ölüp ölmediği konusunda şüpheye düşer. Leigh Whannell’in yönettiği filmin başrolünde son zamanların dikkat çeken oyuncusu Elisabeth Moss var.
THE LODGE

Riley Keough ve The Hobbit serisiyle tanınan Richard Armitage’in (Thorin) başrolde yer aldığı yapım, evlenmeyi düşündüğü Richard’ın çocuklarıyla bir dağ evinde zaman geçiren Grace’in evin çevresinde bazı garip ve korkutucu olaylara tanık olduktan sonra kendi karanlık geçmişiyle yüzleşmesini anlatıyor.
THE PALE DOOR

Korku ve westerni birleştiren The Pale Door, bir tren soygunundan sonra saklanmak için daha önce hiç görmedikleri hayalet bir kasabaya giden bir çetenin, orayı mesken tutan cadılar tarafından ele geçirilmesini anlatıyor.
THE WRETCHED

Ebeveynleri boşandıktan sonra yeni bir yere taşınan bir genç, buradaki komşularının cadı olduğunu anlayınca kendisi ve sevdiklerini korumak için zorlu bir mücadeleye girişir.